5741 |
584 |
79 |
29 |
30 |
وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَاهَا |
veagṭaşe leylehâ veaḫrace ḍuḥâhâ. |
Gecesini karanlık yapmış, gündüzünü aydınlatmıştır. |
And He darkened its night and extracted its brightness. |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5742 |
584 |
79 |
30 |
30 |
وَالْأَرْضَ بَعْدَ ذَٰلِكَ دَحَاهَا |
vel'arḍa ba`de ẕâlike deḥâhâ. |
Ardından yeri düzenlemiştir. |
And after that He spread the earth. |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5743 |
584 |
79 |
31 |
30 |
أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءَهَا وَمَرْعَاهَا |
aḫrace minhâ mâehâ vemer`âhâ. |
Suyunu ondan çıkarmış ve otlak yer meydana getirmiştir. |
He extracted from it its water and its pasture, |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5744 |
584 |
79 |
32 |
30 |
وَالْجِبَالَ أَرْسَاهَا |
velcibâle ersâhâ. |
Dağları yerleştirmiştir. |
And the mountains He set firmly |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5745 |
584 |
79 |
33 |
30 |
مَتَاعًا لَّكُمْ وَلِأَنْعَامِكُمْ |
metâ`al leküm velien`âmiküm. |
Bunları sizin ve hayvanlarınızın geçinmesi için yapmıştır. |
As provision for you and your grazing livestock. |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5746 |
584 |
79 |
34 |
30 |
فَإِذَا جَاءَتِ الطَّامَّةُ الْكُبْرَىٰ |
feiẕâ câeti-ṭṭâmmetü-lkübrâ. |
Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar. |
But when there comes the greatest Overwhelming Calamity - |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5747 |
584 |
79 |
35 |
30 |
يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْإِنسَانُ مَا سَعَىٰ |
yevme yeteẕekkeru-l'insânü mâ se`â. |
Güç yetirilemeyen en büyük baskın geldiği zaman, o gün, insan ne uğurda çalıştığını anlar. |
The Day when man will remember that for which he strove, |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5748 |
584 |
79 |
36 |
30 |
وَبُرِّزَتِ الْجَحِيمُ لِمَن يَرَىٰ |
vebürrizeti-lceḥîmü limey yerâ. |
Cehennem her bakanın göreceği şekilde gösterilir. |
And Hellfire will be exposed for [all] those who see - |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5749 |
584 |
79 |
37 |
30 |
فَأَمَّا مَن طَغَىٰ |
feemmâ men ṭagâ. |
İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir. |
So as for he who transgressed |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5750 |
584 |
79 |
38 |
30 |
وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا |
veâŝera-lḥayâte-ddünyâ. |
İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir. |
And preferred the life of the world, |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5751 |
584 |
79 |
39 |
30 |
فَإِنَّ الْجَحِيمَ هِيَ الْمَأْوَىٰ |
feinne-lceḥîme hiye-lme'vâ. |
İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir. |
Then indeed, Hellfire will be [his] refuge. |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5752 |
584 |
79 |
40 |
30 |
وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوَىٰ |
veemmâ men ḫâfe meḳâme rabbihî venehe-nnefse `ani-lhevâ. |
Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir. |
But as for he who feared the position of his Lord and prevented the soul from [unlawful] inclination, |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5753 |
584 |
79 |
41 |
30 |
فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَىٰ |
feinne-lcennete hiye-lme'vâ. |
Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir. |
Then indeed, Paradise will be [his] refuge. |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5754 |
584 |
79 |
42 |
30 |
يَسْأَلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ أَيَّانَ مُرْسَاهَا |
yes'elûneke `ani-ssâ`ati eyyâne mürsâhâ. |
Senden kıyametin ne zaman gelip çatacağını sorarlar. |
They ask you, [O Muhammad], about the Hour: when is its arrival? |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5755 |
584 |
79 |
43 |
30 |
فِيمَ أَنتَ مِن ذِكْرَاهَا |
fîme ente min ẕikrâhâ. |
Nerde senden onu anlatması? |
In what [position] are you that you should mention it? |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5756 |
584 |
79 |
44 |
30 |
إِلَىٰ رَبِّكَ مُنتَهَاهَا |
ilâ rabbike müntehâhâ. |
Onun bilgisi Rabbine aittir. |
To your Lord is its finality. |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5757 |
584 |
79 |
45 |
30 |
إِنَّمَا أَنتَ مُنذِرُ مَن يَخْشَاهَا |
innemâ ente münẕiru mey yaḫşâhâ. |
Sen sadece kıyametten korkanı uyaransın. |
You are only a warner for those who fear it. |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |
5758 |
584 |
79 |
46 |
30 |
كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا |
keennehüm yevme yeravnehâ lem yelbeŝû illâ `aşiyyeten ev ḍuḥâhâ. |
Kıyameti gördükleri gün dünyada ancak bir akşam yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış olduklarını sanırlar. |
It will be, on the Day they see it, as though they had not remained [in the world] except for an afternoon or a morning thereof. |
Sayfa 584, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات |