Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 373
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
3081 373 26 149 19 وَتَنْحِتُونَ مِنَ الْجِبَالِ بُيُوتًا فَارِهِينَ vetenḥitûne mine-lcibâli büyûten fârihîn. Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Burada bahçelerde, pınar başlarında, ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında güven içinde bırakılır mısınız? Dağlarda ustalıkla evler oyar mısınız? Artık Allah'tan sakının, bana itaat edin. Yeryüzünü ıslah etmeyip, bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin" dedi. And you carve out of the mountains, homes, with skill. Sayfa 373, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3082 373 26 150 19 فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn. Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Burada bahçelerde, pınar başlarında, ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında güven içinde bırakılır mısınız? Dağlarda ustalıkla evler oyar mısınız? Artık Allah'tan sakının, bana itaat edin. Yeryüzünü ıslah etmeyip, bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin" dedi. So fear Allah and obey me. Sayfa 373, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3083 373 26 151 19 وَلَا تُطِيعُوا أَمْرَ الْمُسْرِفِينَ velâ tüṭî`û emra-lmüsrifîn. Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Burada bahçelerde, pınar başlarında, ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında güven içinde bırakılır mısınız? Dağlarda ustalıkla evler oyar mısınız? Artık Allah'tan sakının, bana itaat edin. Yeryüzünü ıslah etmeyip, bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin" dedi. And do not obey the order of the transgressors, Sayfa 373, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3084 373 26 152 19 الَّذِينَ يُفْسِدُونَ فِي الْأَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ elleẕîne yüfsidûne fi-l'arḍi velâ yuṣliḥûn. Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Burada bahçelerde, pınar başlarında, ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında güven içinde bırakılır mısınız? Dağlarda ustalıkla evler oyar mısınız? Artık Allah'tan sakının, bana itaat edin. Yeryüzünü ıslah etmeyip, bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin" dedi. Who cause corruption in the land and do not amend." Sayfa 373, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3085 373 26 153 19 قَالُوا إِنَّمَا أَنتَ مِنَ الْمُسَحَّرِينَ ḳâlû innemâ ente mine-lmüseḥḥarîn. Sen şüphesiz büyülenmişin birisin; bizim gibi bir insandan başka birşey değilsin. Eğer doğru sözlü isen bir belge getir dediler. They said, "You are only of those affected by magic. Sayfa 373, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3086 373 26 154 19 مَا أَنتَ إِلَّا بَشَرٌ مِّثْلُنَا فَأْتِ بِآيَةٍ إِن كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ mâ ente illâ beşerum miŝlünâ. fe'ti biâyetin in künte mine-ṣṣâdiḳîn. Sen şüphesiz büyülenmişin birisin; bizim gibi bir insandan başka birşey değilsin. Eğer doğru sözlü isen bir belge getir dediler. You are but a man like ourselves, so bring a sign, if you should be of the truthful." Sayfa 373, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3087 373 26 155 19 قَالَ هَٰذِهِ نَاقَةٌ لَّهَا شِرْبٌ وَلَكُمْ شِرْبُ يَوْمٍ مَّعْلُومٍ ḳâle hâẕihî nâḳatül lehâ şirbüv veleküm şirbü yevmim ma`lûm. Salih: " İşte belge bu devedir. Kuyudan su içmek hakkı belirli bir gün onun ve belirli bir gün de sizindir; sakın ona bir kötülük yapmayın, yoksa sizi büyük günün azabı yakalar" dedi. He said, "This is a she-camel. For her is a [time of] drink, and for you is a [time of] drink, [each] on a known day. Sayfa 373, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3088 373 26 156 19 وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُوءٍ فَيَأْخُذَكُمْ عَذَابُ يَوْمٍ عَظِيمٍ velâ temessûhâ bisûin feye'ḫuẕeküm `aẕâbü yevmin `ażîm. Salih: " İşte belge bu devedir. Kuyudan su içmek hakkı belirli bir gün onun ve belirli bir gün de sizindir; sakın ona bir kötülük yapmayın, yoksa sizi büyük günün azabı yakalar" dedi. And do not touch her with harm, lest you be seized by the punishment of a terrible day." Sayfa 373, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3089 373 26 157 19 فَعَقَرُوهَا فَأَصْبَحُوا نَادِمِينَ fe`aḳarûhâ feaṣbeḥû nâdimîn. Onlar ise deveyi kestiler; ama pişman da oldular. But they hamstrung her and so became regretful. Sayfa 373, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3090 373 26 158 19 فَأَخَذَهُمُ الْعَذَابُ ۗ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَةً ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ feeḫaẕehümü-l`aẕâb. inne fî ẕâlike leâyeh. vemâ kâne ekŝeruhüm mü'minîn. Bunun üzerine onları azap yakaladı. Doğrusu bunda bir ders vardır, fakat çoğu inanmamıştır. And the punishment seized them. Indeed in that is a sign, but most of them were not to be believers. Sayfa 373, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3091 373 26 159 19 وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ الْعَزِيزُ الرَّحِيمُ veinne rabbeke lehüve-l`azîzü-rraḥîm. Rabbin şüphesiz güçlüdür, merhametlidir. And indeed, your Lord - He is the Exalted in Might, the Merciful. Sayfa 373, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 374
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
3092 374 26 160 19 كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ الْمُرْسَلِينَ keẕẕebet ḳavmü lûṭini-lmürselîn. Lut milleti de peygamberleri yalanladı. The people of Lot denied the messengers Sayfa 374, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3093 374 26 161 19 إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ لُوطٌ أَلَا تَتَّقُونَ iẕ ḳâle lehüm eḫûhüm lûṭun elâ tetteḳûn. Kardeşleri Lut, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, insanlar arasında, erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz azmış bir milletsiniz" dedi. When their brother Lot said to them, "Will you not fear Allah? Sayfa 374, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3094 374 26 162 19 إِنِّي لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌ innî leküm rasûlün emîn. Kardeşleri Lut, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, insanlar arasında, erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz azmış bir milletsiniz" dedi. Indeed, I am to you a trustworthy messenger. Sayfa 374, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3095 374 26 163 19 فَاتَّقُوا اللَّهَ وَأَطِيعُونِ fetteḳu-llâhe veeṭî`ûn. Kardeşleri Lut, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, insanlar arasında, erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz azmış bir milletsiniz" dedi. So fear Allah and obey me. Sayfa 374, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3096 374 26 164 19 وَمَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ الْعَالَمِينَ vemâ es'elüküm `aleyhi min ecr. in ecriye illâ `alâ rabbi-l`âlemîn. Kardeşleri Lut, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, insanlar arasında, erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz azmış bir milletsiniz" dedi. And I do not ask you for it any payment. My payment is only from the Lord of the worlds. Sayfa 374, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3097 374 26 165 19 أَتَأْتُونَ الذُّكْرَانَ مِنَ الْعَالَمِينَ ete'tûne-ẕẕükrâne mine-l`âlemîn. Kardeşleri Lut, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, insanlar arasında, erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz azmış bir milletsiniz" dedi. Do you approach males among the worlds Sayfa 374, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3098 374 26 166 19 وَتَذَرُونَ مَا خَلَقَ لَكُمْ رَبُّكُم مِّنْ أَزْوَاجِكُم ۚ بَلْ أَنتُمْ قَوْمٌ عَادُونَ veteẕerûne mâ ḫaleḳa leküm rabbüküm min ezvâciküm. bel entüm ḳavmün `âdûn. Kardeşleri Lut, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıp da, insanlar arasında, erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz azmış bir milletsiniz" dedi. And leave what your Lord has created for you as mates? But you are a people transgressing." Sayfa 374, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3099 374 26 167 19 قَالُوا لَئِن لَّمْ تَنتَهِ يَا لُوطُ لَتَكُونَنَّ مِنَ الْمُخْرَجِينَ ḳâlû leil lem tentehi yâ lûṭu letekûnenne mine-lmuḫracîn. Ey Lut! Bu sözlerinden vazgeçmezsen, mutlaka kovulacaksın dediler. They said, "If you do not desist, O Lot, you will surely be of those evicted." Sayfa 374, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
3100 374 26 168 19 قَالَ إِنِّي لِعَمَلِكُم مِّنَ الْقَالِينَ ḳâle innî li`ameliküm mine-lḳâlîn. Lut: "Doğrusu yaptığınıza çok kızanlardanım. Rabbim! Beni ve ailemi bunların yapageldiği kötülükten kurtar" dedi. He said, "Indeed, I am, toward your deed, of those who detest [it]. Sayfa 374, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء

Sayfalar

CSV