Hizb 53

 
00:00

velbaḥri-lmescûr.

Arapça:

وَالْبَحْرِ الْمَسْجُورِ

Türkçe:

Yemin olsun o alevlerle kaynatılıp köpürtülmüş denize,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kaynatılmış denize, (andolsun ki)

Diyanet Vakfı:

Kaynatılmış denize (bunlara andolsun ki),

İngilizce:

And by the Ocean filled with Swell;-

Fransızca:

Et par la Mer portée à ébullition ! (au Jour dernier)

Almanca:

Bei dem Masdschur-Meer !

Rusça:

Клянусь морем разожженным (или переполненным; или опустевшим; или перемешанным)!

Açıklama:
 
00:00

inne `aẕâbe rabbike levâḳi`.

Arapça:

إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَاقِعٌ

Türkçe:

Ki hiç kuşkusuz, senin Rabbinin azabı meydana gelecektir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır.

Diyanet Vakfı:

Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır.

İngilizce:

Verily, the Doom of thy Lord will indeed come to pass;-

Fransızca:

Le châtiment de ton Seigneur aura lieu inévitablement.

Almanca:

Gewiß, die Peinigung deines HERRN wird bestimmt geschehen.

Rusça:

Наказание твоего Господа непременно наступит,

Açıklama:
 
00:00

mâ lehû min dâfi`.

Arapça:

مَّا لَهُ مِن دَافِعٍ

Türkçe:

Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ona engel olacak (hiçbir şey de) yoktur.

Diyanet Vakfı:

Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.

İngilizce:

There is none can avert it;-

Fransızca:

Nul ne pourra le repousser.

Almanca:

Für sie gibt es keinen Abwehrenden.

Rusça:

и ничто не отвратит его.

Açıklama:
 
00:00

yevme temûru-ssemâü mevrâ.

Arapça:

يَوْمَ تَمُورُ السَّمَاءُ مَوْرًا

Türkçe:

O gün gök bir çalkanışla çalkanır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O gün gök, bir çalkanış çalkalanır

Diyanet Vakfı:

O gün gök sallanıp çalkalanır.

İngilizce:

On the Day when the firmament will be in dreadful commotion.

Fransızca:

Le jour où le ciel sera agité d'un tourbillonnement,

Almanca:

Am Tag, wenn der Himmel in Hin-und-Her-Schwankung hin und her schwankt,

Rusça:

В тот день небо содрогнется от колебаний,

Açıklama:
 
00:00

vetesîru-lcibâlü seyrâ.

Arapça:

وَتَسِيرُ الْجِبَالُ سَيْرًا

Türkçe:

Ve dağlar bir yürüyüşle yürür.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Dağlar da bir yürüyüş yürür.

Diyanet Vakfı:

Dağlar yürüdükçe yürür.

İngilizce:

And the mountains will fly hither and thither.

Fransızca:

et les montagnes se mettront en marche.

Almanca:

und die Berge in Fortbewegung sich fortbewegten.

Rusça:

а горы придут в движение.

Açıklama:
 
00:00

feveylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn.

Arapça:

فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ

Türkçe:

Vay hallerine o gün, yalanlayanların,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Vay haline o gün yalanlayanların!

Diyanet Vakfı:

Yalanlayanların vay haline o gün!

İngilizce:

Then woe that Day to those that treat (Truth) as Falsehood;-

Fransızca:

Ce jour-là, malheur à ceux qui traitent (les signes d'Allah) de mensonges,

Almanca:

Also Niedergang an diesem Tag für die Verleugnenden,

Rusça:

Горе в тот день обвиняющим во лжи,

Açıklama:
 
00:00

elleẕîne hüm fî ḫavḍiy yel`abûn.

Arapça:

الَّذِينَ هُمْ فِي خَوْضٍ يَلْعَبُونَ

Türkçe:

Ki onlar bir batağa dalmış oynamaktadırlar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ki onlar, daldıkları bir batak (bâtıl)da oynayıp duruyorlar.

Diyanet Vakfı:

Ki onlar daldıkları batıl içinde oyalanıp duranlardır.

İngilizce:

That play (and paddle) in shallow trifles.

Fransızca:

ceux qui s'ébattent dans des discours frivoles

Almanca:

die im Unfug- Treiben herumspielen,

Rusça:

которые забавляются, предаваясь празднословию.

Açıklama:
 
00:00

yevme yüde``ûne ilâ nâri cehenneme da``â.

Arapça:

يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَىٰ نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا

Türkçe:

O gün cehenneme bir kakılışla kakılırlar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O gün onlar cehennem ateşine itilip kakılacaklar.

Diyanet Vakfı:

O gün cehennem ateşine itilip atılırlar:

İngilizce:

That Day shall they be thrust down to the Fire of Hell, irresistibly.

Fransızca:

le jour où ils seront brutalement poussés au feu de l'Enfer :

Almanca:

am Tag, wenn sie im Stoßen zum Feuer von Dschahannam gestoßen werden.

Rusça:

В тот день они будут нещадно ввергнуты в огонь Геенны.

Açıklama:
 
00:00

hâẕihi-nnâru-lletî küntüm bihâ tükeẕẕibûn.

Arapça:

هَٰذِهِ النَّارُ الَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ

Türkçe:

"İşte budur yalanlayıp durduğunuz ateş!"

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

(Onlara): "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur" (denilecek).

Diyanet Vakfı:

"İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!" denilir.

İngilizce:

This:, it will be said, Is the Fire,- which ye were wont to deny!

Fransızca:

Voilà le feu que vous traitiez de mensonge.

Almanca:

"Dies ist das Feuer, das ihr abzuleugnen pflegtet.

Rusça:

Это - тот самый Огонь, который вы считали ложью.

Açıklama:
 
00:00

efesiḥrun hâẕâ em entüm lâ tübṣirûn.

Arapça:

أَفَسِحْرٌ هَٰذَا أَمْ أَنتُمْ لَا تُبْصِرُونَ

Türkçe:

"Bu da mı büyü?! Yoksa siz mi görmüyordunuz?"

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bu da mı bir sihir? Yoksa siz görmüyor musunuz?

Diyanet Vakfı:

Bir büyü müdür bu, yoksa görmüyor musunuz?

İngilizce:

Is this then a fake, or is it ye that do not see?

Fransızca:

Est-ce que cela est de la magie ? Ou bien ne voyez-vous pas clair ?

Almanca:

Ist dies etwa Magie, oder seht ihr etwa nicht?!

Rusça:

Неужели это колдовство? Или же вы не видите?

Açıklama:

Sayfalar

Hizb 53 beslemesine abone olun.