Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 586
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
5801 586 81 1 30 بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ iẕe-şşemsü küvvirat. Güneş dürülüp ışığı kalmadığı zaman; When the sun is wrapped up [in darkness] Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5802 586 81 2 30 وَإِذَا النُّجُومُ انكَدَرَتْ veiẕe-nnücûmü-nkederat. Yıldızlar düşüp, söndüğü zaman; And when the stars fall, dispersing, Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5803 586 81 3 30 وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ veiẕe-lcibâlü süyyirat. Doğurması yaklaşmış develer başıboş bırakıldığı zaman; And when the mountains are removed Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5804 586 81 4 30 وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ veiẕe-l`işâru `uṭṭilet. Doğurması yaklaşmış develer başıboş bırakıldığı zaman; And when full-term she-camels are neglected Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5805 586 81 5 30 وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ veiẕe-lvuḥûşü ḥuşirat. Yabani hayvanlar bir araya toplatıldığı zaman; And when the wild beasts are gathered Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5806 586 81 6 30 وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ veiẕe-lbiḥâru süccirat. Denizler kaynaştırıldığı zaman; And when the seas are filled with flame Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5807 586 81 7 30 وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ veiẕe-nnüfûsü züvvicet. Canlar bedenlerle birleştirildiği zaman; And when the souls are paired Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5808 586 81 8 30 وَإِذَا الْمَوْءُودَةُ سُئِلَتْ veiẕe-lmev'ûdetü süilet. Kız çocuğun hangi suçtan ötürü öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman; And when the girl [who was] buried alive is asked Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5809 586 81 9 30 بِأَيِّ ذَنبٍ قُتِلَتْ bieyyi ẕembin ḳutilet. Kız çocuğun hangi suçtan ötürü öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman; For what sin she was killed Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5810 586 81 10 30 وَإِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ veiẕe-ṣṣuḥufü nüşirat. Amel defterleri açıldığı zaman; And when the pages are made public Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5811 586 81 11 30 وَإِذَا السَّمَاءُ كُشِطَتْ veiẕe-ssemâü küşiṭat. Gök yerinden oynatıldığı zaman; And when the sky is stripped away Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5812 586 81 12 30 وَإِذَا الْجَحِيمُ سُعِّرَتْ veiẕe-lceḥîmü sü``irat. Cehennem alevlendirildiği zaman; And when Hellfire is set ablaze Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5813 586 81 13 30 وَإِذَا الْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ veiẕe-lcennetü üzlifet. Cennet yaklaştırıldığı zaman; And when Paradise is brought near, Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5814 586 81 14 30 عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا أَحْضَرَتْ `alimet nefsüm mâ aḥḍarat. İnsanoğlu önceden ne hazırladığını görecektir. A soul will [then] know what it has brought [with it]. Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5815 586 81 15 30 فَلَا أُقْسِمُ بِالْخُنَّسِ felâ uḳsimü bilḫunnes. Gündüz sinip geceleri gözüken gezegenlere and olsun; So I swear by the retreating stars - Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5816 586 81 16 30 الْجَوَارِ الْكُنَّسِ elcevâri-lkünnes. Gündüz sinip geceleri gözüken gezegenlere and olsun; Those that run [their courses] and disappear - Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5817 586 81 17 30 وَاللَّيْلِ إِذَا عَسْعَسَ velleyli iẕâ `as`as. Kararmaya başlayan geceye and olsun; And by the night as it closes in Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5818 586 81 18 30 وَالصُّبْحِ إِذَا تَنَفَّسَ veṣṣubḥi iẕâ teneffes. Ağarmaya başlayan sabaha and olsun ki, And by the dawn when it breathes Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5819 586 81 19 30 إِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَرِيمٍ innehû leḳavlü rasûlin kerîm. Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür. [That] indeed, the Qur'an is a word [conveyed by] a noble messenger Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير
5820 586 81 20 30 ذِي قُوَّةٍ عِندَ ذِي الْعَرْشِ مَكِينٍ ẕî ḳuvvetin `inde ẕi-l`arşi mekîn. Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği sözdür. [Who is] possessed of power and with the Owner of the Throne, secure [in position], Sayfa 586, Cuz 30, التكوير, At-Takwir—التكوير

Sayfalar

CSV