Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

56

Sûredeki Ayet No: 

15

Ayet No: 

4994

Sayfa No: 

534

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

عَلَىٰ سُرُرٍ مَّوْضُونَةٍ

Çeviriyazı: 

`alâ sürurim mevḍûneh.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Onlar) cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.

Diyanet İşleri: 

Mücevheratla işlenmiş tahtlara karşılıklı olarak yaslanırlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Altınlarla, mücevherlerle bezenmiş tahtlarda otururlar.

Şaban Piriş: 

Süslenmiş tahtlar üzerinde,

Edip Yüksel: 

Lüks mobilyalar üzerinde,

Ali Bulaç: 

'Özenle işlenmiş mücevher' tahtlar üzerindedirler.

Suat Yıldırım: 

Mücevheratla işlenmiş tahtlara yaslanarak karşılıklı otururlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

56:13

Yaşar Nuri Öztürk: 

Süslü, nakışlı tahtlar üzerinde,

Bekir Sadak: 

56:17

İbni Kesir: 

Murassa tahtlar üzerindedirler.

Adem Uğur: 

Cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler,

İskender Ali Mihr: 

Altın ile örülmüş, mücevherlerle (inci ve yakutla) süslenmiş tahtlar üzerinde.

Celal Yıldırım: 

işlenmiş motifli tahtlar üzerindedirler.

Tefhim ul Kuran: 

´Özenle mücevherlerden işlenmiş´ tahtlar üzerindedirler

Fransızca: 

sur des lits ornés [d'or et de pierreries],

İspanyolca: 

En lechos entretejidos de oro y piedras preciosas,

İtalyanca: 

su divani rivestiti d'oro,

Almanca: 

Sie sind auf durchwebten Liegen,

Çince: 

在珠宝镶成的床榻上,

Hollandaca: 

Rustende op zetels met goud en edelgesteenten versierd.

Rusça: 

Они будут лежать на расшитых ложах

Somalice: 

Sariiro Dahab laga sameeyay yayna ku sugnaan.

Swahilice: 

Watakuwa juu ya viti vya fakhari vilivyo tonewa.

Uygurca: 

ئۇلار (ئالتۇندىن) توقۇلغان تەختلەر ئۈستىگە يۆلەنگەن ھالدا بىر - بىرىگە قارىشىپ ئولتۇرۇىشىدۇ

Japonca: 

(かれらは錦の織物を)敷いた寝床の上に,

Arapça (Ürdün): 

«على سرر موضونة» منسوجة بقضبان الذهب والجواهر.

Hintçe: 

और याक़ूत से जड़े हुए सोने के तारों से बने हुए

Tayca: 

โดยอยู่บนเตียงที่ประดับด้วยทองคำ

İbranice: 

הם ינוחו על מצעים הרקומים זהב

Hırvatça: 

na divanima izvezenim,

Rumence: 

pe paturi împletite,

Transliteration: 

AAala sururin mawdoonatin

Türkçe: 

Süslü, nakışlı tahtlar üzerinde,

Sahih International: 

On thrones woven [with ornament],

İngilizce: 

(They will be) on Thrones encrusted (with gold and precious stones),

Azerbaycanca: 

(Onlar qızıl-gümüş, lə’l-cavahiratla) bəzənmiş taxtlar üstündə qərar tutacaq,

Süleyman Ateş: 

Altın ve cevahirle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.

Diyanet Vakfı: 

Cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler,

Erhan Aktaş: 

İşlemeli tahtlar üzerinde.

Kral Fahd: 

Cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedir,

Hasan Basri Çantay: 

(Onlar) cevherlerle örülmüş tahtlar üzerindedirler,

Muhammed Esed: 

Onlar, altın işlemeli mutluluk tahtlarına (kurulacaklar),

Gültekin Onan: 

´Özenle işlenmiş mücevher´ tahtlar üzerindedirler.

Ali Fikri Yavuz: 

Mücevheratla işlemeli tahtlar üstünde,

Portekizce: 

Estarão sobre leitos incrustados (com ouro e pedras preciosas),

İsveççe: 

På troner, inlagda med guld, och stödda [på mjuka kuddar]

Farsça: 

بر تخت هایی زربافت،

Kürtçe: 

لەسەر قەنەفە وکورسی چنراو بە ئاڵتون

Özbekçe: 

Тўқима сўриларидалар.

Malayca: 

(Mereka duduk di dalam Syurga itu) di atas takhta-takhta kebesaran yang bertatahkan permata;

Arnavutça: 

në divanet e stolisura (me gurë të çmueshëm),

Bulgarca: 

на украсени престоли,

Sırpça: 

на диванима извезеним,

Çekçe: 

Na lehátkách, jež zlatem vypleteny jsou,

Urduca: 

مرصع تختوں پر

Tacikçe: 

бар тахтҳои мурассаъ (зарбофт)

Tatarca: 

Алтын көмеш вә җәүһәр белән тукылган диваннарда.

Endonezyaca: 

Mereka berada di atas dipan yang bertahta emas dan permata,

Amharca: 

በተታቱ አልጋዎች ላይ ይኾናሉ፡፡

Tamilce: 

ஆபரணங்களால் அலங்கரிக்கப்பட்ட கட்டில்களின் மீது (அவர்கள் இருப்பார்கள்).

Korece: 

그들은 금으로 장식된 금좌 에 앉아

Vietnamca: 

Trên những chiếc giường dát vàng.