Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

72

Ayet No: 

79

Sayfa No: 

11

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِذْ قَتَلْتُمْ نَفْسًا فَادَّارَأْتُمْ فِيهَا ۖ وَاللَّهُ مُخْرِجٌ مَّا كُنتُمْ تَكْتُمُونَ

Çeviriyazı: 

veiẕ ḳateltüm nefsen feddâra'tüm fîhâ. vellâhü muḫricüm mâ küntüm tektümûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hani bir zamanlar siz bir adam öldürmüştünüz de onun hakkında birbirinizle atışmış ve onu üstünüzden atmıştınız, halbuki Allah, saklamış olduğunuzu açığa çıkaracaktı.

Diyanet İşleri: 

Siz bir kimseyi öldürmüş ve bunu birbirinize atmıştınız; oysa Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktı.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O vakit birisini öldürmüş, çekişip suçu üstünüzden atmıştınız hani. Allah'sa gizlediğinizi açığa vuracaktı.

Şaban Piriş: 

Siz bir kimseyi öldürmüş ve onun hakkında çekişmiştiniz. Oysa Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktı.

Edip Yüksel: 

Hani bir kişiyi öldürmüş ve suçu birbirinize atmıştınız. Oysa ALLAH gizlediklerinizi açığa çıkaracaktı.

Ali Bulaç: 

Hani siz bir kişiyi öldürmüştünüz ve bu konuda birbirinize düşmüştünüz. Oysa Allah, gizlediklerinizi açığa çıkaracaktı.

Suat Yıldırım: 

Hani siz bir adam öldürmüştünüz de peşinden katilin kim olduğu hakkında birbirinizle kavgaya tutuşup suçu üzerinizden atmıştınız. Halbuki Allah sizin gizlediğinizi meydana çıkaracaktı.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve yine hatırlayınız ki, siz bir şahsı öldürmüştünüz, sonra bunda münazaaya kalkıştınız. Allah Teâlâ ise sizin gizlediğiniz şeyi (meydana) çıkarıcıdır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Siz bir adam öldürmüştünüz de onunla ilgili olarak çekişip duruyordunuz. Oysaki Allah, sizin sakladıklarınızı ortaya çıkaracaktı.

Bekir Sadak: 

Siz bir kimseyi oldurmus ve bunu birbirinize atmistiniz

İbni Kesir: 

Hani, siz bir kişiyi öldürmüştünüz de

Adem Uğur: 

Hani siz bir adam öldürmüştünüz de onun hakkında birbirinizle atışmıştınız. Halbuki Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktır.

İskender Ali Mihr: 

Ve siz, bir adam öldürmüştünüz de (katilini saklayarak) onun hakkındaki (suçu) birbirinize yüklemiştiniz. Oysa Allah, gizlemiş olduğunuz şeyi (açığa) çıkarandır.

Celal Yıldırım: 

Hatırlayın ki, bir zamanlar bir adam öldürmüştünüz ve onun hakkında (birbirinizi suçlamak suretiyle) çekişmiştiniz. Allah da sizin gizlediğinizi meydana çıkarandır.

Tefhim ul Kuran: 

Hani siz bir kişiyi öldürmüştünüz de bu konuda birbirinize düşmüştünüz. Oysa Allah, sizin gizlediklerinizi açığa çıkaracaktı.

Fransızca: 

Et quand vous aviez tué un homme et que chacun de vous cherchait à se disculper ! ... Mais Allah démasque ce que vous dissimuliez.

İspanyolca: 

Y cuando matasteis a un hombre y os lo recriminasteis, pero Alá reveló lo que ocultabais.

İtalyanca: 

Avevate ucciso un uomo e vi accusavate a vicenda. Ma Allah palesa quello che celate.

Almanca: 

Und (erinnere daran), als ihr einen Menschen getötet und euch darüber gestritten habt. Und ALLAH ist Offenleger dessen, was ihr zu verbergen pflegtet.

Çince: 

当时,你们杀了一个人,你们互相抵赖。而真主是要揭穿你们所隐讳的事实的。

Hollandaca: 

Indien gij iemand vermoord hebt en over de daders strijdt, dan zal God uitbrengen wat gij geheim houdt.

Rusça: 

Вот вы убили человека и стали препираться по этому поводу. Но Аллах выявляет то, что вы скрываете.

Somalice: 

xusa markaad disheen naf ood isku khilaafteen Eebana wuu soo bixin (muujin) Waxaad qarineyseen.

Swahilice: 

Na mlipo muuwa mtu, kisha mkakhitalifiana kwayo, na Mwenyezi Mungu ni mwenye kuyatoa hayo mliyo kuwa mkiyaficha.

Uygurca: 

ئۆز ۋاقتىدا سىلەر بىر كىشىنى ئۆلتۈرگەن ۋە (قاتىلنىڭ كىملىكى) توغرىسىدا دەتالاش قىلىشقان ئىدىڭلار. سىلەر يوشۇرماقچى بولغان نەرسىنى (يەنى قاتىلنىڭ ئىشىنى) اﷲ ئاشكارىلىغۇچىدۇر

Japonca: 

また,あなたがたが1人の人間を殺し,それがもとで互いに争った時のことを思い起せ。だがアッラーは,あなたがたが隠していたことを,暴かれた。

Arapça (Ürdün): 

«وإذا قتلتم نفساً فأدّارأتم» فيه إدغام التاء في الأصل في الدال أي تخاصمتم وتدافعتم «فيها والله مخرج» مظهر «ما كنتم تكتمون» من أمرها وهذا اعتراض وهو أول القصة.

Hintçe: 

और जब एक शख्स को मार डाला और तुममें उसकी बाबत फूट पड़ गई एक दूसरे को क़ातिल बताने लगा जो तुम छिपाते थे

Tayca: 

และจงรำลึกถึงขณะที่พวกเจ้าฆ่าคนคนหนึ่ง แล้วพวกเจ้าต่สงปกป้องตัวเองในเรื่องนั้น และอัลลอฮ์นั้น จะเป็นผู้ทรงเปิดเผยสิ่งที่พวกเจ้าปกปิดไว้

İbranice: 

וכאשר הרגתם נפש והאשמתם זה את זה, אלוהים חושף את מה שהסתרתם

Hırvatça: 

I kada ste jednog čovjeka ubili, pa se o njemu prepirati počeli, Allah je dao da iziđe na vidjelo ono što ste bili sakrili.

Rumence: 

Dacă aţi omorât pe cineva şi vă învinuiţi unii pe alţii, Dumnezeu va scoate la iveală ceea ce tăinuiţi.

Transliteration: 

Waith qataltum nafsan faiddaratum feeha waAllahu mukhrijun ma kuntum taktumoona

Türkçe: 

Siz bir adam öldürmüştünüz de onunla ilgili olarak çekişip duruyordunuz. Oysaki Allah, sizin sakladıklarınızı ortaya çıkaracaktı.

Sahih International: 

And [recall] when you slew a man and disputed over it, but Allah was to bring out that which you were concealing.

İngilizce: 

Remember ye slew a man and fell into a dispute among yourselves as to the crime: But Allah was to bring forth what ye did hide.

Azerbaycanca: 

Yadınıza salın ki, siz o zaman bir nəfəri öldürüb (özünüzü təmizə çıxarmaq məqsədilə), onun (qatili) barəsində mübahisə edirdiniz. Halbuki Allah gizlətdiyinizi zahirə çıxarandır!

Süleyman Ateş: 

Hani siz bir adam öldürmüştünüz de onun (katili) hakkında birbirinizle atışmıştınız; oysa Allah, gizlediğinizi ortaya çıkaracaktı.

Diyanet Vakfı: 

Hani siz bir adam öldürmüştünüz de onun hakkında birbirinizle atışmıştınız. Halbuki Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktır.

Erhan Aktaş: 

Hani! Siz, bir kimseyi öldürmüştünüz de birbirinizle atışmıştınız. Oysa Allah, gizlediğiniz şeyi ortaya çıkarandır.

Kral Fahd: 

Hani siz bir adam öldürmüştünüz de o hususta ayrılığa düşmüş ve suçu birbirinizin üzerine atmıştınız. Halbuki Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktır.

Hasan Basri Çantay: 

Hani siz bir kimse öldürmüşdünüz de onun (kaatili) hakkında birbirinizle atışmışdınız (her biriniz suçu üstünüzden atmışdınız). Halbuki Allah sizin gizleyecek olduğunuz şey´i açığa vurandı.

Muhammed Esed: 

Çünkü ey İsrailoğulları, siz bir adam öldürmüştünüz ve sonra da bu suçlunun sorumluluğunu birbirinizin üstüne atmıştınız. Oysa Allah, sizin örtbas ettiğiniz her şeyi açığa çıkarmaya kadirdir.

Gültekin Onan: 

Hani bir kişiyi öldürmüş ve suçu birbirinize / birbirinizin üzerine atmıştınız / birbirinize düşmüştünüz (feddaretüm). Oysa Tanrı gizlediklerinizi (tektümun) açığa çıkaracaktı / çıkartıcıdır (muhricun).

Ali Fikri Yavuz: 

Hani o vakıt, bir kişiyi öldürmüştünüz de, öldürenin kim olduğunu saklayıp suçu üstünüzden birbirinize atmıştınız. Halbuki, Allah gizlediğiniz şeyi açığa çıkarıcıdır.

Portekizce: 

E de quando assassinastes um ser e disputastes a respeito disso; mas Deus revelou tudo quanto ocultáveis.

İsveççe: 

[Minns, israeliter, att] ni efter att en människa hade dödats anklagade varandra för dådet - men Gud uppenbarar det som ni vill dölja. -

Farsça: 

و [یاد کنید] هنگامی که کسی را کشتید و درباره [قاتل] او به نزاع و ستیز برخاستید؛ و خدا آشکار کننده چیزی است که پنهان می داشتید.

Kürtçe: 

(وە بیربکەنەوە) کاتێک کە یەکێکتان کوشت وەھەموو لەخۆتانتان دوور دەخستەوەو ئاژاوەتان بوو وە خواش ئاشکرای کرد ئەوەی ئەتان شاردەوە

Özbekçe: 

Бир жонни ўлдириб қўйиб, у ҳақида ихтилофга тушганингизни эсланг. Аллоҳ сиз беркитган нарсани чиқаргувчидир.

Malayca: 

Dan (ingatlah), ketika kamu membunuh seorang manusia, kemudian kamu tuduh- menuduh sesama sendiri tentang pembunuhan itu, padahal Allah tetap melahirkan apa yang kamu sembunyikan.

Arnavutça: 

Dhe pasi vratë një njeri, dhe me këtë rast u grindët në mes veti – Zoti e nxori në shesh atë që e fshihnit ju.

Bulgarca: 

И когато убихте един човек, спорехте за това. Но Аллах разкрива, каквото спотайвате.

Sırpça: 

И када сте једног човека убили, па се о њему препирати почели, Аллах је дао да изађе на видело оно што сте били сакрили.

Çekçe: 

A hle, když zabili jste někoho, sváděli jste to jeden na druhého. Však Bůh odhalil, co jste skrývali.

Urduca: 

اور تمہیں یاد ہے وہ واقعہ جب تم نے ایک شخص کی جان لی تھی، پھر اس کے بارے میں جھگڑنے اور ایک دوسرے پر قتل کا الزام تھوپنے لگے تھے اور اللہ نے فیصلہ کر لیا تھا کہ جو کچھ تم چھپاتے ہو، اسے کھول کر رکھ دے گا

Tacikçe: 

Ва ба ёд оред он ҳангомро, ки касеро куштед ва бар якдигар бӯҳтон задед ва низоъ даргирифтед ва Худо он чиро, ки пинҳон мекардед, ошкор сохт.

Tatarca: 

Бер кешене үтереп, кем үтерде дип шаулашкан вакытыгызны да хәтерләгез! Аллаһ сез яшергән нәрсәне ачып күрсәтүче. Ягъни үтерүчеләрне мәетнең үзеннән әйттерде.

Endonezyaca: 

Dan (ingatlah), ketika kamu membunuh seorang manusia lalu kamu saling tuduh menuduh tentang itu. Dan Allah hendak menyingkapkan apa yang selama ini kamu sembunyikan.

Amharca: 

ነፍስነም በገደላችሁና በርሷም (ገዳይ) በተከራከራችሁ ጊዜ (አስታውሱ)፡፡ አላህም ትደብቁት የነበራችሁትን ሁሉ ገላጭ ነው፡፡

Tamilce: 

இன்னும் நீங்கள் ஓர் உயிரைக் கொன்று பிறகு, அ(தை யார் கொன்றார் என்ப)தில் நீங்கள் தர்க்கித்ததை நினைவு கூருங்கள். நீங்கள் மறைத்திருந்ததை அல்லாஹ் வெளியாக்கக் கூடியவன் ஆவான்.

Korece: 

너회가 한 인간을 살인하고 서 이 사실을 감추려할 때 하나님께서는 너회가 숨긴 것을 들추어 내시니라

Vietnamca: 

(Các ngươi hãy nhớ lại hỡi dân Israel) khi các ngươi giết một sinh mạng nhưng các ngươi đổ thừa lẫn nhau về (vụ án mạng đó), nhưng rồi Allah cũng đã phơi bày điều bí ẩn mà các ngươi đã cố giấu giếm.