Arapça:
عَلَى الْأَرَائِكِ يَنظُرُونَ
Çeviriyazı:
`ale-l'erâiki yenżurûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar.
Diyanet İşleri:
Tahtlar üzerinde, inkarcıların yaptıkları şeylerin karşılığının nasıl verildiğini seyrederler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Tahtlar üstünden bakarlar.
Şaban Piriş:
Koltuklarına yaslanıp bakarlar.
Edip Yüksel:
Koltuklar üzerinde bakarlar:
Ali Bulaç:
Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmek suretiyle.
Suat Yıldırım:
Koltuklarına kurulurlar“Kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?” diye bakınırlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Tâhtlar üzerinde seyredeceklerdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Koltuklar üzerinde seyrediyorlar.
Bekir Sadak:
84:3
İbni Kesir:
Tahtlar üzerinde, bakarak,
Adem Uğur:
Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
İskender Ali Mihr:
Tahtlar üzerinde (oturup) seyrederler.
Celal Yıldırım:
Kanepeler üzerinde (çevreyi) seyrederler.
Tefhim ul Kuran:
Tahtlar üzerinde bakıp seyretmek suretiyle.
Fransızca:
sur les divans, ils regardent.
İspanyolca:
en sofás, observando...
İtalyanca:
[appoggiati] su alti divani guarderanno.
Almanca:
Sie sind auf Liegen, sie schauen zu:
Çince:
他们靠在床上注视著,
Hollandaca:
Op zetels liggende, zullen zij op hen in de hel nederzien.
Rusça:
и созерцать на ложах.
Somalice:
Sariiro korkood yayna wax daawan.
Swahilice:
Nao wako juu ya viti vya enzi wakiangalia.
Uygurca:
(كاپىرلار) نىڭ ھالىغا (ئېسىل) تەختلەر ئۈستىدە ئولتۇرۇپ نەزەر تاشلايدۇ
Japonca:
かれらは寝床に寄って,見渡すであろう。
Arapça (Ürdün):
«على الأرائك» في الجنة «ينظرون» من منازلهم إلى الكفار وهم يعذبون فيضحكون منهم كما ضحك الكفار منهم في الدنيا.
Hintçe:
(और) तख्तों पर बैठे नज़ारे करेंगे
Tayca:
พวกเขา (บรรดาผู้ศรัทธา) จะมองดูอยู่บนเตียง
İbranice:
על מושבים קריעת הרקיע נוחים הם יושבים ומביטים מסביב, כדי לראות
Hırvatça:
sa divana će gledati.
Rumence:
Întinşi pe paturi de nuntă, privesc
Transliteration:
AAala alaraiki yanthuroona
Türkçe:
Koltuklar üzerinde seyrediyorlar.
Sahih International:
On adorned couches, observing.
İngilizce:
On Thrones (of Dignity) they will command (a sight) (of all things).
Azerbaycanca:
Onlar taxtlar üstündə (əyləşib) baxacaqlar (ki, görsünlər).
Süleyman Ateş:
Divanlar üzerinde (oturup) bakarlar:
Diyanet Vakfı:
Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
Erhan Aktaş:
Tahtlar üzerinde seyirdeler:
Kral Fahd:
Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
Hasan Basri Çantay:
(süslü) tahtlar üzerinde (onlara) bakarak.
Muhammed Esed:
(çünkü, cennette) sedirlerin üstünde (uzanmış şekilde) bakınıp duracaklar ve (kendi kendilerine diyecekler):
Gültekin Onan:
Tahtlar üzerinde bakıp seyretmek suretiyle.
Ali Fikri Yavuz:
Koltuklar üzerinde bakarlarken...
Portekizce:
E, reclinados sobre almofadas, observarão.
İsveççe:
[där de sitter] på tronerna [i paradiset] kommer de att bevittna [deras straff och säga till varandra:]
Farsça:
بر تخت ها [ی آراسته و پرارزش تکیه زده] می نگرند
Kürtçe:
لەسەر قەنەفە وكورسیەوە سەیر دەکەن
Özbekçe:
Пардали, баланд сўрилар устида назар солиб турарлар.
Malayca:
Sambil mereka berehat di atas pelamin-pelamin (yang berhias), serta melihat (hal yang berlaku kepada musuhnya).
Arnavutça:
e, nga divanet (kanapet) do të shikojnë
Bulgarca:
От престоли гледат.
Sırpça:
са дивана ће да гледају.
Çekçe:
a na pohovkách ležíce se rozhlížejí.
Urduca:
مسندوں پر بیٹھے ہوئے ان کا حال دیکھ رہے ہیں
Tacikçe:
бар тахтҳо такя задаанд ва менигаранд.
Tatarca:
Яхшы урындыкларга утырып кәферләрнең ґәзаб кылынганын карарлар.
Endonezyaca:
mereka (duduk) di atas dipan-dipan sambil memandang.
Amharca:
በባለ አጎበር አልጋዎች ላይ ኾነው የሚመለከቱ ሲኾኑ (ይስቃሉ)፡፡
Tamilce:
கட்டில்கள் மீது அமர்ந்தவர்களாக (அந்த குற்றவாளிகள் தண்டிக்கப்படுவதை) பார்ப்பார்கள்.
Korece:
이들은 안락의자에 앉아 바 라다 보리라
Vietnamca:
Họ sẽ nghỉ ngơi trên những chiếc ghế dài có lưng tựa, ngắm nhìn xung quanh.
Ayet Linkleri: