Hizb 53

 
00:00

veinne-ddîne levâḳi`.

Arapça:

وَإِنَّ الدِّينَ لَوَاقِعٌ

Türkçe:

Ve din, şaşmaz bir olgudur.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ceza ve hesap günü şüphesiz olacaktır.

Diyanet Vakfı:

Ve ceza mutlaka vuku bulacaktır.

İngilizce:

And verily Judgment and Justice must indeed come to pass.

Fransızca:

Et la Rétribution arrivera inévitablement.

Almanca:

Und gewiß, der Din wird sicher geschehen.

Rusça:

и суд непременно наступит.

Açıklama:
 
00:00

vessemâi ẕâti-lḥubük.

Arapça:

وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الْحُبُكِ

Türkçe:

Yemin olsun o ahenkli yollar taşıyan göğe,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yollara sahip göğe andolsun ki,

Diyanet Vakfı:

İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki,

İngilizce:

By the Sky with (its) numerous Paths,

Fransızca:

Par le ciel aux voies parfaitement tracées !

Almanca:

Bei dem Himmel von Kreisbahnen!

Rusça:

Клянусь небом, обладающим прекрасным обликом (или небом, обладающим мощью; или небом со звездами)!

Açıklama:
 
00:00

inneküm lefî ḳavlim muḫtelif.

Arapça:

إِنَّكُمْ لَفِي قَوْلٍ مُّخْتَلِفٍ

Türkçe:

Ki siz gerçekten tartışmalarla dolu bir söz içindesiniz.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Siz elbette çelişkili sözler içindesiniz.

Diyanet Vakfı:

Siz çelişkili sözler söylüyorsunuz.

İngilizce:

Truly ye are in a doctrine discordant,

Fransızca:

Vous divergez sur ce que vous dites .

Almanca:

Gewiß, ihr seid doch verschiedener Ansichten,

Rusça:

Ваши (неверующих) слова противоречивы.

Açıklama:
 
00:00

yü'fekü `anhü men üfik.

Arapça:

يُؤْفَكُ عَنْهُ مَنْ أُفِكَ

Türkçe:

Yüzgeri çevrilen onun yüzünden çevrilir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ondan çevrilen (imana) çevrilir.

Diyanet Vakfı:

Ondan (Kur'an'dan veya imandan) dönen döndürülür (engellenmez).

İngilizce:

Through which are deluded (away from the Truth) such as would be deluded.

Fransızca:

Est détourné de lui quiconque a été détourné de la foi.

Almanca:

abgebracht wird davon , wer abgebracht wurde.

Rusça:

Отвращен от него (Мухаммада или Корана) тот, кто был отвращен.

Açıklama:
 
00:00

ḳutile-lḫarrâṣûn.

Arapça:

قُتِلَ الْخَرَّاصُونَ

Türkçe:

Kahrolsun o düzenbaz yalancılar,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kahrolsun (o fikir adına) kendi tahminlerini ileri sürenler!

Diyanet Vakfı:

Kahrolsun o koyu yalancılar!

İngilizce:

Woe to the falsehood-mongers,-

Fransızca:

Maudits soient les menteurs,

Almanca:

Tod sei den Lügnern,

Rusça:

Да будут убиты лжецы,

Açıklama:
 
00:00

elleẕîne hüm fî gamratin sâhûn.

Arapça:

الَّذِينَ هُمْ فِي غَمْرَةٍ سَاهُونَ

Türkçe:

Ki onlar bir sersemlik içinde ne yaptıklarından habersizdirler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onlar bir sarhoşluk ve cehalet içinde şuursuzdurlar.

Diyanet Vakfı:

Onlar koyu bir cehalet içerisinde kalmış gafillerdir.

İngilizce:

Those who (flounder) heedless in a flood of confusion:

Fransızca:

qui sont plongés dans l'insouciance.

Almanca:

die in den Tiefen (der Unwissenheit) achtlos bleiben.

Rusça:

которые окутаны невежеством и беспечны!

Açıklama:
 
00:00

yes'elûne eyyâne yevmü-ddîn.

Arapça:

يَسْأَلُونَ أَيَّانَ يَوْمُ الدِّينِ

Türkçe:

Sorarlar: "Ne zaman o din günü?"

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onlar: "Hesap ve ceza günü ne zaman?" diye soruyorlar.

Diyanet Vakfı:

Ceza gününün ne zaman olduğunu sorarlar.

İngilizce:

They ask, "When will be the Day of Judgment and Justice?"

Fransızca:

Ils demandent : "A quand le jour de la Rétribution ? "

Almanca:

Sie fragen: "Wann geschieht der Tag des Din ?"

Rusça:

Они спрашивают, когда же настанет День воздаяния?

Açıklama:
 
00:00

yevme hüm `ale-nnâri yüftenûn.

Arapça:

يَوْمَ هُمْ عَلَى النَّارِ يُفْتَنُونَ

Türkçe:

O gün onlar ateş üzerinde deneme ve elemeye tâbi tutulacaklardır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O gün, onların ateş üzerinde azap görecekleri gündür.

Diyanet Vakfı:

O gün onlar ateşe sokulacaklardır.

İngilizce:

(It will be) a Day when they will be tried (and tested) over the Fire!

Fransızca:

Le jour où ils seront éprouvés au Feu :

Almanca:

"Am Tag, wenn sie im Feuer der Fitna unterzogen werden."

Rusça:

В тот день они будут гореть в Огне.

Açıklama:
 
00:00

ẕûḳû fitneteküm. hâẕe-lleẕî küntüm bihî testa`cilûn.

Arapça:

ذُوقُوا فِتْنَتَكُمْ هَٰذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تَسْتَعْجِلُونَ

Türkçe:

Tadın imtihan ve ıstırabınızı. İşte budur o çarçabuk gelmesini istediğiniz!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onlara: "Tadın inkarınızın cezasını, işte sizin acele istediğiniz budur!" denecektir.

Diyanet Vakfı:

Azabınızı tadın! Acele gelmesini beklediğiniz şey budur işte! (denir.)

İngilizce:

Taste ye your trial! This is what ye used to ask to be hastened!

Fransızca:

"Goûtez à votre épreuve [punition]; voici ce que vous cherchiez à hâter".

Almanca:

Erfahrt eure Fitna! Dies ist das, wozu ihr zur Eile aufzufordern pflegtet.

Rusça:

Вкусите ваше наказание, которое вы торопили.

Açıklama:
 
00:00

inne-lmütteḳîne fî cennâtiv ve`uyûn.

Arapça:

إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍ

Türkçe:

Şu da bir gerçek ki, sakınıp korunanlar bahçelerde ve pınar başlarındadır;

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şüphesiz ki takva sahipleri Rablerinin kendilerine verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarında bulunacaklardır. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapıyorlardı.

Diyanet Vakfı:

Şüphesiz ki Allah'a isyandan sakınanlar, cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar.

İngilizce:

As to the Righteous, they will be in the midst of Gardens and Springs,

Fransızca:

Les pieux seront dans des Jardins et [parmi] des sources,

Almanca:

Gewiß, dieMuttaqi sind in Dschannat und an Quellen,

Rusça:

Воистину, богобоязненные пребудут в Райских садах и среди источников,

Açıklama:

Sayfalar

Hizb 53 beslemesine abone olun.