Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 371
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
3041 371 26 109 19 وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ vemâ es'elüküm `aleyhi min ecr. in ecriye illâ `alâ rabbi-l`âlemîn. Kardeşleri Nuh, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin" dedi. And I do not ask you for it any payment. My payment is only from the Lord of the worlds. Sayfa 371, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3042 371 26 110 19 فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn. Kardeşleri Nuh, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin" dedi. So fear Allah and obey me." Sayfa 371, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3043 371 26 111 19 ۞ قَالُوا أَنُؤْمِنُ لَكَ وَاتَّبَعَكَ الْأَرْذَلُونَ ḳâlû enü'minü leke vettebe`ake-l'erẕelûn. Sana mı inanacağız? Sana en rezil kimseler uymaktadır dediler. They said, "Should we believe you while you are followed by the lowest [class of people]?" Sayfa 371, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 372
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
3044 372 26 112 19 قَالَ وَمَا عِلْمِي بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ḳâle vemâ `ilmî bimâ kânû ya`melûn. Nuh: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesabları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açıkça uyarıcıyım" dedi. He said, "And what is my knowledge of what they used to do? Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3045 372 26 113 19 إِنْ حِسَابُهُمْ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّي ۖ لَوْ تَشْعُرُونَ in ḥisâbühüm illâ `alâ rabbî lev teş`urûn. Nuh: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesabları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açıkça uyarıcıyım" dedi. Their account is only upon my Lord, if you [could] perceive. Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3046 372 26 114 19 وَمَا أَنَا بِطَارِدِ الْمُؤْمِنِينَ vemâ ene biṭâridi-lmü'minîn. Nuh: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesabları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açıkça uyarıcıyım" dedi. And I am not one to drive away the believers. Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3047 372 26 115 19 إِنْ أَنَا إِلَّا نَذِيرٌ مُّبِينٌ in ene illâ neẕîrum mübîn. Nuh: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur; hesabları Rabbime aittir, düşünsenize! Ben inananları kovacak değilim. Ben sadece açıkça uyarıcıyım" dedi. I am only a clear warner." Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3048 372 26 116 19 قَالُوا لَئِن لَّمْ تَنتَهِ يَا نُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمَرْجُومِينَ ḳâlû leil lem tentehi yâ nûḥu letekûnenne mine-lmercûmîn. Ey Nuh! Eğer bu işe son vermezsen, şüphesiz taşlanacaklardan olacaksın dediler. They said, "If you do not desist, O Noah, you will surely be of those who are stoned." Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3049 372 26 117 19 قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوْمِي كَذَّبُونِ ḳâle rabbi inne ḳavmî keẕẕebûn. Nuh: "Rabbim! Milletim beni yalanladı. Benimle onların arasında Sen hüküm ver. Beni ve beraberimdeki inananları kurtar" dedi. He said, "My Lord, indeed my people have denied me. Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3050 372 26 118 19 فَافْتَحْ بَيْنِي وَبَيْنَهُمْ فَتْحًا وَنَجِّنِي وَمَن مَّعِيَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ feftaḥ beynî vebeynehüm fetḥav veneccinî vemem me`iye mine-lmü'minîn. Nuh: "Rabbim! Milletim beni yalanladı. Benimle onların arasında Sen hüküm ver. Beni ve beraberimdeki inananları kurtar" dedi. Then judge between me and them with decisive judgement and save me and those with me of the believers." Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3051 372 26 119 19 فَأَنجَيْنَاهُ وَمَن مَّعَهُ فِي الْفُلْكِ الْمَشْحُونِ feenceynâhü vemem me`ahû fi-lfülki-lmeşḥûn. Bunun üzerine onu ve beraberinde bulunanları, dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık. So We saved him and those with him in the laden ship. Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3052 372 26 120 19 ثُمَّ أَغْرَقْنَا بَعْدُ الْبَاقِينَ ŝümme agraḳnâ ba`dü-lbâḳîn. Sonra de geride kalanları suda boğduk. Then We drowned thereafter the remaining ones. Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3053 372 26 121 19 إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَةً ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ inne fî ẕâlike leâyeh. vemâ kâne ekŝeruhüm mü'minîn. Doğrusu bunda bir ders vardır, ama çoğu inanmamıştır. Indeed in that is a sign, but most of them were not to be believers. Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3054 372 26 122 19 وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ veinne rabbeke lehüve-l`azîzü-rraḥîm. Rabbin şüphesiz güçlüdür, merhametlidir. And indeed, your Lord - He is the Exalted in Might, the Merciful. Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3055 372 26 123 19 كَذَّبَتْ عَادٌ الْمُرْسَلِينَ keẕẕebet `âdün-lmürselîn. Ad milleti de peygamberleri yalanladı. Aad denied the messengers Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3056 372 26 124 19 إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ هُودٌ أَلَا تَتَّقُونَ iẕ ḳâle lehüm eḫûhüm hûdün elâ tetteḳûn. Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi. When their brother Hud said to them, "Will you not fear Allah? Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3057 372 26 125 19 إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ innî leküm rasûlün emîn. Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi. Indeed, I am to you a trustworthy messenger. Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3058 372 26 126 19 فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn. Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi. So fear Allah and obey me. Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3059 372 26 127 19 وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ vemâ es'elüküm `aleyhi min ecr. in ecriye illâ `alâ rabbi-l`âlemîn. Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi. And I do not ask you for it any payment. My payment is only from the Lord of the worlds. Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3060 372 26 128 19 أَتَبْنُونَ بِكُلِّ رِيعٍ آيَةً تَعْبَثُونَ etebnûne bikülli rî`in âyeten ta`beŝûn. Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakının; davarları, oğulları, bahçeleri ve akarsuları size O vermiştir. Doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkuyorum" dedi. Do you construct on every elevation a sign, amusing yourselves, Sayfa 372, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء

Sayfalar

CSV