5841 |
587 |
82 |
12 |
30 |
يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ |
ya`lemûne mâ tef`alûn. |
Oysa, yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler. |
They know whatever you do. |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5842 |
587 |
82 |
13 |
30 |
إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ |
inne-l'ebrâra lefî ne`îm. |
İyiler şüphesiz nimet içindedirler. |
Indeed, the righteous will be in pleasure, |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5843 |
587 |
82 |
14 |
30 |
وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ |
veinne-lfüccâra lefî ceḥîm. |
Allah'ın buyruğundan çıkanlar cehennemdedirler. |
And indeed, the wicked will be in Hellfire. |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5844 |
587 |
82 |
15 |
30 |
يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ الدِّينِ |
yaṣlevnehâ yevme-ddîn. |
Din Günü oraya girerler. |
They will [enter to] burn therein on the Day of Recompense, |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5845 |
587 |
82 |
16 |
30 |
وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَائِبِينَ |
vemâ hüm `anhâ bigâibîn. |
Oradan bir daha ayrılamazlar. |
And never therefrom will they be absent. |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5846 |
587 |
82 |
17 |
30 |
وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ |
vemâ edrâke mâ yevmü-ddîn. |
Din gününün ne olduğunu sen nereden bilirsin? |
And what can make you know what is the Day of Recompense? |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5847 |
587 |
82 |
18 |
30 |
ثُمَّ مَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ |
ŝümme mâ edrâke mâ yevmü-ddîn. |
Evet, din gününün ne olduğunu nereden bileceksin? |
Then, what can make you know what is the Day of Recompense? |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5848 |
587 |
82 |
19 |
30 |
يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِّنَفْسٍ شَيْئًا ۖ وَالْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِّلَّهِ |
yevme lâ temlikü nefsül linefsin şey'â. vel'emru yevmeiẕil lillâh. |
O gün, kimsenin kimseye hiçbir fayda sağlamayacağı bir gündür. O gün buyruk, yalnız Allah'ındır. |
It is the Day when a soul will not possess for another soul [power to do] a thing; and the command, that Day, is [entirely] with Allah. |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5849 |
587 |
83 |
1 |
30 |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَيْلٌ لِّلْمُطَفِّفِينَ |
veylül lilmüṭaffifîn. |
İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline! |
Woe to those who give less [than due], |
Sayfa 587, Cuz 30, المطففين, Al-Mutaffifin—المطففين |
5850 |
587 |
83 |
2 |
30 |
الَّذِينَ إِذَا اكْتَالُوا عَلَى النَّاسِ يَسْتَوْفُونَ |
elleẕîne iẕe-ktâlû `ale-nnâsi yestevfûn. |
İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline! |
Who, when they take a measure from people, take in full. |
Sayfa 587, Cuz 30, المطففين, Al-Mutaffifin—المطففين |
5851 |
587 |
83 |
3 |
30 |
وَإِذَا كَالُوهُمْ أَو وَّزَنُوهُمْ يُخْسِرُونَ |
veiẕâ kâlûhüm ev vezenûhüm yuḫsirûn. |
İnsanlardan, kendileri bir şeyi ölçerek aldıkları zaman tam alan; ama onlara bir şeyi ölçüp tartarak verdiklerinde eksik tutan kimselerin, vay haline! |
But if they give by measure or by weight to them, they cause loss. |
Sayfa 587, Cuz 30, المطففين, Al-Mutaffifin—المطففين |
5852 |
587 |
83 |
4 |
30 |
أَلَا يَظُنُّ أُولَٰئِكَ أَنَّهُم مَّبْعُوثُونَ |
elâ yeżunnü ülâike ennehüm meb`ûŝûn. |
Bunlar, büyük bir günde tekrar dirileceklerini sanmıyorlar mı? |
Do they not think that they will be resurrected |
Sayfa 587, Cuz 30, المطففين, Al-Mutaffifin—المطففين |