Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 580
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
5641 580 77 19 29 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn. O gün, yalanlamış olanların vay haline!. Woe, that Day, to the deniers. Sayfa 580, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 581
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
5642 581 77 20 29 أَلَمْ نَخْلُقكُّم مِّن مَّاءٍ مَّهِينٍ elem naḫlukküm mim mâim mehîn. Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi? Did We not create you from a liquid disdained? Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5643 581 77 21 29 فَجَعَلْنَاهُ فِي قَرَارٍ مَّكِينٍ fece`alnâhü fî ḳarârim mekîn. Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi? And We placed it in a firm lodging Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5644 581 77 22 29 إِلَىٰ قَدَرٍ مَّعْلُومٍ ilâ ḳaderim ma`lûm. Sizi bayağı bir sudan yaratıp onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi? For a known extent. Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5645 581 77 23 29 فَقَدَرْنَا فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ feḳadernâ. feni`me-lḳâdirûn. Buna gücümüz yeter; Biz ne güzel güç yetireniz! And We determined [it], and excellent [are We] to determine. Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5646 581 77 24 29 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn. O gün yalanlamış olanların vay haline! Woe, that Day, to the deniers. Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5647 581 77 25 29 أَلَمْ نَجْعَلِ الْأَرْضَ كِفَاتًا elem nec`ali-l'arḍa kifâtâ. Biz yeryüzünü, dirilerin ve ölülerin toplantı yeri yapmadık mı? Have We not made the earth a container Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5648 581 77 26 29 أَحْيَاءً وَأَمْوَاتًا aḥyâev veemvâtâ. Biz yeryüzünü, dirilerin ve ölülerin toplantı yeri yapmadık mı? Of the living and the dead? Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5649 581 77 27 29 وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَأَسْقَيْنَاكُم مَّاءً فُرَاتًا vece`alnâ fîhâ ravâsiye şâmiḫâtiv veesḳaynâküm mâen fürâtâ. Orada yüksek yüksek sabit dağlar var edip size tatlı sular içirmedik mi? And We placed therein lofty, firmly set mountains and have given you to drink sweet water. Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5650 581 77 28 29 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn. Yalanlamış olanların vay o gün haline! Woe, that Day, to the deniers. Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5651 581 77 29 29 انطَلِقُوا إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِ تُكَذِّبُونَ inṭaliḳû ilâ mâ küntüm bihî tükeẕẕibûn. İnkarcılara o gün şöyle denir: "yalanlayıp durduğunuz şeye gidin;" [They will be told], "Proceed to that which you used to deny. Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5652 581 77 30 29 انطَلِقُوا إِلَىٰ ظِلٍّ ذِي ثَلَاثِ شُعَبٍ inṭaliḳû ilâ żillin ẕî ŝelâŝi şu`ab. gölge yapmayan ve ateşten de korumayan cehennem dumanının üç kollu gölgesine gidin. Proceed to a shadow [of smoke] having three columns Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5653 581 77 31 29 لَّا ظَلِيلٍ وَلَا يُغْنِي مِنَ اللَّهَبِ lâ żalîliv velâ yugnî mine-lleheb. gölge yapmayan ve ateşten de korumayan cehennem dumanının üç kollu gölgesine gidin. [But having] no cool shade and availing not against the flame." Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5654 581 77 32 29 إِنَّهَا تَرْمِي بِشَرَرٍ كَالْقَصْرِ innehâ termî bişerarin kelḳaṣr. O gölgenin saçtığı her bir kıvılcım sanki birer sarı devedir, konak gibi de büyüktür. Indeed, it throws sparks [as huge] as a fortress, Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5655 581 77 33 29 كَأَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌ keennehû cimâlâtün ṣufr. O gölgenin saçtığı her bir kıvılcım sanki birer sarı devedir, konak gibi de büyüktür. As if they were yellowish [black] camels. Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5656 581 77 34 29 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn. Yalanlamış olanların o gün vay haline! Woe, that Day, to the deniers. Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5657 581 77 35 29 هَٰذَا يَوْمُ لَا يَنطِقُونَ hâẕâ yevmü lâ yenṭiḳûn. Bu, onların konuşamayacakları gündür. This is a Day they will not speak, Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5658 581 77 36 29 وَلَا يُؤْذَنُ لَهُمْ فَيَعْتَذِرُونَ velâ yü'ẕenü lehüm feya`teẕirûn. Onlara izin de verilmez ki özür beyan etsinler. Nor will it be permitted for them to make an excuse. Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5659 581 77 37 29 وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn. Yalanlamış olanların o gün vay haline! Woe, that Day, to the deniers. Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات
5660 581 77 38 29 هَٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ ۖ جَمَعْنَاكُمْ وَالْأَوَّلِينَ hâẕâ yevmü-lfaṣl. cema`nâküm vel'evvelîn. Bu, sizleri ve öncekileri topladığımız hüküm günüdür. This is the Day of Judgement; We will have assembled you and the former peoples. Sayfa 581, Cuz 29, المرسلات, Al-Mursalat—المرسلات

Sayfalar

CSV