Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 375
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
3121 375 26 189 19 فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمْ عَذَابُ يَوْمِ الظُّلَّةِ ۚ إِنَّهُ كَانَ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ fekeẕẕebûhü feeḫaẕehüm `aẕâbü yevmi-żżulleh. innehû kâne `aẕâbe yevmin `ażîm. Ama onu yalanladılar. Bunun üzerine onları bulutlu bir günün azabı yakaladı. Gerçekten o gün, azabı büyük bir gündü. And they denied him, so the punishment of the day of the black cloud seized them. Indeed, it was the punishment of a terrible day. Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3122 375 26 190 19 إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَةً ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ inne fî ẕâlike leâyeh. vemâ kâne ekŝeruhüm mü'minîn. Doğrusu bunda bir ders vardır. Fakat çoğu inanmamıştır. Indeed in that is a sign, but most of them were not to be believers. Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3123 375 26 191 19 وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ veinne rabbeke lehüve-l`azîzü-rraḥîm. Rabbin şüphesiz güçlüdür, merhametlidir. And indeed, your Lord - He is the Exalted in Might, the Merciful. Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3124 375 26 192 19 وَإِنَّهُ لَتَنزِيلُ رَبِّ الْعَالَمِينَ veinnehû letenzîlü rabbi-l`âlemîn. Şüphesiz Kuran Alemlerin Rabbinin indirmesidir. And indeed, the Qur'an is the revelation of the Lord of the worlds. Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3125 375 26 193 19 نَزَلَ بِهِ الرُّوحُ الْأَمِينُ nezele bihi-rrûḥu-l'emîn. Apaçık Arap diliyle, uyaranlardan olman için onu Cebrail senin kalbine indirmiştir. The Trustworthy Spirit has brought it down Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3126 375 26 194 19 عَلَىٰ قَلْبِكَ لِتَكُونَ مِنَ الْمُنذِرِينَ `alâ ḳalbike litekûne mine-lmünẕirîn. Apaçık Arap diliyle, uyaranlardan olman için onu Cebrail senin kalbine indirmiştir. Upon your heart, [O Muhammad] - that you may be of the warners - Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3127 375 26 195 19 بِلِسَانٍ عَرَبِيٍّ مُّبِينٍ bilisânin `arabiyyim mübîn. Apaçık Arap diliyle, uyaranlardan olman için onu Cebrail senin kalbine indirmiştir. In a clear Arabic language. Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3128 375 26 196 19 وَإِنَّهُ لَفِي زُبُرِ الْأَوَّلِينَ veinnehû lefî zübüri-l'evvelîn. O, daha öncekilerin kitabında da zikredilmiştir. And indeed, it is [mentioned] in the scriptures of former peoples. Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3129 375 26 197 19 أَوَلَمْ يَكُن لَّهُمْ آيَةً أَن يَعْلَمَهُ عُلَمَاءُ بَنِي إِسْرَائِيلَ evelem yekül lehüm âyeten ey ya`lemehû `ulemâü benî isrâîl. İsrailoğulları bilginlerinin bunu bilmeye bir delilleri yok muydu? And has it not been a sign to them that it is recognized by the scholars of the Children of Israel? Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3130 375 26 198 19 وَلَوْ نَزَّلْنَاهُ عَلَىٰ بَعْضِ الْأَعْجَمِينَ velev nezzelnâhü `alâ ba`ḍi-l'a`cemîn. Biz Kuran'ı Arapça bilmeyen kimselerden birine indirseydik de o bunları okusaydı yine de ona inanmazlardı. And even if We had revealed it to one among the foreigners Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3131 375 26 199 19 فَقَرَأَهُ عَلَيْهِم مَّا كَانُوا بِهِ مُؤْمِنِينَ feḳara'ehû `aleyhim mâ kânû bihî mü'minîn. Biz Kuran'ı Arapça bilmeyen kimselerden birine indirseydik de o bunları okusaydı yine de ona inanmazlardı. And he had recited it to them [perfectly], they would [still] not have been believers in it. Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3132 375 26 200 19 كَذَٰلِكَ سَلَكْنَاهُ فِي قُلُوبِ الْمُجْرِمِينَ keẕâlike seleknâhü fî ḳulûbi-lmücrimîn. Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir. Thus have We inserted disbelief into the hearts of the criminals. Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3133 375 26 201 19 لَا يُؤْمِنُونَ بِهِ حَتَّىٰ يَرَوُا الْعَذَابَ الْأَلِيمَ lâ yü'minûne bihî ḥattâ yeravu-l`aẕâbe-l'elîm. Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir. They will not believe in it until they see the painful punishment. Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3134 375 26 202 19 فَيَأْتِيَهُم بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ feye'tiyehüm bagtetev vehüm lâ yeş`urûn. Suçluların kalblerine Kuran'ı böylece sokarız da, can yakıcı azabı görmedikçe ona inanmazlar. Bu azap onlara haberleri olmadan geliverecektir. And it will come to them suddenly while they perceive [it] not. Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3135 375 26 203 19 فَيَقُولُوا هَلْ نَحْنُ مُنظَرُونَ feyeḳûlû hel naḥnü münżarûn. O zaman "Erteye bırakılmaz mıyız?" derler. And they will say, "May we be reprieved?" Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3136 375 26 204 19 أَفَبِعَذَابِنَا يَسْتَعْجِلُونَ efebi`aẕâbinâ yesta`cilûn. Bizim azabımızı mı acele istiyorlardı? So for Our punishment are they impatient? Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3137 375 26 205 19 أَفَرَأَيْتَ إِن مَّتَّعْنَاهُمْ سِنِينَ eferaeyte im metta`nâhüm sinîn. Söylesene, Biz onlara yıllar yılı nimetler vermiş olsak, sonra da tehdit edildikleri şey başlarına gelse, kendilerine verilmiş olan nimetler onlara bir fayda sağlar mı? Then have you considered if We gave them enjoyment for years Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3138 375 26 206 19 ثُمَّ جَاءَهُم مَّا كَانُوا يُوعَدُونَ ŝümme câehüm mâ kânû yû`adûn. Söylesene, Biz onlara yıllar yılı nimetler vermiş olsak, sonra da tehdit edildikleri şey başlarına gelse, kendilerine verilmiş olan nimetler onlara bir fayda sağlar mı? And then there came to them that which they were promised? Sayfa 375, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 376
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
3139 376 26 207 19 مَا أَغْنَىٰ عَنْهُم مَّا كَانُوا يُمَتَّعُونَ mâ agnâ `anhüm mâ kânû yümette`ûn. Söylesene, Biz onlara yıllar yılı nimetler vermiş olsak, sonra da tehdit edildikleri şey başlarına gelse, kendilerine verilmiş olan nimetler onlara bir fayda sağlar mı? They would not be availed by the enjoyment with which they were provided. Sayfa 376, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3140 376 26 208 19 وَمَا أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ إِلَّا لَهَا مُنذِرُونَ vemâ ehleknâ min ḳaryetin illâ lehâ münẕirûn. Hiçbir kent halkını kendilerine öğüt veren uyarıcılar gelmeden yok etmedik. Biz zalim değiliz. And We did not destroy any city except that it had warners Sayfa 376, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء

Sayfalar

CSV