Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 585
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
5781 585 80 23 30 كَلَّا لَمَّا يَقْضِ مَا أَمَرَهُ kellâ lemmâ yaḳḍi mâ emerah. Hayır; Allah'ın kendisine buyurduğunu hala yerine getirmemiştir. No! Man has not yet accomplished what He commanded him. Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5782 585 80 24 30 فَلْيَنظُرِ الْإِنسَانُ إِلَىٰ طَعَامِهِ felyenżuri-l'insânü ilâ ṭa`âmih. İnsan, yiyeceğine bir baksın; Then let mankind look at his food - Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5783 585 80 25 30 أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا ennâ ṣabebne-lmâe ṣabbâ. Doğrusu suyu bol bol indirmekteyiz. How We poured down water in torrents, Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5784 585 80 26 30 ثُمَّ شَقَقْنَا الْأَرْضَ شَقًّا ŝümme şaḳaḳne-l'arḍa şeḳḳâ. Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz. Then We broke open the earth, splitting [it with sprouts], Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5785 585 80 27 30 فَأَنبَتْنَا فِيهَا حَبًّا feembetnâ fîhâ ḥabbâ. Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz. And caused to grow within it grain Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5786 585 80 28 30 وَعِنَبًا وَقَضْبًا ve`inebev veḳaḍbâ. Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz. And grapes and herbage Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5787 585 80 29 30 وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا vezeytûnev venaḫlâ. Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz. And olive and palm trees Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5788 585 80 30 30 وَحَدَائِقَ غُلْبًا veḥadâiḳa gulbâ. Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz. And gardens of dense shrubbery Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5789 585 80 31 30 وَفَاكِهَةً وَأَبًّا vefâkihetev veebbâ. Sonra yeryüzünü iyice yarmakta ve orada taneli ekinler, üzümler, sebzeler, zeytin, hurma ağaçları ve bahçelerde koca koca ağaçlı meyveler ve çayırlar bitirmekteyiz. And fruit and grass - Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5790 585 80 32 30 مَّتَاعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ metâ`al leküm velien`âmiküm. Bunlar sizin ve hayvanlarınız için geçimliktir. [As] enjoyment for you and your grazing livestock. Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5791 585 80 33 30 فَإِذَا جَاءَتِ الصَّاخَّةُ feiẕâ câeti-ṣṣâḫḫah. O muazzam gürültü, kıyamet kopup geldiği zaman; But when there comes the Deafening Blast Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5792 585 80 34 30 يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ أَخِيهِ yevme yefirru-lmerü min eḫîh. O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar. On the Day a man will flee from his brother Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5793 585 80 35 30 وَأُمِّهِ وَأَبِيهِ veümmihî veebîh. O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar. And his mother and his father Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5794 585 80 36 30 وَصَاحِبَتِهِ وَبَنِيهِ veṣâḥibetihî vebenîh. O gün, kişi kardeşinden, annesinden, babasından, karısından ve oğullarından, kaçar. And his wife and his children, Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5795 585 80 37 30 لِكُلِّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ likülli-mriim minhüm yevmeiẕin şe'nüy yugnîh. O gün, herkesin kendine yeter derdi vardır. For every man, that Day, will be a matter adequate for him. Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5796 585 80 38 30 وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُّسْفِرَةٌ vucûhüy yevmeiẕim müsfirah. O gün bir takım yüzler aydınlıktır, gülmekte ve sevinmektedir. [Some] faces, that Day, will be bright - Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5797 585 80 39 30 ضَاحِكَةٌ مُّسْتَبْشِرَةٌ ḍâḥiketüm müstebşirah. O gün bir takım yüzler aydınlıktır, gülmekte ve sevinmektedir. Laughing, rejoicing at good news. Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5798 585 80 40 30 وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌ vevucûhüy yevmeiẕin `aleyhâ gaberah. O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür. And [other] faces, that Day, will have upon them dust. Sayfa 585, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 586
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
5799 586 80 41 30 تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌ terheḳuhâ ḳaterah. O gün birtakım yüzler de tozlanmış ve onları karanlık bürümüştür. Blackness will cover them. Sayfa 586, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس
5800 586 80 42 30 أُولَٰئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ ülâike hümü-lkeferatü-lfecerah. İşte bunlar inkarcı olanlar, Allah'ın buyruğundan çıkanlardır. Those are the disbelievers, the wicked ones. Sayfa 586, Cuz 30, عبس, Abasa-- عبس

Sayfalar

CSV