3001 |
370 |
26 |
69 |
19 |
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ إِبْرَاهِيمَ |
vetlü `aleyhim nebee ibrâhîm. |
Onlara İbrahim'in kıssasını anlat. |
And recite to them the news of Abraham, |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3002 |
370 |
26 |
70 |
19 |
إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِ مَا تَعْبُدُونَ |
iẕ ḳâle liebîhi veḳavmihî mâ ta`büdûn. |
İbrahim, babasına ve milletine: "Nelere tapıyorsunuz?" demişti. |
When he said to his father and his people, "What do you worship?" |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3003 |
370 |
26 |
71 |
19 |
قَالُوا نَعْبُدُ أَصْنَامًا فَنَظَلُّ لَهَا عَاكِفِينَ |
ḳâlû na`büdü aṣnâmen feneżallü lehâ `âkifîn. |
Putlara tapıyoruz, onlara bağlanıp duruyoruz demişlerdi. |
They said, "We worship idols and remain to them devoted." |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3004 |
370 |
26 |
72 |
19 |
قَالَ هَلْ يَسْمَعُونَكُمْ إِذْ تَدْعُونَ |
ḳâle hel yesme`ûneküm iẕ ted`ûn. |
İbrahim: "Çağırdığınız zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?" demişti. |
He said, "Do they hear you when you supplicate? |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3005 |
370 |
26 |
73 |
19 |
أَوْ يَنفَعُونَكُمْ أَوْ يَضُرُّونَ |
ev yenfe`ûneküm ev yeḍurrûn. |
İbrahim: "Çağırdığınız zaman sizi duyarlar veya size bir fayda ve zarar verirler mi?" demişti. |
Or do they benefit you, or do they harm?" |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3006 |
370 |
26 |
74 |
19 |
قَالُوا بَلْ وَجَدْنَا آبَاءَنَا كَذَٰلِكَ يَفْعَلُونَ |
ḳâlû bel vecednâ âbâenâ keẕâlike yef`alûn. |
Hayır ama, babalarımızı da bu şekilde ibadet ederken bulduk demişlerdi. |
They said, "But we found our fathers doing thus." |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3007 |
370 |
26 |
75 |
19 |
قَالَ أَفَرَأَيْتُم مَّا كُنتُمْ تَعْبُدُونَ |
ḳâle eferaeytüm mâ küntüm ta`büdûn. |
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. |
He said, "Then do you see what you have been worshipping, |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3008 |
370 |
26 |
76 |
19 |
أَنتُمْ وَآبَاؤُكُمُ الْأَقْدَمُونَ |
entüm veâbâükümü-l'aḳdemûn. |
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. |
You and your ancient forefathers? |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3009 |
370 |
26 |
77 |
19 |
فَإِنَّهُمْ عَدُوٌّ لِّي إِلَّا رَبَّ الْعَالَمِينَ |
feinnehüm `adüvvül lî illâ rabbe-l`âlemîn. |
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. |
Indeed, they are enemies to me, except the Lord of the worlds, |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3010 |
370 |
26 |
78 |
19 |
الَّذِي خَلَقَنِي فَهُوَ يَهْدِينِ |
elleẕî ḫaleḳanî fehüve yehdîn. |
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. |
Who created me, and He [it is who] guides me. |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3011 |
370 |
26 |
79 |
19 |
وَالَّذِي هُوَ يُطْعِمُنِي وَيَسْقِينِ |
velleẕî hüve yuṭ`imünî veyesḳîn. |
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. |
And it is He who feeds me and gives me drink. |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3012 |
370 |
26 |
80 |
19 |
وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ |
veiẕâ meriḍtü fehüve yeşfîn. |
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. |
And when I am ill, it is He who cures me |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3013 |
370 |
26 |
81 |
19 |
وَالَّذِي يُمِيتُنِي ثُمَّ يُحْيِينِ |
velleẕî yümîtünî ŝümme yuḥyîn. |
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. |
And who will cause me to die and then bring me to life |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3014 |
370 |
26 |
82 |
19 |
وَالَّذِي أَطْمَعُ أَن يَغْفِرَ لِي خَطِيئَتِي يَوْمَ الدِّينِ |
velleẕî aṭme`u ey yagfira lî ḫaṭîetî yevme-ddîn. |
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. |
And who I aspire that He will forgive me my sin on the Day of Recompense." |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |
3015 |
370 |
26 |
83 |
19 |
رَبِّ هَبْ لِي حُكْمًا وَأَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ |
rabbi heb lî ḥukmev veelḥiḳnî biṣṣâliḥîn. |
İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat. |
[And he said], "My Lord, grant me authority and join me with the righteous. |
Sayfa 370, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء |