
innehümâ min `ibâdine-lmü'minîn.
Türkçe:
O ikisi de bizim inanan kullarımızdandı.
İngilizce:
For they were two of our believing Servants.
Fransızca:
car ils étaient du nombre de Nos serviteurs croyants.
Almanca:
Gewiß, beide sind von Unseren iman-verinnerlichenden Dienern.
Rusça:
Воистину, они - одни из Наших верующих рабов.
Arapça:
إِنَّهُمَا مِنْ عِبَادِنَا الْمُؤْمِنِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Çünkü onların ikisi de bizim mümin kullarımızdandı.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz, ikisi de mümin kullarımızdandı.

veinne ilyâse lemine-lmürselîn.
Türkçe:
İlyas da elbette ki peygamberlerdendi.
İngilizce:
So also was Elias among those sent (by Us).
Fransızca:
Elie était, certes, du nombre des Messagers.
Almanca:
Und gewiß, Ilyas ist doch von den Gesandten.
Rusça:
Ильяс (Илия) также был одним из посланников.
Arapça:
وَإِنَّ إِلْيَاسَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şüphesiz İlyas da gönderilen peygamberlerdendir.
Diyanet Vakfı:
İlyas da şüphe yok ki, peygamberlerdendi.

iẕ ḳâle liḳavmihî elâ tetteḳûn.
Türkçe:
O da toplumuna şöyle demişti: "Hâlâ korkup sakınmıyor musunuz?"
İngilizce:
Behold, he said to his people, "Will ye not fear (Allah)?
Fransızca:
Quand il dit à son peuple : "Ne craignez-vous pas [Allah] ? "
Almanca:
(Erinnere daran), als er zu seinen Leuten sagte: "Wollt ihr nicht Taqwa gemäß handeln?!
Rusça:
Он сказал своему народу: "Неужели вы не устрашитесь?
Arapça:
إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ أَلَا تَتَّقُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hani o kavmine: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da "Ba'l'e" (Ba'l ismindeki puta) mi yalvarıyorsunuz?" dedi.
Diyanet Vakfı:
(İlyas) milletine: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?

eted`ûne ba`lev veteẕerûne aḥsene-lḫâliḳîn.
Türkçe:
"Bal'e yalvarıp yakarıyor, yaratıcıların en güzelini bırakıyor musunuz?"
İngilizce:
Will ye call upon Baal and forsake the Best of Creators,-
Fransızca:
Invoquerez-vous Baal (une idole) et délaisserez-vous le Meilleur des créateurs,
Almanca:
Richtet ihr Bittgebete an Ba'l und vernachlässigt Den Besten aller Schöpfer?!
Rusça:
Неужели вы взываете к Балу и оставляете Самого прекрасного из творцов -
Arapça:
أَتَدْعُونَ بَعْلًا وَتَذَرُونَ أَحْسَنَ الْخَالِقِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hani o kavmine: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da "Ba'l'e" (Ba'l ismindeki puta) mi yalvarıyorsunuz?" dedi.
Diyanet Vakfı:
Yaratanların en iyisini bırakıp da Ba'l'e mi taparsınız? demişti.

allâhe rabbeküm verabbe âbâikümü-l'evvelîn.
Türkçe:
"Sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbi olan Allah'ı terk mi ediyorsunuz?"
İngilizce:
Allah, your Lord and Cherisher and the Lord and Cherisher of your fathers of old?
Fransızca:
Allah, votre Seigneur et le Seigneur de vos plus anciens ancêtres ? "
Almanca:
ALLAH ist euer HERR und Der HERR eurer ersten Ahnen."
Rusça:
Аллаха, Господа вашего и Господа ваших отцов?"
Arapça:
اللَّهَ رَبَّكُمْ وَرَبَّ آبَائِكُمُ الْأَوَّلِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hani o kavmine: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da "Ba'l'e" (Ba'l ismindeki puta) mi yalvarıyorsunuz?" dedi.
Diyanet Vakfı:
"Sizin de Rabbiniz, sizden önce gelen atalarınızın da Rabbi olan Allah'ı?"

fekeẕẕebûhü feinnehüm lemuḥḍarûn.
Türkçe:
Sonunda onu yalanladılar. Bu yüzden onlar mutlaka huzura getirileceklerdir.
İngilizce:
But they rejected him, and they will certainly be called up (for punishment),-
Fransızca:
Ils le traitèrent de menteur. Et bien, ils seront emmenées (au châtiment).
Almanca:
Dann bezichtigten sie ihn der Lüge, gewiß, so werden sie doch ausgeliefert,
Rusça:
Они сочли его лжецом, и все они непременно будут собраны в Аду,
Arapça:
فَكَذَّبُوهُ فَإِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat onlar, onu yalanladılar. Bu yüzden onlar mutlaka (cehennemde) hazır bulundurulacaklardır.
Diyanet Vakfı:
Bunun üzerine İlyas'ı yalanladılar. Onun için onların hepsi (cehenneme) götürüleceklerdir.

illâ `ibâde-llâhi-lmuḫleṣîn.
Türkçe:
Allah'ın samimi, seçkin kulları müstesna.
İngilizce:
Except the sincere and devoted Servants of Allah (among them).
Fransızca:
Exception faite des serviteurs élus d'Allah.
Almanca:
ausgenommen sind ALLAHs auserwählte Diener.
Rusça:
кроме избранных (или искренних) рабов Аллаха.
Arapça:
إِلَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ancak Allah'ın ihlaslı kulları müstesna.
Diyanet Vakfı:
Ancak Allah'ın ihlaslı kulları müstesna.

veteraknâ `aleyhi fi-l'âḫirîn.
Türkçe:
Sonrakiler içinde İlyas'ı hatırlatacak bir şey de bıraktık.
İngilizce:
And We left (this blessing) for him among generations (to come) in later times:
Fransızca:
Et Nous perpétuâmes son renom dans la postérité :
Almanca:
Und WIR ließen über ihn (Lob) bei den Letzten.
Rusça:
Мы оставили о нем в последующих поколениях добрую молву.
Arapça:
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ona da sonrakiler içinde şunu bıraktık:
Diyanet Vakfı:
Sonra gelenler içinde, kendisine bir ün bıraktık,

selâmün `alâ ilyâsîn.
Türkçe:
Selam olsun İlyas'a!
İngilizce:
Peace and salutation to such as Elias!
Fransızca:
"Paix sur Elie et ses adeptes".
Almanca:
Salam sei über Ilyas.
Rusça:
Мир Ильясину (Ильясу, или семейству Йасина)!
Arapça:
سَلَامٌ عَلَىٰ إِلْ يَاسِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Selam olsun İlyâsîn'e.
Diyanet Vakfı:
"İlyas'a selam!" dedik.

innâ keẕâlike neczi-lmuḥsinîn.
Türkçe:
Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz biz.
İngilizce:
Thus indeed do We reward those who do right.
Fransızca:
Ainsi récompensons-Nous les bienfaisants,
Almanca:
Gewiß, solcherart vergelten WIR den Muhsin.
Rusça:
Воистину, так Мы воздаем творящим добро.
Arapça:
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz biz, iyileri işte böyle mükafatlandırırız.
Sayfalar
