5642 |
581 |
77 |
20 |
29 |
أَلَمْ نَخْلُقكُّم مِّن مَّاءٍ مَّهِينٍ |
elem naḫlukküm mim mâim mehîn. |
Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi? |
Did We not create you from a liquid disdained? |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5643 |
581 |
77 |
21 |
29 |
فَجَعَلْنَاهُ فِي قَرَارٍ مَّكِينٍ |
fece`alnâhü fî ḳarârim mekîn. |
Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi? |
And We placed it in a firm lodging |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5644 |
581 |
77 |
22 |
29 |
إِلَىٰ قَدَرٍ مَّعْلُومٍ |
ilâ ḳaderim ma`lûm. |
Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi? |
For a known extent. |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5645 |
581 |
77 |
23 |
29 |
فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ |
feḳadernâ. feni`me-lḳâdirûn. |
Buna gücümüz yeter; Biz ne güzel güç yetireniz! |
And We determined [it], and excellent [are We] to determine. |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5646 |
581 |
77 |
24 |
29 |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ |
veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn. |
O gün yalanlamış olanların vay haline! |
Woe, that Day, to the deniers. |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5647 |
581 |
77 |
25 |
29 |
أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ كِفَاتًا |
elem nec`ali-l'arḍa kifâtâ. |
Biz yeryüzünü, dirilerin ve ölülerin toplantı yeri yapmadık mı? |
Have We not made the earth a container |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5648 |
581 |
77 |
26 |
29 |
أَحْيَاءً وَأَمْوَاتًا |
aḥyâev veemvâtâ. |
Biz yeryüzünü, dirilerin ve ölülerin toplantı yeri yapmadık mı? |
Of the living and the dead? |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5649 |
581 |
77 |
27 |
29 |
وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَأَسْقَيْنَاكُم مَّاءً فُرَاتًا |
vece`alnâ fîhâ ravâsiye şâmiḫâtiv veesḳaynâküm mâen fürâtâ. |
Orada yüksek yüksek sabit dağlar var edip size tatlı sular içirmedik mi? |
And We placed therein lofty, firmly set mountains and have given you to drink sweet water. |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5650 |
581 |
77 |
28 |
29 |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ |
veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn. |
Yalanlamış olanların vay o gün haline! |
Woe, that Day, to the deniers. |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5651 |
581 |
77 |
29 |
29 |
انطَلِقُوا إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِ تُكَذِّبُونَ |
inṭaliḳû ilâ mâ küntüm bihî tükeẕẕibûn. |
İnkarcılara o gün şöyle denir: "yalanlayıp durduğunuz şeye gidin;" |
[They will be told], "Proceed to that which you used to deny. |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5652 |
581 |
77 |
30 |
29 |
انطَلِقُوا إِلَىٰ ظِلٍّ ذِي ثَلَاثِ شُعَبٍ |
inṭaliḳû ilâ żillin ẕî ŝelâŝi şu`ab. |
gölge yapmayan ve ateşten de korumayan cehennem dumanının üç kollu gölgesine gidin. |
Proceed to a shadow [of smoke] having three columns |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5653 |
581 |
77 |
31 |
29 |
لَّا ظَلِيلٍ وَلَا يُغْنِي مِنَ اللَّهَبِ |
lâ żalîliv velâ yugnî mine-lleheb. |
gölge yapmayan ve ateşten de korumayan cehennem dumanının üç kollu gölgesine gidin. |
[But having] no cool shade and availing not against the flame." |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5654 |
581 |
77 |
32 |
29 |
إِنَّهَا تَرْمِي بِشَرَرٍ كَالْقَصْرِ |
innehâ termî bişerarin kelḳaṣr. |
O gölgenin saçtığı her bir kıvılcım sanki birer sarı devedir, konak gibi de büyüktür. |
Indeed, it throws sparks [as huge] as a fortress, |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5655 |
581 |
77 |
33 |
29 |
كَأَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌ |
keennehû cimâlâtün ṣufr. |
O gölgenin saçtığı her bir kıvılcım sanki birer sarı devedir, konak gibi de büyüktür. |
As if they were yellowish [black] camels. |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5656 |
581 |
77 |
34 |
29 |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ |
veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn. |
Yalanlamış olanların o gün vay haline! |
Woe, that Day, to the deniers. |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5657 |
581 |
77 |
35 |
29 |
هَٰذَا يَوْمُ لَا يَنطِقُونَ |
hâẕâ yevmü lâ yenṭiḳûn. |
Bu, onların konuşamayacakları gündür. |
This is a Day they will not speak, |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5658 |
581 |
77 |
36 |
29 |
وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ |
velâ yü'ẕenü lehüm feya`teẕirûn. |
Onlara izin de verilmez ki özür beyan etsinler. |
Nor will it be permitted for them to make an excuse. |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5659 |
581 |
77 |
37 |
29 |
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ |
veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn. |
Yalanlamış olanların o gün vay haline! |
Woe, that Day, to the deniers. |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |
5660 |
581 |
77 |
38 |
29 |
هَٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ ۖ جَمَعْنَاكُمْ وَالْأَوَّلِينَ |
hâẕâ yevmü-lfaṣl. cema`nâküm vel'evvelîn. |
Bu, sizleri ve öncekileri topladığımız hüküm günüdür. |
This is the Day of Judgement; We will have assembled you and the former peoples. |
Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات |