5830 |
587 |
82 |
1 |
30 |
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا السَّمَاءُ انفَطَرَتْ |
iẕe-ssemâü-nfeṭarat. |
Gök yarıldığı zaman, |
When the sky breaks apart |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5831 |
587 |
82 |
2 |
30 |
وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انتَثَرَتْ |
veiẕe-lkevâkibü-nteŝerat. |
Yıldızlar dağılıp döküldüğü zaman, |
And when the stars fall, scattering, |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5832 |
587 |
82 |
3 |
30 |
وَإِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْ |
veiẕe-lbiḥâru füccirat. |
Denizler kaynaştığı zaman, |
And when the seas are erupted |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5833 |
587 |
82 |
4 |
30 |
وَإِذَا الْقُبُورُ بُعْثِرَتْ |
veiẕe-lḳubûru bü`ŝirat. |
Kabirlerin içi dışa çıktığı zaman, |
And when the [contents of] graves are scattered, |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5834 |
587 |
82 |
5 |
30 |
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَّا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ |
`alimet nefsüm mâ ḳaddemet veeḫḫarat. |
İnsanoğlu, ne yaptığını ve ne yapmadığını görür. |
A soul will [then] know what it has put forth and kept back. |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5835 |
587 |
82 |
6 |
30 |
يَا أَيُّهَا الْإِنسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ |
yâ eyyühe-l'insânü mâ garrake birabbike-lkerîm. |
Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir? |
O mankind, what has deceived you concerning your Lord, the Generous, |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5836 |
587 |
82 |
7 |
30 |
الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ |
elleẕî ḫaleḳake fesevvâke fe`adelek. |
Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir? |
Who created you, proportioned you, and balanced you? |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5837 |
587 |
82 |
8 |
30 |
فِي أَيِّ صُورَةٍ مَّا شَاءَ رَكَّبَكَ |
fî eyyi ṣûratim mâ şâe rakkebek. |
Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir? |
In whatever form He willed has He assembled you. |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5838 |
587 |
82 |
9 |
30 |
كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ |
kellâ bel tükeẕẕibûne biddîn. |
Hayır, hayır; doğrusu siz dini yalanlıyorsunuz. |
No! But you deny the Recompense. |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5839 |
587 |
82 |
10 |
30 |
وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ |
veinne `aleyküm leḥâfiżîn. |
Oysa, yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler. |
And indeed, [appointed] over you are keepers, |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |
5840 |
587 |
82 |
11 |
30 |
كِرَامًا كَاتِبِينَ |
kirâmen kâtibîn. |
Oysa, yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler. |
Noble and recording; |
Sayfa 587, Cuz 30, الانفطار, AL-Infitar—الانفطار |