Hizb 45

felteḳamehü-lḥûtü vehüve mülîm.

Türkçe:
Derken, kendisini balık yutmuştu. O kendi kendini kınayıp duruyordu.
İngilizce:
Then the big Fish did swallow him, and he had done acts worthy of blame.
Fransızca:
Le poisson l'avala alors qu'il était blâmable .
Almanca:
dann verschlang ihn der Fisch, während er tadelnswert war.
Rusça:
Его проглотила рыба, когда он был достоин порицания.
Arapça:
فَالْتَقَمَهُ الْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Derken (denize atılmış ve) kendisini balık yutmuştu. (Kendi nefsini) kınıyordu.
Diyanet Vakfı:
Yunus kendini kınayıp dururken onu bir balık yuttu.

felevlâ ennehû kâne mine-lmüsebbiḥîn.

Türkçe:
Eğer tespih edenlerden olmasaydı.
İngilizce:
Had it not been that he (repented and) glorified Allah,
Fransızca:
S'il n'avait pas été parmi ceux qui glorifient Allah,
Almanca:
Also wäre er doch nicht von den Lobpreisenden gewesen,
Rusça:
Если бы он не был одним из прославляющих Аллаха,
Arapça:
فَلَوْلَا أَنَّهُ كَانَ مِنَ الْمُسَبِّحِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.
Diyanet Vakfı:
Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olmasaydı,

lelebiŝe fî baṭnih ilâ yevmi yüb`aŝûn.

Türkçe:
İnsanların diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalacaktı.
İngilizce:
He would certainly have remained inside the Fish till the Day of Resurrection.
Fransızca:
il serait demeuré dans son ventre jusqu'au jour où l'on sera ressuscité.
Almanca:
dann wäre er in seinem Bauch geblieben bis zum Tag, an dem sie erweckt werden.
Rusça:
то непременно остался бы в ее чреве до того дня, когда они будут воскрешены.
Arapça:
لَلَبِثَ فِي بَطْنِهِ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.
Diyanet Vakfı:
Tekrar diriltilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.

Sayfalar

Hizb 45 beslemesine abone olun.