Cuz 30

 
00:00

`ale-l'erâiki yenżurûn.

Arapça:

عَلَى الْأَرَائِكِ يَنظُرُونَ

Türkçe:

Koltuklar üzerinde seyrediyorlar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar.

Diyanet Vakfı:

Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.

İngilizce:

On Thrones (of Dignity) they will command (a sight) (of all things).

Fransızca:

sur les divans, ils regardent.

Almanca:

Sie sind auf Liegen, sie schauen zu:

Rusça:

и созерцать на ложах.

Açıklama:
 
00:00

hel ŝüvvibe-lküffâru mâ kânû yef`alûn.

Arapça:

هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ

Türkçe:

Nankör kâfirler, yapmış olduklarıyla ödüllendirildiler mi?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Nasıl, kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?

Diyanet Vakfı:

Kafirler yaptıklarının cezasını bulduar mı! (Elbette buldular.)

İngilizce:

Will not the Unbelievers have been paid back for what they did?

Fransızca:

Est-ce que les infidèles ont eu la récompense de ce qu'ils faisaient ?

Almanca:

"Wurde den Kafir vergolten, was sie zu machen pflegten?"

Rusça:

Разве неверующие не получат воздаяние за то, что они совершали?

Açıklama:
 
00:00

iẕe-ssemâü-nşeḳḳat.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا السَّمَاءُ انشَقَّتْ

Türkçe:

Gök yarılıp parçalandığı,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Gök yarıldığı,

Diyanet Vakfı:

Gök yarıldığı,

İngilizce:

When the sky is rent asunder,

Fransızca:

Quand le ciel se déchirera

Almanca:

Wenn der Himmel zerreißt,

Rusça:

Когда небо развернется

Açıklama:
 
00:00

veeẕinet lirabbihâ veḥuḳḳat.

Arapça:

وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ

Türkçe:

Ve Rabbini dinleyip de hakkın belirişine araç kılındığı zaman!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Rabbini dinleyip kendisine yaraşır şekilde boyun eğdiği vakit,

Diyanet Vakfı:

Rabbine kulak verip boyun eğecek hale getirildiği zaman,

İngilizce:

And hearkens to (the Command of) its Lord, and it must needs (do so);-

Fransızca:

et obéira à son Seigneur - et fera ce qu'il doit faire -

Almanca:

und seinem HERRN ganz Ohr wird, und ihm obliegt es,

Rusça:

и внемлет своему Господу, как ему надлежит,

Açıklama:
 
00:00

veiẕe-l'arḍu müddet.

Arapça:

وَإِذَا الْأَرْضُ مُدَّتْ

Türkçe:

Ve yer uzatıldığı,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yer uzatılıp düzlendiği,

Diyanet Vakfı:

Yer dümdüz edildiği,

İngilizce:

And when the earth is flattened out,

Fransızca:

et que la terre sera nivelée,

Almanca:

und wenn die Erde ausgedehnt wird,

Rusça:

когда земля будет распростерта,

Açıklama:
 
00:00

veelḳat mâ fîhâ veteḫallet.

Arapça:

وَأَلْقَتْ مَا فِيهَا وَتَخَلَّتْ

Türkçe:

Ve içindekini atıp boşaldığı,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İçinde ne varsa attığı ve tamamen boşaldığı

Diyanet Vakfı:

İçinde bulunanları atıp boşaldığı,

İngilizce:

And casts forth what is within it and becomes (clean) empty,

Fransızca:

et qu'elle rejettera ce qui est en son sein (les morts) et se videra,

Almanca:

und herauswirft, was in ihr ist und darauf verzichtet,

Rusça:

извергнет то, что в ней, и опустошится,

Açıklama:
 
00:00

veeẕinet lirabbihâ veḥuḳḳat.

Arapça:

وَأَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ

Türkçe:

Ve Rabbini dinleyip de hakkın belirişine araç kılındığı zaman!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ve Rabbini dinleyip kendisine yaraşır şekilde boyun eğdiği vakit,

Diyanet Vakfı:

Ve Rabb'ini dinleyip O'na hakkıyla itaata mecbur kılındığı vakit (insanoğlu yaptıkları ile karşılaşır).

İngilizce:

And hearkens to (the Command of) its Lord,- and it must needs (do so);- (then will come Home the full reality).

Fransızca:

et qu'elle obéira à son Seigneur - et fera ce qu'elle doit faire -

Almanca:

und ihrem HERRN ganz Ohr wird, und ihr obliegt es,

Rusça:

и внемлет своему Господу, как ей надлежит...

Açıklama:
 
00:00

yâ eyyühe-l'insânü inneke kâdiḥun ilâ rabbike kedḥan femülâḳîh.

Arapça:

يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَىٰ رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاقِيهِ

Türkçe:

Ey insan, sen Rabbine varmak için çok didinecek, sonunda O'na kavuşacaksın!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ey insan! Kuşkusuz sen Rabbine doğru çaba üstüne çaba sarfetmektesin, nihayet O'na varacaksın.

Diyanet Vakfı:

Ey insan! Şüphe yok ki sen Rabbine karşı çaba üstüne çaba göstermektesin; sonunda O'na varacaksın.

İngilizce:

O thou man! Verily thou art ever toiling on towards thy Lord- painfully toiling,- but thou shalt meet Him.

Fransızca:

ô homme ! Toi qui t'efforces vers ton Seigneur sans relâche, tu Le rencontreras alors.

Almanca:

Mensch! Gewiß, du bist ein sich Anstrengender zu deinem HERRN mit Anstrengung, auf die du treffen wirst.

Rusça:

О человек! Ты стремишься к своему Господу и встретишься с Ним.

Açıklama:
 
00:00

feemmâ men ûtiye kitâbehû biyemînih.

Arapça:

فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ

Türkçe:

O zaman kitabı sağdan verilen,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O vakit kitabı sağ eline verilen,

Diyanet Vakfı:

Kimin kitabı sağından verilirse,

İngilizce:

Then he who is given his Record in his right hand,

Fransızca:

Celui qui recevra son livre en sa main droite,

Almanca:

Also hinsichtlich desjenigen, dem sein Register mit seiner Rechten gegeben wird,

Rusça:

Тот, кому его книга будет вручена в правую руку,

Açıklama:
 
00:00

fesevfe yüḥâsebü ḥisâbey yesîrâ.

Arapça:

فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَسِيرًا

Türkçe:

Kolay bir hesapla hesaba çekilecek,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kolay bir hesapla hesaba çekilecek,

Diyanet Vakfı:

Kolay bir hesapla hesaba çekilecek;

İngilizce:

Soon will his account be taken by an easy reckoning,

Fransızca:

sera soumis à un jugement facile,

Almanca:

so wird er einer leichten Abrechnung unterzogen,

Rusça:

получит легкий расчет

Açıklama:

Sayfalar

Cuz 30 beslemesine abone olun.