Al-Waqia—الواقعة

 
00:00

vessâbiḳûne-ssâbiḳûn.

Arapça:

وَالسَّابِقُونَ السَّابِقُونَ

Türkçe:

Ve oluşta önde gidenler, yarışta önde gidenler...

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Önde olanlar (var ya), onlar öncüdürler.

Diyanet Vakfı:

(Hayırda) önde olanlar, (ecirde de) öndedirler.

İngilizce:

And those Foremost (in Faith) will be Foremost (in the Hereafter).

Fransızca:

Les premiers (à suivre les ordres d'Allah sur la terre) ce sont eux qui seront les premiers (dans l'au-delà)

Almanca:

Auch gibt es die den Vorsprung habenden, die den Vorsprung haben,

Rusça:

А опередившие остальных в совершении благодеяний опередят остальных в Раю.

Açıklama:
 
00:00

ülâike-lmüḳarrabûn.

Arapça:

أُولَٰئِكَ الْمُقَرَّبُونَ

Türkçe:

İşte onlardır yaklaştırılanlar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İşte o yaklaştırılanlar,

Diyanet Vakfı:

İşte bunlar, (Allah'a) en yakın olanlardır,

İngilizce:

These will be those Nearest to Allah:

Fransızca:

Ce sont ceux-là les plus rapprochés d'Allah

Almanca:

diese sind die Nahegebrachten

Rusça:

Они будут приближенными

Açıklama:
 
00:00

fî cennâti-nne`îm.

Arapça:

فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ

Türkçe:

Nimetlerle dolu bahçelerdedirler.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Nimet cennetlerindedirler.

Diyanet Vakfı:

Naim cennetlerinde.

İngilizce:

In Gardens of Bliss:

Fransızca:

dans les Jardins des délices,

Almanca:

in den Dschannat des Wohlergehens,

Rusça:

в Садах блаженства.

Açıklama:
 
00:00

ŝülletüm mine-l'evvelîn.

Arapça:

ثُلَّةٌ مِّنَ الْأَوَّلِينَ

Türkçe:

Büyük kısmı öncekilerden,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Çoğu önceki ümmetlerden,

Diyanet Vakfı:

(Onların) çoğu önceki ümmetlerden,

İngilizce:

A number of people from those of old,

Fransızca:

une multitude d'élus parmi les premières [générations],

Almanca:

eine Gruppe von den Ersten

Rusça:

Многие из них - из первых поколений,

Açıklama:
 
00:00

veḳalîlüm mine-l'âḫirîn.

Arapça:

وَقَلِيلٌ مِّنَ الْآخِرِينَ

Türkçe:

Az bir kısmı da sonrakilerden.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Birazı da sonrakilerden.

Diyanet Vakfı:

Birazı da sonrakilerdendir.

İngilizce:

And a few from those of later times.

Fransızca:

et un petit nombre parmi les dernières [générations],

Almanca:

und ein wenig von den Letzten.

Rusça:

и немногие - из последних.

Açıklama:
 
00:00

`alâ sürurim mevḍûneh.

Arapça:

عَلَىٰ سُرُرٍ مَّوْضُونَةٍ

Türkçe:

Süslü, nakışlı tahtlar üzerinde,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

(Onlar) cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.

Diyanet Vakfı:

Cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler,

İngilizce:

(They will be) on Thrones encrusted (with gold and precious stones),

Fransızca:

sur des lits ornés [d'or et de pierreries],

Almanca:

Sie sind auf durchwebten Liegen,

Rusça:

Они будут лежать на расшитых ложах

Açıklama:
 
00:00

müttekiîne `aleyhâ müteḳâbilîn.

Arapça:

مُّتَّكِئِينَ عَلَيْهَا مُتَقَابِلِينَ

Türkçe:

Onlar üstünde karşılıklı yan gelip yaslanırlar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Karşılıklı olarak onların üzerinde yaslanırlar.

Diyanet Vakfı:

Onların üzerlerinde karşılıklı olarak oturup yaslanırlar.

İngilizce:

Reclining on them, facing each other.

Fransızca:

s'y accoudant et se faisant face.

Almanca:

angelehnt darauf einander gegenüber.

Rusça:

друг против друга, прислонившись.

Açıklama:
 
00:00

yeṭûfü `aleyhim vildânüm müḫalledûn.

Arapça:

يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ

Türkçe:

Gencecik uşaklar dolanır çevrelerinde. Sürekli hizmete adanmışlardır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Çevrelerinde, ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dolaşırlar.

Diyanet Vakfı:

Çevrelerinde, (hizmet için) ölümsüz gençler dolaşır;

İngilizce:

Round about them will (serve) youths of perpetual (freshness),

Fransızca:

Parmi eux circuleront des garçons éternellement jeunes,

Almanca:

Ihnen servieren ewige Dienstjungen

Rusça:

Вечно юные отроки будут обходить их

Açıklama:
 
00:00

biekvâbiv veebârîḳa veke'sim mim me`în.

Arapça:

بِأَكْوَابٍ وَأَبَارِيقَ وَكَأْسٍ مِّن مَّعِينٍ

Türkçe:

Sürahiler, ibrikler ve öz kaynağından içkilerle doldurulmuş kadehler eşliğinde.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kaynağından doldurulmuş, testiler, ibrikler ve kadehlerle.

Diyanet Vakfı:

Main çeşmesinden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.

İngilizce:

With goblets, (shining) beakers, and cups (filled) out of clear-flowing fountains:

Fransızca:

avec des coupes, des aiguières et un verre [rempli]: d'une liqueur de source

Almanca:

mit Bechern, Krügen und Trinkschalen aus (einer) Weinquelle.

Rusça:

с чашами, кувшинами и кубками с родниковым напитком (вином),

Açıklama:
 
00:00

lâ yüṣadde`ûne `anhâ velâ yünzifûn.

Arapça:

لَّا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنزِفُونَ

Türkçe:

Ne başları döner ondan ne de akılları karışır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.

Diyanet Vakfı:

Bu şaraptan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.

İngilizce:

No after-ache will they receive therefrom, nor will they suffer intoxication:

Fransızca:

qui ne leur provoquera ni maux de tête ni étourdissement;

Almanca:

Sie bekommen dadurch keine Kopfschmerzen und sie werden nicht berauscht.

Rusça:

от которого не болит голова и не теряют рассудок,

Açıklama:

Sayfalar

Al-Waqia—الواقعة beslemesine abone olun.