Arapça:
عَلَىٰ سُرُرٍ مَّوْضُونَةٍ
Çeviriyazı:
`alâ sürurim mevḍûneh.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Onlar) cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.
Diyanet İşleri:
Mücevheratla işlenmiş tahtlara karşılıklı olarak yaslanırlar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Altınlarla, mücevherlerle bezenmiş tahtlarda otururlar.
Şaban Piriş:
Süslenmiş tahtlar üzerinde,
Edip Yüksel:
Lüks mobilyalar üzerinde,
Ali Bulaç:
'Özenle işlenmiş mücevher' tahtlar üzerindedirler.
Suat Yıldırım:
Mücevheratla işlenmiş tahtlara yaslanarak karşılıklı otururlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
56:13
Yaşar Nuri Öztürk:
Süslü, nakışlı tahtlar üzerinde,
Bekir Sadak:
56:17
İbni Kesir:
Murassa tahtlar üzerindedirler.
Adem Uğur:
Cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler,
İskender Ali Mihr:
Altın ile örülmüş, mücevherlerle (inci ve yakutla) süslenmiş tahtlar üzerinde.
Celal Yıldırım:
işlenmiş motifli tahtlar üzerindedirler.
Tefhim ul Kuran:
´Özenle mücevherlerden işlenmiş´ tahtlar üzerindedirler
Fransızca:
sur des lits ornés [d'or et de pierreries],
İspanyolca:
En lechos entretejidos de oro y piedras preciosas,
İtalyanca:
su divani rivestiti d'oro,
Almanca:
Sie sind auf durchwebten Liegen,
Çince:
在珠宝镶成的床榻上,
Hollandaca:
Rustende op zetels met goud en edelgesteenten versierd.
Rusça:
Они будут лежать на расшитых ложах
Somalice:
Sariiro Dahab laga sameeyay yayna ku sugnaan.
Swahilice:
Watakuwa juu ya viti vya fakhari vilivyo tonewa.
Uygurca:
ئۇلار (ئالتۇندىن) توقۇلغان تەختلەر ئۈستىگە يۆلەنگەن ھالدا بىر - بىرىگە قارىشىپ ئولتۇرۇىشىدۇ
Japonca:
(かれらは錦の織物を)敷いた寝床の上に,
Arapça (Ürdün):
«على سرر موضونة» منسوجة بقضبان الذهب والجواهر.
Hintçe:
और याक़ूत से जड़े हुए सोने के तारों से बने हुए
Tayca:
โดยอยู่บนเตียงที่ประดับด้วยทองคำ
İbranice:
הם ינוחו על מצעים הרקומים זהב
Hırvatça:
na divanima izvezenim,
Rumence:
pe paturi împletite,
Transliteration:
AAala sururin mawdoonatin
Türkçe:
Süslü, nakışlı tahtlar üzerinde,
Sahih International:
On thrones woven [with ornament],
İngilizce:
(They will be) on Thrones encrusted (with gold and precious stones),
Azerbaycanca:
(Onlar qızıl-gümüş, lə’l-cavahiratla) bəzənmiş taxtlar üstündə qərar tutacaq,
Süleyman Ateş:
Altın ve cevahirle işlenmiş tahtlar üzerindedirler.
Diyanet Vakfı:
Cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler,
Erhan Aktaş:
İşlemeli tahtlar üzerinde.
Kral Fahd:
Cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedir,
Hasan Basri Çantay:
(Onlar) cevherlerle örülmüş tahtlar üzerindedirler,
Muhammed Esed:
Onlar, altın işlemeli mutluluk tahtlarına (kurulacaklar),
Gültekin Onan:
´Özenle işlenmiş mücevher´ tahtlar üzerindedirler.
Ali Fikri Yavuz:
Mücevheratla işlemeli tahtlar üstünde,
Portekizce:
Estarão sobre leitos incrustados (com ouro e pedras preciosas),
İsveççe:
På troner, inlagda med guld, och stödda [på mjuka kuddar]
Farsça:
بر تخت هایی زربافت،
Kürtçe:
لەسەر قەنەفە وکورسی چنراو بە ئاڵتون
Özbekçe:
Тўқима сўриларидалар.
Malayca:
(Mereka duduk di dalam Syurga itu) di atas takhta-takhta kebesaran yang bertatahkan permata;
Arnavutça:
në divanet e stolisura (me gurë të çmueshëm),
Bulgarca:
на украсени престоли,
Sırpça:
на диванима извезеним,
Çekçe:
Na lehátkách, jež zlatem vypleteny jsou,
Urduca:
مرصع تختوں پر
Tacikçe:
бар тахтҳои мурассаъ (зарбофт)
Tatarca:
Алтын көмеш вә җәүһәр белән тукылган диваннарда.
Endonezyaca:
Mereka berada di atas dipan yang bertahta emas dan permata,
Amharca:
በተታቱ አልጋዎች ላይ ይኾናሉ፡፡
Tamilce:
ஆபரணங்களால் அலங்கரிக்கப்பட்ட கட்டில்களின் மீது (அவர்கள் இருப்பார்கள்).
Korece:
그들은 금으로 장식된 금좌 에 앉아
Vietnamca:
Trên những chiếc giường dát vàng.
Ayet Linkleri: