Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

37

Sûredeki Ayet No: 

124

Ayet No: 

3912

Sayfa No: 

450

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ أَلَا تَتَّقُونَ

Çeviriyazı: 

iẕ ḳâle liḳavmihî elâ tetteḳûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hani o kavmine: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da "Ba'l'e" (Ba'l ismindeki puta) mi yalvarıyorsunuz?" dedi.

Diyanet İşleri: 

Milletine: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Biçim verenlerin en iyisi olan, sizin de Rabbiniz, önceki babalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da Baal putuna mı taparsınız?" demişti.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Hani kavmine demişti ki: Çekinmez misiniz siz?

Şaban Piriş: 

Halkına şöyle demişti: Sakınmıyor musunuz?

Edip Yüksel: 

Halkına, "Erdemli olmayacak mısınız?" dedi.

Ali Bulaç: 

Hani kendi kavmine demişti ki: “Siz korkup sakınmaz mısınız?”

Suat Yıldırım: 

Hani o halkına şöyle demişti: Siz hâla şirkten ve günahlardan sakınmayacak mısınız? Sizin de, gelip geçmiş atalarınızın da Rabbi olan Allah'ı, o Mükemmel Yaradanı bırakıp hâla Ba’l’e tapmaya mı devam edeceksiniz? {KM, I Krallar 18,24-40}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O vakit, kavmine demişti ki: «Siz korkmaz mısınız?»

Yaşar Nuri Öztürk: 

O da toplumuna şöyle demişti: "Hâlâ korkup sakınmıyor musunuz?"

Bekir Sadak: 

37:129

İbni Kesir: 

Hani kavmine demişti ki: Siz, hiç korkmaz mısınız?

Adem Uğur: 

(İlyas) milletine: (Allah´a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?

İskender Ali Mihr: 

(İlyas A.S) kavmine: &quot

Celal Yıldırım: 

Hani o, kendi kavmine, «siz (Allah´tan) korkup (putlara tapmaktan, kötülük işlemekten) sakınmaz mısınız ?

Tefhim ul Kuran: 

Hani kendi kavmine demişti ki: «Siz korkup sakınmaz mısınız?»

Fransızca: 

Quand il dit à son peuple : "Ne craignez-vous pas [Allah] ? "

İspanyolca: 

Cuando dijo a su pueblo: «¿Es que no vais a temer a Alá?

İtalyanca: 

Disse al suo popolo: «Non sarete timorati [di Allah]?».

Almanca: 

(Erinnere daran), als er zu seinen Leuten sagte: "Wollt ihr nicht Taqwa gemäß handeln?!

Çince: 

当时,他对他的宗族说:难道你们不敬畏真主吗?

Hollandaca: 

Toen hij tot zijn volk zeide: Vreest gij God niet?

Rusça: 

Он сказал своему народу: "Неужели вы не устрашитесь?

Somalice: 

Markuu ku yidhi qoomkiisii miyeydaan dhawsaneyn (Eebe kayaabayn).

Swahilice: 

Alipo waambia watu wake: Hamwogopi?

Uygurca: 

ئۆز ۋاقتىدا ئۇ قەۋمىگە ئېيتتى: «(اﷲ تىن) قورقمامسىلەر؟

Japonca: 

かれがその民にこう言った時を思え。「あなたがたは主を畏れないのですか。

Arapça (Ürdün): 

«إذ» منصوب باذكر مقدرا «قال لقومه ألا تتقون» الله.

Hintçe: 

जब उन्होंने अपनी क़ौम से कहा कि तुम लोग (ख़ुदा से) क्यों नहीं डरते

Tayca: 

เมื่อเขากล่าวแก่หมู่ชนของเขาว่า “พวกท่านไม่ยำเกรงอัลลอฮฺหรือ?

İbranice: 

והוא אמר לבני עמו: 'האם לא תיראו את אלוהים

Hırvatça: 

Kad on reče narodu svome: "Zar se uščuvati nećete?!

Rumence: 

El spuse poporului său: “Nu vă este teamă de Dumnezeu?

Transliteration: 

Ith qala liqawmihi ala tattaqoona

Türkçe: 

O da toplumuna şöyle demişti: "Hâlâ korkup sakınmıyor musunuz?"

Sahih International: 

When he said to his people, "Will you not fear Allah?

İngilizce: 

Behold, he said to his people, "Will ye not fear (Allah)?

Azerbaycanca: 

Bir zaman o öz tayfasına belə demişdi: “Məgər (bütlərə ibadət etməklə) Allahdan qorxmursunuz?

Süleyman Ateş: 

Kavmine demişti ki: "(Allah'ın azabından) Korunmaz mısınız?"

Diyanet Vakfı: 

(İlyas) milletine: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?

Erhan Aktaş: 

Hani o, halkına: “Siz, takva(1) sahibi olmayacak mısınız?” demişti.

Kral Fahd: 

(İlyas) milletine: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?

Hasan Basri Çantay: 

O vakit kavmine (şöyle) demişdi: «Siz (Allahdan) korkmaz mısınız»?

Muhammed Esed: 

ve kavmine şöyle seslenmişti: "Allah´a karşı sorumluluğunuzu idrak etmez misiniz?

Gültekin Onan: 

Hani kendi kavmine demişti ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

O vakit kavmine şöyle demişti: “- Siz Allah’dan korkmaz mısınız?

Portekizce: 

Vê que ele disse ao seu povo: Não temeis a Deus?

İsveççe: 

och han sade till sitt folk: "Fruktar ni alls inte Gud

Farsça: 

[یاد کن] هنگامی را که به قومش گفت: آیا [از شرک وطغیان] نمی پرهیزید؟

Kürtçe: 

کاتێك بەگەلەکەی ووت ئەوە لەخوا ناترسن (خۆتان ناپارێزن)

Özbekçe: 

Ўшанда у қавмига: «Тақво қилмайсизми?!

Malayca: 

(Ingatkanlah peristiwa) ketika ia berkata kepada kaumnya: "Hendaklah kamu mematuhi suruhan Allah dan menjauhi laranganNya.

Arnavutça: 

(Përkujtoje) kur i tha popullit të vet: “A nuk po i frikësoheni (Perëndisë)?”

Bulgarca: 

Рече той на своя народ: “Не се ли боите?

Sırpça: 

Кад он рече народу свом: “Зар се не бојите?

Çekçe: 

když k lidu svému pravil: 'Což bohabojní nebudete, a

Urduca: 

یاد کرو جب اس نے اپنی قوم سے کہا تھا کہ "تم لوگ ڈرتے نہیں ہو؟

Tacikçe: 

Ба мардуми худ гуфт: «Оё аз Худо наметарсед?

Tatarca: 

Кавеменә: "Аллаһудан курыкмыйсызмы, Аңа гыйбадәт кылмыйсыз" – диде.

Endonezyaca: 

(ingatlah) ketika ia berkata kepada kaumnya: "Mengapa kamu tidak bertakwa?

Amharca: 

ለሕዝቦቹ ባለ ጊዜ (አስታውስ)፤ አላህን አትፈሩምን?

Tamilce: 

அவர் தனது மக்களுக்கு, “நீங்கள் (அல்லாஹ்வை) அஞ்ச மாட்டீர்களா?” என்று கூறிய சமயத்தை நினைவு கூர்வீராக!

Korece: 

그가 그의 백성들에게 너희는 하나님을 두려워 하지 않느뇨

Vietnamca: 

Khi Y bảo người dân của Y: “Các người không sợ Allah sao?”