Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

83

Sûredeki Ayet No: 

35

Ayet No: 

5883

Sayfa No: 

589

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

عَلَى الْأَرَائِكِ يَنظُرُونَ

Çeviriyazı: 

`ale-l'erâiki yenżurûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar.

Diyanet İşleri: 

Tahtlar üzerinde, inkarcıların yaptıkları şeylerin karşılığının nasıl verildiğini seyrederler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Tahtlar üstünden bakarlar.

Şaban Piriş: 

Koltuklarına yaslanıp bakarlar.

Edip Yüksel: 

Koltuklar üzerinde bakarlar:

Ali Bulaç: 

Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmek suretiyle.

Suat Yıldırım: 

Koltuklarına kurulurlar“Kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?” diye bakınırlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Tâhtlar üzerinde seyredeceklerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Koltuklar üzerinde seyrediyorlar.

Bekir Sadak: 

84:3

İbni Kesir: 

Tahtlar üzerinde, bakarak,

Adem Uğur: 

Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.

İskender Ali Mihr: 

Tahtlar üzerinde (oturup) seyrederler.

Celal Yıldırım: 

Kanepeler üzerinde (çevreyi) seyrederler.

Tefhim ul Kuran: 

Tahtlar üzerinde bakıp seyretmek suretiyle.

Fransızca: 

sur les divans, ils regardent.

İspanyolca: 

en sofás, observando...

İtalyanca: 

[appoggiati] su alti divani guarderanno.

Almanca: 

Sie sind auf Liegen, sie schauen zu:

Çince: 

他们靠在床上注视著,

Hollandaca: 

Op zetels liggende, zullen zij op hen in de hel nederzien.

Rusça: 

и созерцать на ложах.

Somalice: 

Sariiro korkood yayna wax daawan.

Swahilice: 

Nao wako juu ya viti vya enzi wakiangalia.

Uygurca: 

(كاپىرلار) نىڭ ھالىغا (ئېسىل) تەختلەر ئۈستىدە ئولتۇرۇپ نەزەر تاشلايدۇ

Japonca: 

かれらは寝床に寄って,見渡すであろう。

Arapça (Ürdün): 

«على الأرائك» في الجنة «ينظرون» من منازلهم إلى الكفار وهم يعذبون فيضحكون منهم كما ضحك الكفار منهم في الدنيا.

Hintçe: 

(और) तख्तों पर बैठे नज़ारे करेंगे

Tayca: 

พวกเขา (บรรดาผู้ศรัทธา) จะมองดูอยู่บนเตียง

İbranice: 

על מושבים קריעת הרקיע נוחים הם יושבים ומביטים מסביב, כדי לראות

Hırvatça: 

sa divana će gledati.

Rumence: 

Întinşi pe paturi de nuntă, privesc

Transliteration: 

AAala alaraiki yanthuroona

Türkçe: 

Koltuklar üzerinde seyrediyorlar.

Sahih International: 

On adorned couches, observing.

İngilizce: 

On Thrones (of Dignity) they will command (a sight) (of all things).

Azerbaycanca: 

Onlar taxtlar üstündə (əyləşib) baxacaqlar (ki, görsünlər).

Süleyman Ateş: 

Divanlar üzerinde (oturup) bakarlar:

Diyanet Vakfı: 

Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.

Erhan Aktaş: 

Tahtlar üzerinde seyirdeler:

Kral Fahd: 

Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.

Hasan Basri Çantay: 

(süslü) tahtlar üzerinde (onlara) bakarak.

Muhammed Esed: 

(çünkü, cennette) sedirlerin üstünde (uzanmış şekilde) bakınıp duracaklar ve (kendi kendilerine diyecekler):

Gültekin Onan: 

Tahtlar üzerinde bakıp seyretmek suretiyle.

Ali Fikri Yavuz: 

Koltuklar üzerinde bakarlarken...

Portekizce: 

E, reclinados sobre almofadas, observarão.

İsveççe: 

[där de sitter] på tronerna [i paradiset] kommer de att bevittna [deras straff och säga till varandra:]

Farsça: 

بر تخت ها [ی آراسته و پرارزش تکیه زده] می نگرند

Kürtçe: 

لەسەر قەنەفە وكورسیەوە سەیر دەکەن

Özbekçe: 

Пардали, баланд сўрилар устида назар солиб турарлар.

Malayca: 

Sambil mereka berehat di atas pelamin-pelamin (yang berhias), serta melihat (hal yang berlaku kepada musuhnya).

Arnavutça: 

e, nga divanet (kanapet) do të shikojnë

Bulgarca: 

От престоли гледат.

Sırpça: 

са дивана ће да гледају.

Çekçe: 

a na pohovkách ležíce se rozhlížejí.

Urduca: 

مسندوں پر بیٹھے ہوئے ان کا حال دیکھ رہے ہیں

Tacikçe: 

бар тахтҳо такя задаанд ва менигаранд.

Tatarca: 

Яхшы урындыкларга утырып кәферләрнең ґәзаб кылынганын карарлар.

Endonezyaca: 

mereka (duduk) di atas dipan-dipan sambil memandang.

Amharca: 

በባለ አጎበር አልጋዎች ላይ ኾነው የሚመለከቱ ሲኾኑ (ይስቃሉ)፡፡

Tamilce: 

கட்டில்கள் மீது அமர்ந்தவர்களாக (அந்த குற்றவாளிகள் தண்டிக்கப்படுவதை) பார்ப்பார்கள்.

Korece: 

이들은 안락의자에 앉아 바 라다 보리라

Vietnamca: 

Họ sẽ nghỉ ngơi trên những chiếc ghế dài có lưng tựa, ngắm nhìn xung quanh.