
mâ agnâ `anhüm mâ kânû yümette`ûn.
Türkçe:
O yararlandıkları nimetler onların hiçbir işine yaramaz.
İngilizce:
It will profit them not that they enjoyed (this life)!
Fransızca:
les jouissances qu'on leur a permises ne leur serviraient à rien.
Almanca:
würde ihnen dann nützen, was sie zu genießen pflegten?!
Rusça:
то все, чем им было позволено пользоваться, не принесет им никакой пользы?
Arapça:
مَا أَغْنَىٰ عَنْهُم مَّا كَانُوا يُمَتَّعُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O yaşadıkları zevkin kendilerine hiçbir faydası olmayacaktır.
Diyanet Vakfı:
Faydalandırıldıkları nimetler onlara hiç yarar sağlamayacaktır.

vemâ ehleknâ min ḳaryetin illâ lehâ münẕirûn.
Türkçe:
Biz, uyarıcıları olmayan hiçbir kenti/uygarlığı helâk etmemişizdir.
İngilizce:
Never did We destroy a population, but had its warners -
Fransızca:
Et Nous ne faisons pas périr de cité avant qu'elle n'ait eu des avertisseurs,
Almanca:
Und WIR richteten keine Ortschaft, ohne daß es für sie Warner gab,
Rusça:
Мы не губили ни одного селения, в котором предостерегающие увещеватели не побывали
Arapça:
وَمَا أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ إِلَّا لَهَا مُنذِرُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bununla birlikte, biz hangi memleketi helak ettikse muhakkak onu uyarıcı (peygamberleri) olmuştur.
Diyanet Vakfı:
Bununla birlikte hangi memleketi, helak ettikse muhakkak onu uyarıcı (peygamberleri) olmuştur.

ẕikrâ. vemâ künnâ żâlimîn.
Türkçe:
Uyarı/hatırlatma olacak! Biz zalimler değiliz.
İngilizce:
By way of reminder; and We never are unjust.
Fransızca:
[à titre de] rappel, et Nous ne sommes pas injuste.
Almanca:
als Erinnerung. Und WIR waren nie Ungerechte!
Rusça:
с назиданиями. Мы не были несправедливы.
Arapça:
ذِكْرَىٰ وَمَا كُنَّا ظَالِمِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Onlar) ihtar edilmiştir ve biz zulmetmiş değiliz.
Diyanet Vakfı:
(Onlar)ihtar edilmiştir ve biz zülmetmiş değilizdir.

vemâ tenezzelet bihi-şşeyâṭîn.
Türkçe:
Onu şeytanlar indirmedi.
İngilizce:
No evil ones have brought down this (Revelation):
Fransızca:
Et ce ne sont point les diables qui sont descendus avec ceci (le Coran) :
Almanca:
Und mit ihm kamen keine Satane herunter!
Rusça:
Дьяволы не нисходили с ним (Кораном).
Arapça:
وَمَا تَنَزَّلَتْ بِهِ الشَّيَاطِينُ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onu (Kur'ân'ı) şeytanlar indirmedi.
Diyanet Vakfı:
O'nu (Kur'an'ı) şeytanlar indirmedi.

vemâ yembegî lehüm vemâ yesteṭî`ûn.
Türkçe:
Onlara yaraşmaz, zaten güçleri de yetmez.
İngilizce:
It would neither suit them nor would they be able (to produce it).
Fransızca:
cela ne leur convient pas; et ils n'auraient pu le faire.
Almanca:
Und es steht ihnen nicht zu und sie vermögen es nicht.
Rusça:
Это не подобает им, и они не способны на это.
Arapça:
وَمَا يَنبَغِي لَهُمْ وَمَا يَسْتَطِيعُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bu onlara hem yaraşmaz hem güçleri yetmez.
Diyanet Vakfı:
Bu onlara düşmez; zaten güçleri de yetmez.

innehüm `ani-ssem`i lema`zûlûn.
Türkçe:
Çünkü onlar, dinleyişten azledilmişlerdir.
İngilizce:
Indeed they have been removed far from even (a chance of) hearing it.
Fransızca:
Car ils sont écartés de toute écoute (du message divin).
Almanca:
Gewiß, sie sind vom Hören doch ausgeschlossen.
Rusça:
Они отстранены от прислушивания к нему.
Arapça:
إِنَّهُمْ عَنِ السَّمْعِ لَمَعْزُولُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şüphesiz onlar vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.

felâ ted`u me`a-llâhi ilâhen âḫara fetekûne mine-lmü`aẕẕebîn.
Türkçe:
O halde, Allah'ın yanında bir başka ilaha daha yalvarma/davet etme. Yoksa azaba uğratılanlardan olursun.
İngilizce:
So call not on any other god with Allah, or thou wilt be among those under the Penalty.
Fransızca:
N'invoque donc pas une autre divinité avec Allah, sinon tu seras du nombre des châtiés.
Almanca:
Also richte deine Bittgebete an keinen anderen Gott neben ALLAH, sonst wirst du von den Gepeinigten.
Rusça:
Не взывай к другим богам помимо Аллаха, а не то окажешься в числе подвергнутых мучениям.
Arapça:
فَلَا تَدْعُ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ فَتَكُونَ مِنَ الْمُعَذَّبِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O halde sakın Allah ile beraber başka tanrıya kulluk edip yalvarma, yoksa azaba uğratılanlardan olursun.
Diyanet Vakfı:
O halde sakın Allah ile beraber başka tanrıya kulluk edip yalvarma, sonra azap edilenlerden olursun!

veenẕir `aşîrateke-l'aḳrabîn.
Türkçe:
En yakın akraba ve hısımlarını uyar.
İngilizce:
And admonish thy nearest kinsmen,
Fransızca:
Et avertis les gens qui te sont les plus proches.
Almanca:
Und warne deine nahen Verwandten!
Rusça:
Предостереги своих ближайших родственников!
Arapça:
وَأَنذِرْ عَشِيرَتَكَ الْأَقْرَبِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Önce) en yakın hısımlarını uyar.
Diyanet Vakfı:
(Önce) en yakın akrabanı uyar.

vaḫfiḍ cenâḥake limeni-ttebe`ake mine-lmü'minîn.
Türkçe:
Müminlerin sana uyanlarına kanadını indir.
İngilizce:
And lower thy wing to the Believers who follow thee.
Fransızca:
Et abaisse ton aile [sois bienveillant] pour les croyants qui te suivent.
Almanca:
Und behandle diejenigen der Mumin, die dir gefolgt sind, milde!
Rusça:
Опусти свое крыло перед верующими, которые следует за тобой (будь добр и милосерден к ним).
Arapça:
وَاخْفِضْ جَنَاحَكَ لِمَنِ اتَّبَعَكَ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve sana uyan müminlere kanadını indir.
Diyanet Vakfı:
Sana uyan müminlere (merhamet) kanadını indir.

fein `aṣavke feḳul innî berîüm mimmâ ta`melûn.
Türkçe:
Eğer sana isyan ederlerse şöyle de: "Ben, sizin yapmakta olduklarınızdan uzağım."
İngilizce:
Then if they disobey thee, say: "I am free (of responsibility) for what ye do!"
Fransızca:
Mais s'ils te désobéissent, dis-leur : "Moi, je désavoue ce que vous faites".
Almanca:
Und wenn sie sich dir widersetzten, dann sag: "Ich sage mich los von dem, was ihr tut."
Rusça:
Если же они ослушаются тебя, то скажи: "Я не причастен к тому, что вы совершаете".
Arapça:
فَإِنْ عَصَوْكَ فَقُلْ إِنِّي بَرِيءٌ مِّمَّا تَعْمَلُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şayet sana karşı gelirlerse, de ki: "Ben sizin yaptıklarınızdan muhakkak uzağım."
Diyanet Vakfı:
Şayet sana karşı gelirlerse de ki: Ben sizin yaptıklarınızdan muhakkak ki uzağım.
Sayfalar
