Cuz 19

 
00:00

fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn.

Arapça:

فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ

Türkçe:

"Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Gelin artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin.

Diyanet Vakfı:

Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

İngilizce:

So fear Allah and obey me.

Fransızca:

Craignez Allah donc et obéissez-moi.

Almanca:

so handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber und gehorcht mir.

Rusça:

Бойтесь же Аллаха и повинуйтесь мне.

Açıklama:
 
00:00

vemâ es'elüküm `aleyhi min ecr. in ecriye illâ `alâ rabbi-l`âlemîn.

Arapça:

وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Türkçe:

"Ben bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbi'ndendir."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir.

Diyanet Vakfı:

Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak alemlerin Rabbidir.

İngilizce:

No reward do I ask of you for it: my reward is only from the lord of the Worlds.

Fransızca:

Je ne vous demande pas de salaire pour cela; mon salaire n'incombe qu'au Seigneur de l'univers.

Almanca:

Und ich bitte euch dafür um keinen Lohn. Mein Lohn obliegt nur Dem HERRN aller Schöpfung.

Rusça:

Я не прошу у вас за это вознаграждения, ибо вознаградит меня только Господь миров.

Açıklama:
 
00:00

ete'tûne-ẕẕükrâne mine-l`âlemîn.

Arapça:

أَتَأْتُونَ الذُّكْرَانَ مِنَ الْعَالَمِينَ

Türkçe:

"Âlemlerin içinden erkeklere gidiyor da,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İnsanlar içinden erkeklere mi gidiyorsunuz?

Diyanet Vakfı:

Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!

İngilizce:

Of all the creatures in the world, will ye approach males,

Fransızca:

Accomplissez-vous l'acte charnel avec les mâles de ce monde ?

Almanca:

Verkehrt ihr intim mit den Männlichen von den Menschen,

Rusça:

Неужели вы будете возлежать с мужчинами из миров

Açıklama:
 
00:00

veteẕerûne mâ ḫaleḳa leküm rabbüküm min ezvâciküm. bel entüm ḳavmün `âdûn.

Arapça:

وَتَذَرُونَ مَا خَلَقَ لَكُمْ رَبُّكُم مِّنْ أَزْوَاجِكُم ۚ بَلْ أَنتُمْ قَوْمٌ عَادُونَ

Türkçe:

Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor musunuz? Doğrusu siz haddi aşmış bir kavimsiniz."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bırakıyorsunuz da sizler için yarattığı eşleri! Doğrusu siz insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz!

Diyanet Vakfı:

Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!

İngilizce:

And leave those whom Allah has created for you to be your mates? Nay, ye are a people transgressing (all limits)!

Fransızca:

Et délaissez-vous les épouses que votre Seigneur a créées pour vous ? Mais vous n'êtes que des gens transgresseurs".

Almanca:

und lasst bei Seite, was euer HERR euch an Partnerwesen erschuf. Nein, sondern ihr seid übertretende Leute!"

Rusça:

и оставлять ваших жен, которых ваш Господь создал для вас? О нет! Вы являетесь преступным народом".

Açıklama:
 
00:00

ḳâlû leil lem tentehi yâ lûṭu letekûnenne mine-lmuḫracîn.

Arapça:

قَالُوا لَئِن لَّمْ تَنتَهِ يَا لُوطُ لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمُخْرَجِينَ

Türkçe:

Dediler: "Eğer bu tavrını sona erdirmezsen, ey Lût, yemin olsun bu topraktan sürülenlerden olacaksın."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onlar şöyle dediler: "Ey Lût! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bilki, sürülenlerden olacaksın."

Diyanet Vakfı:

Onlar şöyle dediler: Ey Lut! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, sürgün edilmişlerden olacaksın!

İngilizce:

They said: "If thou desist not, O Lut! thou wilt assuredly be cast out!"

Fransızca:

Ils dirent : "Si tu ne cesses pas, Lot, tu seras certainement du nombre des expulsés".

Almanca:

Sie sagten: "Wenn du nicht aufhörst, Lut! - wirst du von den Vertriebenen sein."

Rusça:

Они сказали: "О Лут (Лот), если ты не прекратишь, то окажешься одним из тех, кто был изгнан".

Açıklama:
 
00:00

ḳâle innî li`ameliküm mine-lḳâlîn.

Arapça:

قَالَ إِنِّي لِعَمَلِكُم مِّنَ الْقَالِينَ

Türkçe:

Lût dedi: "Ben sizin şu yaptığınıza öfkelenenlerdenim."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Lût "Doğrusu ben, dedi, sizin bu işinize buğzedenlerdenim."

Diyanet Vakfı:

Lut: Doğrusu, dedi, ben sizin bu işinizden tiksinmekteyim!

İngilizce:

He said: "I do detest your doings."

Fransızca:

Il dit : "Je déteste vraiment ce que vous faites.

Almanca:

Er sagte: "Ich bin eurer Tat gegenüber von den Verabscheuenden.

Rusça:

Он сказал: "Я - один из тех, кому ненавистно ваше деяние.

Açıklama:
 
00:00

rabbi neccinî veehlî mimmâ ya`melûn.

Arapça:

رَبِّ نَجِّنِي وَأَهْلِي مِمَّا يَعْمَلُونَ

Türkçe:

"Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarından koru."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yâ Rabbi! Beni ve ailemi onların yapageldiklerin(in vebalin)den kurtar.

Diyanet Vakfı:

Rabbim! Beni ve ailemi, onların yapageldiklerinden (vebalinden) kurtar.

İngilizce:

O my Lord! deliver me and my family from such things as they do!

Fransızca:

Seigneur, sauve-moi ainsi que ma famille de ce qu'ils font". X

Almanca:

Mein HERR! Errette mich und meine Familie vor dem, was sie tun."

Rusça:

Господи! Спаси меня и мою семью от того, что они совершают".

Açıklama:
 
00:00

fenecceynâhü veehlehû ecme`în.

Arapça:

فَنَجَّيْنَاهُ وَأَهْلَهُ أَجْمَعِينَ

Türkçe:

Bunun üzerine biz onu ve ailesini toplu halde kurtardık.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Biz de onu ve ailesinin tamamını kurtardık,

Diyanet Vakfı:

Bunun üzerine onu ve bütün ailesini kurtardık.

İngilizce:

So We delivered him and his family,- all

Fransızca:

Nous le sauvâmes alors, lui et toute sa famille,

Almanca:

Dann erretteten WIR ihn und seine Familie, allesamt,

Rusça:

Мы спасли его и его семью - всех,

Açıklama:
 
00:00

illâ `acûzen fi-lgâbirîn.

Arapça:

إِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِرِينَ

Türkçe:

Ancak geridekiler arasında bir kocakarı kaldı.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ancak (geride) bir yaşlı kadın kaldı.

Diyanet Vakfı:

Ancak bir kocakarı müstesna. O, geride kalanlardan (oldu).

İngilizce:

Except an old woman who lingered behind.

Fransızca:

sauf une vieille qui fut parmi les exterminés.

Almanca:

außer einer Alten, sie war von den Untergehenden.

Rusça:

кроме старухи, которая оказалась среди оставшихся позади.

Açıklama:
 
00:00

ŝümme demmerne-l'âḫarîn.

Arapça:

ثُمَّ دَمَّرْنَا الْآخَرِينَ

Türkçe:

Sonra ötekileri mahvedip batırdık.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sonra geridekilerin hepsini helak ettik.

Diyanet Vakfı:

Sonra diğerlerini helak ettik.

İngilizce:

But the rest We destroyed utterly.

Fransızca:

Puis Nous détruisîmes les autres;

Almanca:

Dann vernichteten WIR die anderen.

Rusça:

Затем Мы уничтожили остальных

Açıklama:

Sayfalar

Cuz 19 beslemesine abone olun.