Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

212

Ayet No: 

3144

Sayfa No: 

376

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِنَّهُمْ عَنِ السَّمْعِ لَمَعْزُولُونَ

Çeviriyazı: 

innehüm `ani-ssem`i lema`zûlûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz onlar vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.

Diyanet İşleri: 

Doğrusu onlar vahyi dinlemekten uzak tutulmuşlardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki onlar, vahyi duymaktan uzaklaştırılmışlardır.

Şaban Piriş: 

Çünkü onlar, vahyi dinlemekten uzak tutulmuşlardır.

Edip Yüksel: 

Çünkü onlar işitmekten men edilmişlerdir.

Ali Bulaç: 

Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.

Suat Yıldırım: 

Çünkü onlar vahyi işitmekten kesinlikle menedilmişlerdir. [72,8-10]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şüphe yok ki, onlar işitmekten elbette azledilmişlerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Çünkü onlar, dinleyişten azledilmişlerdir.

Bekir Sadak: 

26:217

İbni Kesir: 

Onlar, gerçekten işitmekten uzak tutuldular.

Adem Uğur: 

Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.

İskender Ali Mihr: 

Muhakkak ki onlar, (vahyi) işitmekten kesin olarak azledilmiş (men edilmiş) olanlardır.

Celal Yıldırım: 

Onlar (inen vahyi) dinlemekten kesinlikle uzak tutulmuşlardır.

Tefhim ul Kuran: 

Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.

Fransızca: 

Car ils sont écartés de toute écoute (du message divin).

İspanyolca: 

Están, en verdad, lejos de oírlo.

İtalyanca: 

poiché invero sono esclusi dall'ascolto.

Almanca: 

Gewiß, sie sind vom Hören doch ausgeschlossen.

Çince: 

他们确是被驱逐而不得与闻的。

Hollandaca: 

Want zij zijn er ver van verwijderd, het gesprek der engelen in den hemel te hooren.

Rusça: 

Они отстранены от прислушивания к нему.

Somalice: 

Shayaadiintu Maqalka waa ka Fogyihiin.

Swahilice: 

Hakika hao wametengwa na kusikia.

Uygurca: 

شۈبھىسىزكى، ئۇلار (يەنى شەيتانلار) (ئوغرىلىقچە) تىڭشاشتىن مەنئى قىلىنغاندۇر

Japonca: 

かれらは,啓示を聞くことから遠ざけられている。

Arapça (Ürdün): 

«إنهم عن السمع» لكلام الملائكة «لمعزولون» بالشهب.

Hintçe: 

बल्कि वह तो (वही के) सुनने से महरुम हैं

Tayca: 

แท้จริงพวกมันเป็นผู้กีดกัน อย่างแน่นอนจากการฟัง

İbranice: 

כי הם מורחקים

Hırvatça: 

da ga prisluškuju - oni su potpuno spriječeni.

Rumence: 

Ei vor fi îndepărtaţi de la ascultarea lui.

Transliteration: 

Innahum AAani alssamAAi lamaAAzooloona

Türkçe: 

Çünkü onlar, dinleyişten azledilmişlerdir.

Sahih International: 

Indeed they, from [its] hearing, are removed.

İngilizce: 

Indeed they have been removed far from even (a chance of) hearing it.

Azerbaycanca: 

Axı onlara (vəhy eşitmək, mələklərin söhbətinə qulaq asmaq) qadağan edilmişdir.

Süleyman Ateş: 

Çünkü onlar, (meleklerin sözlerini) işitmekten uzaklaştırılmışlardır.

Diyanet Vakfı: 

Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.

Erhan Aktaş: 

Çünkü onlar, işitmekten(1) kesin olarak uzak tutulmuş olanlardır.

Kral Fahd: 

Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.

Hasan Basri Çantay: 

Şübhe yok ki onlar (meleklerin sözünü) işitmekden kat´î surerde azledilmişlerdir.

Muhammed Esed: 

Ayrıca, onların onu dinlemeleri (de) kesin olarak engellenmiştir!

Gültekin Onan: 

Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Şeytanlar, vahyi işitmekten kesin olarak menedilmişlerdir.

Portekizce: 

Posto que lhes está vedado ouvi-lo.

İsveççe: 

ja, de hålls till och med på sådant avstånd att de inte [ens] kan lyssna [till den].

Farsça: 

بی تردید آنان از شنیدن [وحی الهی و اخبار ملکوتی] محروم و برکنارند.

Kürtçe: 

بەڕاستی شەیتانەکان لەگوێگرتنی(ھەواڵی ئاسمان) ڕێگری کراون

Özbekçe: 

Албатта, улар эшитишдан четлатилгандирлар.

Malayca: 

Sesungguhnya mereka dihalang sama sekali daripada mendengar wahyu yang dibawa oleh Malaikat.

Arnavutça: 

ata (djajtë), me të vërtetë, janë të larguar nga të dëgjuarit (e Shpalljes).

Bulgarca: 

Недостъпно е за тях да го чуят.

Sırpça: 

Они су потпуно спречени и да га прислушкују.

Çekçe: 

vždyť zabráněno jim bylo u nebeského trůnu v naslouchání.

Urduca: 

وہ تو اس کی سماعت تک سے دُور رکھے گئے ہیں

Tacikçe: 

Шайтонҳоро аз шунидани ваҳй дур доштаанд.

Tatarca: 

Тәхкыйк шайтаннар күктәге фәрештәләр сүзен ишетүдән пәрдәләнмешләрдер.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya mereka benar-benar dijauhkan daripada mendengar Al Quran itu.

Amharca: 

እነርሱ (የመላእክትን ንግግር) ከመስማት ተከለከሉ ናቸው፡፡

Tamilce: 

நிச்சயமாக அவர்கள் (வானத்தில் குர்ஆன் வைக்கப்பட்டுள்ள இடத்திலிருந்து அந்த குர்ஆன் ஓதி காட்டப்படும்போது அதை) செவியுறுவதிலிருந்து தூரமாக்கப்பட்டவர்கள். (ஆகவே, அதன் பக்கம் அவர்கள் நெருங்கவே முடியாது.)

Korece: 

그들은 그것을 듣는 기 회조차도 제외되어 있었노라

Vietnamca: 

Quả thật chúng đã bị đuổi ra xa không được cho nghe (Qur’an).