Arapça:
إِنَّهُمْ عَنِ السَّمْعِ لَمَعْزُولُونَ
Çeviriyazı:
innehüm `ani-ssem`i lema`zûlûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şüphesiz onlar vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.
Diyanet İşleri:
Doğrusu onlar vahyi dinlemekten uzak tutulmuşlardır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Şüphe yok ki onlar, vahyi duymaktan uzaklaştırılmışlardır.
Şaban Piriş:
Çünkü onlar, vahyi dinlemekten uzak tutulmuşlardır.
Edip Yüksel:
Çünkü onlar işitmekten men edilmişlerdir.
Ali Bulaç:
Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.
Suat Yıldırım:
Çünkü onlar vahyi işitmekten kesinlikle menedilmişlerdir. [72,8-10]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Şüphe yok ki, onlar işitmekten elbette azledilmişlerdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Çünkü onlar, dinleyişten azledilmişlerdir.
Bekir Sadak:
26:217
İbni Kesir:
Onlar, gerçekten işitmekten uzak tutuldular.
Adem Uğur:
Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki onlar, (vahyi) işitmekten kesin olarak azledilmiş (men edilmiş) olanlardır.
Celal Yıldırım:
Onlar (inen vahyi) dinlemekten kesinlikle uzak tutulmuşlardır.
Tefhim ul Kuran:
Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.
Fransızca:
Car ils sont écartés de toute écoute (du message divin).
İspanyolca:
Están, en verdad, lejos de oírlo.
İtalyanca:
poiché invero sono esclusi dall'ascolto.
Almanca:
Gewiß, sie sind vom Hören doch ausgeschlossen.
Çince:
他们确是被驱逐而不得与闻的。
Hollandaca:
Want zij zijn er ver van verwijderd, het gesprek der engelen in den hemel te hooren.
Rusça:
Они отстранены от прислушивания к нему.
Somalice:
Shayaadiintu Maqalka waa ka Fogyihiin.
Swahilice:
Hakika hao wametengwa na kusikia.
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، ئۇلار (يەنى شەيتانلار) (ئوغرىلىقچە) تىڭشاشتىن مەنئى قىلىنغاندۇر
Japonca:
かれらは,啓示を聞くことから遠ざけられている。
Arapça (Ürdün):
«إنهم عن السمع» لكلام الملائكة «لمعزولون» بالشهب.
Hintçe:
बल्कि वह तो (वही के) सुनने से महरुम हैं
Tayca:
แท้จริงพวกมันเป็นผู้กีดกัน อย่างแน่นอนจากการฟัง
İbranice:
כי הם מורחקים
Hırvatça:
da ga prisluškuju - oni su potpuno spriječeni.
Rumence:
Ei vor fi îndepărtaţi de la ascultarea lui.
Transliteration:
Innahum AAani alssamAAi lamaAAzooloona
Türkçe:
Çünkü onlar, dinleyişten azledilmişlerdir.
Sahih International:
Indeed they, from [its] hearing, are removed.
İngilizce:
Indeed they have been removed far from even (a chance of) hearing it.
Azerbaycanca:
Axı onlara (vəhy eşitmək, mələklərin söhbətinə qulaq asmaq) qadağan edilmişdir.
Süleyman Ateş:
Çünkü onlar, (meleklerin sözlerini) işitmekten uzaklaştırılmışlardır.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.
Erhan Aktaş:
Çünkü onlar, işitmekten(1) kesin olarak uzak tutulmuş olanlardır.
Kral Fahd:
Şüphesiz onlar, vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.
Hasan Basri Çantay:
Şübhe yok ki onlar (meleklerin sözünü) işitmekden kat´î surerde azledilmişlerdir.
Muhammed Esed:
Ayrıca, onların onu dinlemeleri (de) kesin olarak engellenmiştir!
Gültekin Onan:
Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.
Ali Fikri Yavuz:
Şeytanlar, vahyi işitmekten kesin olarak menedilmişlerdir.
Portekizce:
Posto que lhes está vedado ouvi-lo.
İsveççe:
ja, de hålls till och med på sådant avstånd att de inte [ens] kan lyssna [till den].
Farsça:
بی تردید آنان از شنیدن [وحی الهی و اخبار ملکوتی] محروم و برکنارند.
Kürtçe:
بەڕاستی شەیتانەکان لەگوێگرتنی(ھەواڵی ئاسمان) ڕێگری کراون
Özbekçe:
Албатта, улар эшитишдан четлатилгандирлар.
Malayca:
Sesungguhnya mereka dihalang sama sekali daripada mendengar wahyu yang dibawa oleh Malaikat.
Arnavutça:
ata (djajtë), me të vërtetë, janë të larguar nga të dëgjuarit (e Shpalljes).
Bulgarca:
Недостъпно е за тях да го чуят.
Sırpça:
Они су потпуно спречени и да га прислушкују.
Çekçe:
vždyť zabráněno jim bylo u nebeského trůnu v naslouchání.
Urduca:
وہ تو اس کی سماعت تک سے دُور رکھے گئے ہیں
Tacikçe:
Шайтонҳоро аз шунидани ваҳй дур доштаанд.
Tatarca:
Тәхкыйк шайтаннар күктәге фәрештәләр сүзен ишетүдән пәрдәләнмешләрдер.
Endonezyaca:
Sesungguhnya mereka benar-benar dijauhkan daripada mendengar Al Quran itu.
Amharca:
እነርሱ (የመላእክትን ንግግር) ከመስማት ተከለከሉ ናቸው፡፡
Tamilce:
நிச்சயமாக அவர்கள் (வானத்தில் குர்ஆன் வைக்கப்பட்டுள்ள இடத்திலிருந்து அந்த குர்ஆன் ஓதி காட்டப்படும்போது அதை) செவியுறுவதிலிருந்து தூரமாக்கப்பட்டவர்கள். (ஆகவே, அதன் பக்கம் அவர்கள் நெருங்கவே முடியாது.)
Korece:
그들은 그것을 듣는 기 회조차도 제외되어 있었노라
Vietnamca:
Quả thật chúng đã bị đuổi ra xa không được cho nghe (Qur’an).
Ayet Linkleri: