Sayfa 374

keẕẕebet ḳavmü lûṭini-lmürselîn.

Türkçe:
Lût kavmi de hak elçilerini yalanladı.
İngilizce:
The people of Lut rejected the messengers.
Fransızca:
Le peuple de Lot traita de menteurs les Messagers,
Almanca:
Die Leute von Lut haben den Gesandten der Lüge bezichtigt.
Rusça:
Народ Лута (Лота) счел лжецами посланников.
Arapça:
كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ الْمُرْسَلِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Lût (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla itham etti.
Diyanet Vakfı:
Lut kavmi de peygamberleri yalancılıkla suçladı.

iẕ ḳâle lehüm eḫûhüm lûṭun elâ tetteḳûn.

Türkçe:
Kardeşler Lût onlara şöyle demişti: "Hâlâ sakınmıyor musunuz?"
İngilizce:
Behold, their brother Lut said to them: "Will ye not fear (Allah)?
Fransızca:
quand leur frère Lot leur dit : "Ne craindrez-vous pas [Allah] ?
Almanca:
Als ihnen ihr Bruder Lut sagte: "Wollt ihr nicht Taqwa gemäß handeln?
Rusça:
Вот их брат Лут (Лот) сказал им: "Неужели вы не устрашитесь?
Arapça:
إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ لُوطٌ أَلَا تَتَّقُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hani kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan kormaz mısınız?"
Diyanet Vakfı:
Kardeşleri Lut onlara şöyle demişti: (Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?

innî leküm rasûlün emîn.

Türkçe:
"Ben size gelen emin bir elçiyim."
İngilizce:
I am to you a messenger worthy of all trust.
Fransızca:
Je suis pour vous un messager digne de confiance.
Almanca:
Ich bin für euch ein treuer Gesandter,
Rusça:
Я являюсь посланником к вам, достойным доверия.
Arapça:
إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
Diyanet Vakfı:
Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.

fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn.

Türkçe:
"Artık Allah'tan sakının da bana itaat edin."
İngilizce:
So fear Allah and obey me.
Fransızca:
Craignez Allah donc et obéissez-moi.
Almanca:
so handelt Taqwa gemäß ALLAH gegenüber und gehorcht mir.
Rusça:
Бойтесь же Аллаха и повинуйтесь мне.
Arapça:
فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gelin artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Diyanet Vakfı:
Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

vemâ es'elüküm `aleyhi min ecr. in ecriye illâ `alâ rabbi-l`âlemîn.

Türkçe:
"Ben bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbi'ndendir."
İngilizce:
No reward do I ask of you for it: my reward is only from the lord of the Worlds.
Fransızca:
Je ne vous demande pas de salaire pour cela; mon salaire n'incombe qu'au Seigneur de l'univers.
Almanca:
Und ich bitte euch dafür um keinen Lohn. Mein Lohn obliegt nur Dem HERRN aller Schöpfung.
Rusça:
Я не прошу у вас за это вознаграждения, ибо вознаградит меня только Господь миров.
Arapça:
وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir.
Diyanet Vakfı:
Buna karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak alemlerin Rabbidir.

ete'tûne-ẕẕükrâne mine-l`âlemîn.

Türkçe:
"Âlemlerin içinden erkeklere gidiyor da,
İngilizce:
Of all the creatures in the world, will ye approach males,
Fransızca:
Accomplissez-vous l'acte charnel avec les mâles de ce monde ?
Almanca:
Verkehrt ihr intim mit den Männlichen von den Menschen,
Rusça:
Неужели вы будете возлежать с мужчинами из миров
Arapça:
أَتَأْتُونَ الذُّكْرَانَ مِنَ الْعَالَمِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İnsanlar içinden erkeklere mi gidiyorsunuz?
Diyanet Vakfı:
Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!

veteẕerûne mâ ḫaleḳa leküm rabbüküm min ezvâciküm. bel entüm ḳavmün `âdûn.

Türkçe:
Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor musunuz? Doğrusu siz haddi aşmış bir kavimsiniz."
İngilizce:
And leave those whom Allah has created for you to be your mates? Nay, ye are a people transgressing (all limits)!
Fransızca:
Et délaissez-vous les épouses que votre Seigneur a créées pour vous ? Mais vous n'êtes que des gens transgresseurs".
Almanca:
und lasst bei Seite, was euer HERR euch an Partnerwesen erschuf. Nein, sondern ihr seid übertretende Leute!"
Rusça:
и оставлять ваших жен, которых ваш Господь создал для вас? О нет! Вы являетесь преступным народом".
Arapça:
وَتَذَرُونَ مَا خَلَقَ لَكُمْ رَبُّكُم مِّنْ أَزْوَاجِكُم ۚ بَلْ أَنتُمْ قَوْمٌ عَادُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bırakıyorsunuz da sizler için yarattığı eşleri! Doğrusu siz insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz!
Diyanet Vakfı:
Rabbinizin sizler için yarattığı eşlerinizi bırakıp da, insanlar içinden erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz sınırı aşmış (sapık) bir kavimsiniz!

ḳâlû leil lem tentehi yâ lûṭu letekûnenne mine-lmuḫracîn.

Türkçe:
Dediler: "Eğer bu tavrını sona erdirmezsen, ey Lût, yemin olsun bu topraktan sürülenlerden olacaksın."
İngilizce:
They said: "If thou desist not, O Lut! thou wilt assuredly be cast out!"
Fransızca:
Ils dirent : "Si tu ne cesses pas, Lot, tu seras certainement du nombre des expulsés".
Almanca:
Sie sagten: "Wenn du nicht aufhörst, Lut! - wirst du von den Vertriebenen sein."
Rusça:
Они сказали: "О Лут (Лот), если ты не прекратишь, то окажешься одним из тех, кто был изгнан".
Arapça:
قَالُوا لَئِن لَّمْ تَنتَهِ يَا لُوطُ لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمُخْرَجِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar şöyle dediler: "Ey Lût! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bilki, sürülenlerden olacaksın."
Diyanet Vakfı:
Onlar şöyle dediler: Ey Lut! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bil ki, sürgün edilmişlerden olacaksın!

ḳâle innî li`ameliküm mine-lḳâlîn.

Türkçe:
Lût dedi: "Ben sizin şu yaptığınıza öfkelenenlerdenim."
İngilizce:
He said: "I do detest your doings."
Fransızca:
Il dit : "Je déteste vraiment ce que vous faites.
Almanca:
Er sagte: "Ich bin eurer Tat gegenüber von den Verabscheuenden.
Rusça:
Он сказал: "Я - один из тех, кому ненавистно ваше деяние.
Arapça:
قَالَ إِنِّي لِعَمَلِكُم مِّنَ الْقَالِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Lût "Doğrusu ben, dedi, sizin bu işinize buğzedenlerdenim."
Diyanet Vakfı:
Lut: Doğrusu, dedi, ben sizin bu işinizden tiksinmekteyim!

rabbi neccinî veehlî mimmâ ya`melûn.

Türkçe:
"Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarından koru."
İngilizce:
O my Lord! deliver me and my family from such things as they do!
Fransızca:
Seigneur, sauve-moi ainsi que ma famille de ce qu'ils font". X
Almanca:
Mein HERR! Errette mich und meine Familie vor dem, was sie tun."
Rusça:
Господи! Спаси меня и мою семью от того, что они совершают".
Arapça:
رَبِّ نَجِّنِي وَأَهْلِي مِمَّا يَعْمَلُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yâ Rabbi! Beni ve ailemi onların yapageldiklerin(in vebalin)den kurtar.
Diyanet Vakfı:
Rabbim! Beni ve ailemi, onların yapageldiklerinden (vebalinden) kurtar.

Sayfalar

Sayfa 374 beslemesine abone olun.