Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 365
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2921 365 25 66 19 إِنَّهَا سَاءَتْ مُسْتَقَرًّا وَمُقَامًا innehâ sâet müsteḳarrav vemüḳâmâ. Onlar, "Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır; doğrusu onun azabı sürekli ve acıdır. Orası şüphesiz kötü bir yer ve kötü bir duraktır" derler. Indeed, it is evil as a settlement and residence." Sayfa 365, Cuz 19, الفرقان, Al-Furqan—الفرقان
2922 365 25 67 19 وَالَّذِينَ إِذَا أَنفَقُوا لَمْ يُسْرِفُوا وَلَمْ يَقْتُرُوا وَكَانَ بَيْنَ ذَٰلِكَ قَوَامًا velleẕîne iẕâ enfeḳû lem yüsrifû velem yaḳtürû vekâne beyne ẕâlike ḳavâmâ. Onlar, sarfettikleri zaman ne israf ederler ne de cimrilik, ikisi arasında orta bir yol tutarlar. And [they are] those who, when they spend, do so not excessively or sparingly but are ever, between that, [justly] moderate Sayfa 365, Cuz 19, الفرقان, Al-Furqan—الفرقان
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 366
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2923 366 25 68 19 وَالَّذِينَ لَا يَدْعُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ وَلَا يَقْتُلُونَ النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَا يَزْنُونَ ۚ وَمَن يَفْعَلْ ذَٰلِكَ يَلْقَ أَثَامًا velleẕîne lâ yed`ûne me`a-llâhi ilâhen âḫara velâ yaḳtülûne-nnefse-lletî ḥarrame-llâhü illâ bilḥaḳḳi velâ yeznûn. vemey yef`al ẕâlike yelḳa eŝâmâ. Onlar, Allah'ın yanında başka tanrı tutup ona yalvarmazlar. Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar. Zina etmezler. Bunları yapan günaha girmiş olur. And those who do not invoke with Allah another deity or kill the soul which Allah has forbidden [to be killed], except by right, and do not commit unlawful sexual intercourse. And whoever should do that will meet a penalty. Sayfa 366, Cuz 19, الفرقان, Al-Furqan—الفرقان
2924 366 25 69 19 يُضَاعَفْ لَهُ الْعَذَابُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَيَخْلُدْ فِيهِ مُهَانًا yüḍâ`af lehü-l`aẕâbü yevme-lḳiyâmeti veyaḫlüd fîhî mühânâ. Kıyamet günü azabı kat kat olur, orada, alçaltılarak temelli kalır. Multiplied for him is the punishment on the Day of Resurrection, and he will abide therein humiliated - Sayfa 366, Cuz 19, الفرقان, Al-Furqan—الفرقان
2925 366 25 70 19 إِلَّا مَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ عَمَلًا صَالِحًا فَأُولَٰئِكَ يُبَدِّلُ اللَّهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ ۗ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًا illâ men tâbe veâmene ve`amile `amelen ṣâliḥan feülâike yübeddilü-llâhü seyyiâtihim ḥasenât. vekâne-llâhü gafûrar raḥîmâ. Ancak tevbe eden, inanıp yararlı iş işleyenlerin, işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah bağışlar ve merhamet eder. Except for those who repent, believe and do righteous work. For them Allah will replace their evil deeds with good. And ever is Allah Forgiving and Merciful. Sayfa 366, Cuz 19, الفرقان, Al-Furqan—الفرقان
2926 366 25 71 19 وَمَن تَابَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَإِنَّهُ يَتُوبُ إِلَى اللَّهِ مَتَابًا vemen tâbe ve`amile ṣâliḥan feinnehû yetûbü ile-llâhi metâbâ. Kim tevbe edip yararlı iş işlerse, şüphesiz o, Allah'a gereği gibi yönelmiş olur. And he who repents and does righteousness does indeed turn to Allah with [accepted] repentance. Sayfa 366, Cuz 19, الفرقان, Al-Furqan—الفرقان
2927 366 25 72 19 وَالَّذِينَ لَا يَشْهَدُونَ الزُّورَ وَإِذَا مَرُّوا بِاللَّغْوِ مَرُّوا كِرَامًا velleẕîne lâ yeşhedûne-zzûra veiẕâ merrû billagvi merrû kirâmâ. Onlar yalan yere şehadet etmezler; faydasız birşeye rastladıkları zaman yüz çevirip vakarla geçerler. And [they are] those who do not testify to falsehood, and when they pass near ill speech, they pass by with dignity. Sayfa 366, Cuz 19, الفرقان, Al-Furqan—الفرقان
2928 366 25 73 19 وَالَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ لَمْ يَخِرُّوا عَلَيْهَا صُمًّا وَعُمْيَانًا velleẕîne iẕâ ẕükkirû biâyâti rabbihim lem yeḫirrû `aleyhâ ṣummev ve`umyânâ. Kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığı zaman, onlara karşı kör ve sağır davranmazlar. And those who, when reminded of the verses of their Lord, do not fall upon them deaf and blind. Sayfa 366, Cuz 19, الفرقان, Al-Furqan—الفرقان
2929 366 25 74 19 وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَامًا velleẕîne yeḳûlûne rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ veẕürriyyâtinâ ḳurrate a`yüniv vec`alnâ lilmütteḳîne imâmâ. Onlar: "Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan gözümüzün aydınlığı olacak insanlar ihsan et ve bizi, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder yap" derler. And those who say, "Our Lord, grant us from among our wives and offspring comfort to our eyes and make us an example for the righteous." Sayfa 366, Cuz 19, الفرقان, Al-Furqan—الفرقان
2930 366 25 75 19 أُولَٰئِكَ يُجْزَوْنَ الْغُرْفَةَ بِمَا صَبَرُوا وَيُلَقَّوْنَ فِيهَا تَحِيَّةً وَسَلَامًا ülâike yüczevne-lgurfete bimâ ṣaberû veyüleḳḳavne fîhâ teḥiyyetev veselâmâ. İşte onlar, sabrettiklerinden ötürü cennetin en yüksek dereceleriyle mükafatlandırılırlar. Orada esenlik ve dirlik dilekleriyle karşılanırlar. Those will be awarded the Chamber for what they patiently endured, and they will be received therein with greetings and [words of] peace. Sayfa 366, Cuz 19, الفرقان, Al-Furqan—الفرقان
2931 366 25 76 19 خَالِدِينَ فِيهَا ۚ حَسُنَتْ مُسْتَقَرًّا وَمُقَامًا ḫâlidîne fîhâ. ḥasünet müsteḳarrav vemüḳâmâ. Orada temellidirler. Orası ne güzel bir yer ve ne güzel duraktır! Abiding eternally therein. Good is the settlement and residence. Sayfa 366, Cuz 19, الفرقان, Al-Furqan—الفرقان
2932 366 25 77 19 قُلْ مَا يَعْبَأُ بِكُمْ رَبِّي لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ ۖ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا ḳul mâ ya`beü biküm rabbî levlâ dü`âüküm. feḳad keẕẕebtüm fesevfe yekûnü lizâmâ. De ki: "İbadetiniz (duanız) olmasa Rabbim size ne diye değer versin?" Ey inkarcılar! Yalanladığınız için, azap yakanızı bırakmayacaktır. Say, "What would my Lord care for you if not for your supplication?" For you [disbelievers] have denied, so your denial is going to be adherent. Sayfa 366, Cuz 19, الفرقان, Al-Furqan—الفرقان
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 367
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2933 367 26 1 19 بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ طسم ṭâ-sîn-mîm. Ta, Sin, Mim. Ta, Seen, Meem. Sayfa 367, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
2934 367 26 2 19 تِلْكَ آيَاتُ الْكِتَابِ الْمُبِينِ tilke âyâtü-lkitâbi-lmübîn. Bunlar apaçık Kitap'ın ayetleridir. These are the verses of the clear Book. Sayfa 367, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
2935 367 26 3 19 لَعَلَّكَ بَاخِعٌ نَّفْسَكَ أَلَّا يَكُونُوا مُؤْمِنِينَ le`alleke bâḫi`un nefseke ellâ yekûnû mü'minîn. İnanmıyorlar diye nerdeyse kendini mahvedeceksin. Perhaps, [O Muhammad], you would kill yourself with grief that they will not be believers. Sayfa 367, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
2936 367 26 4 19 إِن نَّشَأْ نُنَزِّلْ عَلَيْهِم مِّنَ السَّمَاءِ آيَةً فَظَلَّتْ أَعْنَاقُهُمْ لَهَا خَاضِعِينَ in neşe' nünezzil `aleyhim mine-ssemâi âyeten feżallet a`nâḳuhüm lehâ ḫâḍi`în. Biz dilesek onlara gökten bir mucize indiririz de ona boyun eğip kalırlar. If We willed, We could send down to them from the sky a sign for which their necks would remain humbled. Sayfa 367, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
2937 367 26 5 19 وَمَا يَأْتِيهِم مِّن ذِكْرٍ مِّنَ الرَّحْمَٰنِ مُحْدَثٍ إِلَّا كَانُوا عَنْهُ مُعْرِضِينَ vemâ ye'tîhim min ẕikrim mine-rraḥmâni muḥdeŝin illâ kânû `anhü mü`riḍîn. Rahman'dan kendilerine gelen her yeni öğütten mutlaka yüz çevirirler. And no revelation comes to them anew from the Most Merciful except that they turn away from it. Sayfa 367, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
2938 367 26 6 19 فَقَدْ كَذَّبُوا فَسَيَأْتِيهِمْ أَنبَاءُ مَا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ feḳad keẕẕebû feseye'tîhim embâü mâ kânû bihî yestehziûn. Evet, yalanladılar; alay edip durdukları şeylerin haberleri kendilerine ulaşacaktır. For they have already denied, but there will come to them the news of that which they used to ridicule. Sayfa 367, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
2939 367 26 7 19 أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَى الْأَرْضِ كَمْ أَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ evelem yerav ile-l'arḍi kem embetnâ fîhâ min külli zevcin kerîm. Yeryüzüne bakmazlar mı? Orada, bitkilerden nice güzel çiftler yetiştirmişizdir. Did they not look at the earth - how much We have produced therein from every noble kind? Sayfa 367, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء
2940 367 26 8 19 إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَةً ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ inne fî ẕâlike leâyeh. vemâ kâne ekŝeruhüm mü'minîn. Şüphesiz bunlarda Allah'ın kudretine işaret vardır, ama çoğu inanmazlar. Indeed in that is a sign, but most of them were not to be believers. Sayfa 367, Cuz 19, الشعراء, Ash-Shuara—الشعراء

Sayfalar

CSV