Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 582
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
5701 582 78 29 30 وَكُلَّ شَيْءٍ أَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا vekülle şey'in aḥṣaynâhü kitâbâ. Biz de herşeyi yazıp saymışızdır. But all things We have enumerated in writing. Sayfa 582, Cuz 30, النبأ, An-Naba-- النبأ
5702 582 78 30 30 فَذُوقُوا فَلَن نَّزِيدَكُمْ إِلَّا عَذَابًا feẕûḳû felen nezîdeküm illâ `aẕâbâ. Şöyle deriz: "Artık tadınız, bundan böyle size azabdan başka bir şey artırmayız." So taste [the penalty], and never will We increase you except in torment. Sayfa 582, Cuz 30, النبأ, An-Naba-- النبأ
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 583
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
5703 583 78 31 30 إِنَّ لِلْمُتَّقِينَ مَفَازًا inne lilmütteḳîne mefâzâ. Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır. Indeed, for the righteous is attainment - Sayfa 583, Cuz 30, النبأ, An-Naba-- النبأ
5704 583 78 32 30 حَدَائِقَ وَأَعْنَابًا ḥadâiḳa vea`nâbâ. Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır. Gardens and grapevines Sayfa 583, Cuz 30, النبأ, An-Naba-- النبأ
5705 583 78 33 30 وَكَوَاعِبَ أَتْرَابًا vekevâ`ibe etrâbâ. Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır. And full-breasted [companions] of equal age Sayfa 583, Cuz 30, النبأ, An-Naba-- النبأ
5706 583 78 34 30 وَكَأْسًا دِهَاقًا veke'sen dihâḳâ. Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır. And a full cup. Sayfa 583, Cuz 30, النبأ, An-Naba-- النبأ
5707 583 78 35 30 لَّا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًا lâ yesme`ûne fîhâ lagvev velâ kiẕẕâbâ. Orada boş ve yalan söz işitmezler. No ill speech will they hear therein or any falsehood - Sayfa 583, Cuz 30, النبأ, An-Naba-- النبأ
5708 583 78 36 30 جَزَاءً مِّن رَّبِّكَ عَطَاءً حِسَابًا cezâem mir rabbike `aṭâen ḥisâbâ. Bunlar Rabbinin katından, hesabları karşılığı verilenlerdir. [As] reward from your Lord, [a generous] gift [made due by] account, Sayfa 583, Cuz 30, النبأ, An-Naba-- النبأ
5709 583 78 37 30 رَّبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا الرَّحْمَٰنِ ۖ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًا rabbi-ssemâvâti vel'arḍi vemâ beynehüme-rraḥmâni lâ yemlikûne minhü ḫiṭâbâ. O, göklerin, yerin ve ikisi arasında olanların Rabbidir. O, önünde kimsenin konuşmayacağı Rahman olan Allah'tır. [From] the Lord of the heavens and the earth and whatever is between them, the Most Merciful. They possess not from Him [authority for] speech. Sayfa 583, Cuz 30, النبأ, An-Naba-- النبأ
5710 583 78 38 30 يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلَائِكَةُ صَفًّا ۖ لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ الرَّحْمَٰنُ وَقَالَ صَوَابًا yevme yeḳûmü-rrûḥu velmelâiketü ṣaffâ. lâ yetekellemûne illâ men eẕine lehü-rraḥmânü veḳâle ṣavâbâ. Cebrail ve meleklerin dizi dizi durdukları gün, Rahman olan Allah'ın izni olmadan kimse konuşamayacaktır. Konuştuğu zaman da doğruyu söyleyecektir. The Day that the Spirit and the angels will stand in rows, they will not speak except for one whom the Most Merciful permits, and he will say what is correct. Sayfa 583, Cuz 30, النبأ, An-Naba-- النبأ
5711 583 78 39 30 ذَٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّ ۖ فَمَن شَاءَ اتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِ مَآبًا ẕâlike-lyevmü-lḥaḳḳ. femen şâe-tteḫaẕe ilâ rabbihî meâbâ. İşte gerçek gün budur. Dileyen kimse, Rabbine götürecek bir yol benimser. That is the True Day; so he who wills may take to his Lord a [way of] return. Sayfa 583, Cuz 30, النبأ, An-Naba-- النبأ
5712 583 78 40 30 إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا innâ enẕernâküm `aẕâben ḳarîbâ. yevme yenżuru-lmerü mâ ḳaddemet yedâhü veyeḳûlü-lkâfiru yâ leytenî küntü türâbâ. Sizi, yakın gelecekteki bir azabla uyardık; o gün kişi elleriyle sunduğuna bakar ve inkarcı da: "Keşke toprak olaydım" der. Indeed, We have warned you of a near punishment on the Day when a man will observe what his hands have put forth and the disbeliever will say, "Oh, I wish that I were dust!" Sayfa 583, Cuz 30, النبأ, An-Naba-- النبأ
5713 583 79 1 30 بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًا vennâzi`âti garḳâ. Canları boğarcasına şiddetle çekip alanlara and olsun, By those [angels] who extract with violence Sayfa 583, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات
5714 583 79 2 30 وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًا vennâşiṭâti neşṭâ. Canları kolaylıkla alanlara and olsun, And [by] those who remove with ease Sayfa 583, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات
5715 583 79 3 30 وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا vessâbiḥâti sebḥâ. Yüzüp yüzüp gidenlere and olsun, And [by] those who glide [as if] swimming Sayfa 583, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات
5716 583 79 4 30 فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا fessâbiḳâti sebḳâ. Yarıştıkça yarışan ve işleri yöneten meleklere and olsun And those who race each other in a race Sayfa 583, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات
5717 583 79 5 30 فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْرًا felmüdebbirâti emrâ. Yarıştıkça yarışan ve işleri yöneten meleklere and olsun And those who arrange [each] matter, Sayfa 583, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات
5718 583 79 6 30 يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ yevme tercüfü-rrâcifeh. O gün bir sarsıntı sarsar. On the Day the blast [of the Horn] will convulse [creation], Sayfa 583, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات
5719 583 79 7 30 تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُ tetbe`uhe-rrâdifeh. Peşinden bir diğeri gelir. There will follow it the subsequent [one]. Sayfa 583, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات
5720 583 79 8 30 قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ ḳulûbüy yevmeiẕiv vâcifeh. O gün kalbler titrer. Hearts, that Day, will tremble, Sayfa 583, Cuz 30, النازعات, An-Naziat—النازعات

Sayfalar

CSV