Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

37

Sûredeki Ayet No: 

177

Ayet No: 

3965

Sayfa No: 

452

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَإِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمْ فَسَاءَ صَبَاحُ الْمُنذَرِينَ

Çeviriyazı: 

feiẕâ nezele bisâḥatihim fesâe ṣabâḥu-lmünẕerîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Fakat (azabımız) onların sahasına indiği zaman, (o acı sonuçla) uyarılanların sabahı ne kötüdür!

Diyanet İşleri: 

O azap, yurtlarına indiğinde, uyarılan fakat yola gelmeyenlerin sabahı ne kötü olur!

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Fakat azabımız, yurtlarına gelip çökünce korkutulanlar, ne de kötü bir sabaha kavuşacaklar.

Şaban Piriş: 

Fakat (azap) onların sahasına indiği zaman, uyarılıp korkutulanların sabahı pek de kötü olacak!

Edip Yüksel: 

Yurtlarına inince uyarılanların sabahı ne kötü olur!

Ali Bulaç: 

Fakat (azap) onların sahasına indiği zaman uyarılıp-korkutulanların sabahı ne kötü olur.

Suat Yıldırım: 

Eğer öyleyse, şunu bilsinler ki, azap onların yurtlarına inerse, o uyarılıp da yola gelmeyenlerin varacakları sabah çok fena bir sabah olacaktır!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(177-179) Fakat onların sahasına indiği vakit artık korkutulmuş olanların sabahı ne kadar fenadır. Ve onlardan bir zamana kadar yüz çevir. Ve gör. Onlar da yakında göreceklerdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Azap, yurtlarına indiğinde, uyarılanların sabahı ne kötü olacaktır!

Bekir Sadak: 

(1-2) Sad. Ogut veren Kuran´a and olsun ki, inkar edenler gurur ve ayrilik icindedirler.

İbni Kesir: 

Fakat o, yurtlarına indiğinde uyarılanların sabahı ne kötü olur.

Adem Uğur: 

Azap yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) sabahı ne kötü olur!

İskender Ali Mihr: 

Onların sahasına (bulundukları yere) (azap) indiği zaman, işte (o gün) uyarılanların sabahı (ne kadar) kötü oldu (olacak).

Celal Yıldırım: 

Azâb onların sahasına indiği zaman, o uyarılan (nankör inkârcı)ların sabahı ne kötü olur!

Tefhim ul Kuran: 

Fakat (azab) onların sahasına indiği zaman, uyarılıp korkutulanların sabahı ne kadar da kötü olur.

Fransızca: 

Quand il tombera dans leur place, ce sera alors un mauvais matin pour ceux qu'on a avertis !

İspanyolca: 

Cuando descargue sobre ellos, mal despertar tendrán los que ya habían sido advertidos.

İtalyanca: 

Se si abbatte nei loro pressi, ah, che mattino terribile per coloro che sono stati avvertiti!

Almanca: 

Und käme sie auf ihre Landschaft herunter, so wäre erbärmlich der Morgen der Gewarnten.

Çince: 

我的刑罚一旦降于他们的庭院的时候,被警告者的早晨,真恶劣呀!

Hollandaca: 

Waarlijk, wanneer die in hunne afgesloten hoven zal nederdalen, zal het een slechte ochtend zijn voor hen, die te vergeefs werden gewaarschuwd.

Rusça: 

Когда они сойдут на их участки, то скверно будет утро тех, кого предостерегали.

Somalice: 

Markuu ku dago cadaabku ardaagooda waxaa xumaan subaxa kuwa loodigay.

Swahilice: 

Basi itakapo shuka uwanjani kwao, itakuwa asubuhi mbaya kwa walio onywa.

Uygurca: 

ئازاب ئۇلارنىڭ ھويلىسىغا چۈشكەن چاغدا، ئاگاھلاندۇرۇلغۇچىلارنىڭ ئەتىگىنى نېمىدېگەن يامان!

Japonca: 

だがそれが実際にかれらに下ると,それまで警告を受けているだけに寝覚めの悪い朝となろう。

Arapça (Ürdün): 

«فإذا نزل بساحتهم» بفنائهم قال الفراء: العرب تكتفي بذكر الساحة عن القوم «فَساء» بئس صباحا «صباح المنذَرين» فيه إقامة الظاهر مقام المضمر.

Hintçe: 

फिर जब (अज़ाब) उनकी अंगनाई में उतर पडेग़ा तो जो लोग डराए जा चुके हैं उनकी भी क्या बुरी सुबह होगी

Tayca: 

ครั้นเมื่อการลงโทษได้ลงมาที่หน้าบ้านพักของพวกเขา ยามเช้าของบรรดาผู้ถูกตักเตือนนั้นมันช่างชั่วช้าเสียนี่กระไร!

İbranice: 

הן, אם יירד על חצרם, רע ומר יהיה יומם של המוזהרים

Hırvatça: 

Kad se ona spusti na stanište njihovo, zlo jutro osvanut će onima koji su bili upozoreni!

Rumence: 

Când se va coborî în curtea lor va fi o dimineaţă rea pentru cei cărora li s-a predicat!

Transliteration: 

Faitha nazala bisahatihim fasaa sabahu almunthareena

Türkçe: 

Azap, yurtlarına indiğinde, uyarılanların sabahı ne kötü olacaktır!

Sahih International: 

But when it descends in their territory, then evil is the morning of those who were warned.

İngilizce: 

But when it descends into the open space before them, evil will be the morning for those who were warned (and heeded not)!

Azerbaycanca: 

(O əzab) onlara yetişdikdə (evlərində ikən başlarının üstünü aldıqda) qorxudulanların (lakin yola gəlməyənlərin) sabahı necə də pis olacaq!

Süleyman Ateş: 

Fakat o azab yurtlarına indiği zaman uyarılmış olanların sabahı ne kötü olur!

Diyanet Vakfı: 

Azap yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) sabahı ne kötü olur!

Erhan Aktaş: 

Fakat onların bulundukları yere indiği zaman, uyarılanların sabahı ne kötüdür!

Kral Fahd: 

Azap yurtlarına indiğinde, uyarılanların (fakat yola gelmeyenlerin) sabahı ne kötü olur!

Hasan Basri Çantay: 

Fakat bu, onların bölgesine çökünce (gelecek tehlikelerle öteden beri) korkutulan onların sabahı ne kötü (olacak) dır!

Muhammed Esed: 

Eğer öyleyse, o (azap) bir kez başlarına geldiğinde, uyarılmış olanların uyanması kötü olacaktır!

Gültekin Onan: 

Fakat (azab) onların sahasına indiği zaman uyarılıp korkutulanların sabahı ne kötü olur.

Ali Fikri Yavuz: 

Fakat civarlarına (ansızın azab) indiği vakit, ne fenadır o kendilerine acı haber verilenlerin sabahı!...

Portekizce: 

Porém, quando este descer perante eles, quão péssimo será o despertar dos admoestados!

İsveççe: 

Då måste det bli ett dystert uppvaknande för dem när de ser [straffet] på planen framför sitt hus, de som inte lät sig varnas!

Farsça: 

پس هنگامی که [عذاب ما] به آستانه خانه هایشان نازل شود، بیم شدگان روزگار بدی خواهند داشت،

Kürtçe: 

ھەر کاتێك سزای ئێمە ھاتە خوارەوە بۆ ناو ماڵەکانیان ئەوسا ترسێنراوان چ ڕۆژێکی خراپ و تەنگیان دەبێت

Özbekçe: 

Қачонки, у уларнинг ҳовлисига тушганида, огоҳлантирилганларнинг тонги жуда ёмон бўлур.

Malayca: 

Kerana apabila azab itu turun dalam daerah dan kawasan mereka, sudah tentu buruklah hari orang-orang yang tidak mengindahkan amaran yang telah diberikan.

Arnavutça: 

Kur t’iu bie dënimi, në mesin e tyre, mëngjesi i atyre që janë paralajmëruar është shumë i shëmtuar,

Bulgarca: 

Ала спусне ли се то над домовете им, ще е лош денят за увещаваните.

Sırpça: 

Кад их она стигне, зло јутро освануће онима који су били упозорени!

Çekçe: 

Až pak trest na jejich nádvoří sestoupí, špatné to bude jitro pro ty, kdož byli varováni marně.

Urduca: 

جب وہ اِن کے صحن میں آ اترے گا تو وہ دن اُن لوگوں کے لیے بہت برا ہو گا جنہیں متنبہ کیا جا چکا ہے

Tacikçe: 

Чун азоб ба майдонашон фарояд, ин бимдодашудагон чӣ бомдоди баде хоҳанд дошт.

Tatarca: 

Әгәр Безнең ґәзабыбыз ул кавемгә иңсә, куркытып та курыкмаган кавемнең таңы нинди яман таң булыр.

Endonezyaca: 

Maka apabila siksaan itu turun dihalaman mereka, maka amat buruklah pagi hari yang dialami oleh orang-orang yang diperingatkan itu.

Amharca: 

በቀያቸውም በወረደ ጊዜ የተስፈራሪዎቹ ንጋት ከፋ!

Tamilce: 

ஆக, அது அவர்களின் முற்றத்தில் (அதிகாலையில்) இறங்கிவிட்டால் எச்சரிக்கப்பட்டவர்களின் (அந்த) அதிகாலை மிக கெட்டதாக இருக்கும்.

Korece: 

그러나 벌이 그들의 넓은 뜰에 이르니 경고받고 주의하지 아니한 사악한 자들의 아침이 비 천하더라

Vietnamca: 

Nhưng khi (sự trừng phạt của TA) rơi xuống sân nhà của họ thì buổi sáng sẽ là hoàn cảnh thê thảm cho những kẻ đã được báo trước.