Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 530
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4881 530 54 35 27 نِّعْمَةً مِّنْ عِندِنَا ۚ كَذَٰلِكَ نَجْزِي مَن شَكَرَ ni`metem min `indinâ. keẕâlike neczî men şekera. Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgar gönderdik. Ancak, Lut'un taraftarlarını, katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. Şükredene işte böyle mükafat veririz. As favor from us. Thus do We reward he who is grateful. Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4882 530 54 36 27 وَلَقَدْ أَنذَرَهُم بَطْشَتَنَا فَتَمَارَوْا بِالنُّذُرِ veleḳad enẕerahüm baṭşetenâ fetemârav binnüẕür. Lut, and olsun ki, onları Bizim yakalamamızla uyarmıştı, ama onlar uyarmaları şüphe ile karşılayarak dinlemediler. And he had already warned them of Our assault, but they disputed the warning. Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4883 530 54 37 27 وَلَقَدْ رَاوَدُوهُ عَن ضَيْفِهِ فَطَمَسْنَا أَعْيُنَهُمْ فَذُوقُوا عَذَابِي وَنُذُرِ veleḳad râvedûhü `an ḍayfihî feṭamesnâ a`yünehüm feẕûḳû `aẕâbî venüẕür. And olsun ki, onlar Lut'un konukları olan melekleri elde etmeye kalkıştılar, bunun üzerine gözlerini kör ettik. "Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın" dedik. And they had demanded from him his guests, but We obliterated their eyes, [saying], "Taste My punishment and warning." Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4884 530 54 38 27 وَلَقَدْ صَبَّحَهُم بُكْرَةً عَذَابٌ مُّسْتَقِرٌّ veleḳad ṣabbeḥahüm bükraten `aẕâbüm müsteḳirr. And olsun ki, sabah erken, önü alınmaz bir azap başlarına geldi. And there came upon them by morning an abiding punishment. Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4885 530 54 39 27 فَذُوقُوا عَذَابِي وَنُذُرِ feẕûḳû `aẕâbî venüẕür. Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin sonucunu tadın dedik. So taste My punishment and warning. Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4886 530 54 40 27 وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ veleḳad yesserne-lḳur'âne liẕẕikri fehel mim müddekir. And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur? And We have certainly made the Qur'an easy for remembrance, so is there any who will remember? Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4887 530 54 41 27 وَلَقَدْ جَاءَ آلَ فِرْعَوْنَ النُّذُرُ veleḳad câe âle fir`avne-nnüẕür. And olsun ki, Firavun erkanına uyaranlar geldi. And there certainly came to the people of Pharaoh warning. Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4888 530 54 42 27 كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا كُلِّهَا فَأَخَذْنَاهُمْ أَخْذَ عَزِيزٍ مُّقْتَدِرٍ keẕẕebû biâyâtinâ küllihâ feeḫaẕnâhüm aḫẕe `azîzim muḳtedir. Mucizelerimizin hepsini yalanladılar. Bunun üzerine onları güç ve kuvvet sahibi olana yakışır bir şekilde yakaladık. They denied Our signs, all of them, so We seized them with a seizure of one Exalted in Might and Perfect in Ability. Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4889 530 54 43 27 أَكُفَّارُكُمْ خَيْرٌ مِّنْ أُولَٰئِكُمْ أَمْ لَكُم بَرَاءَةٌ فِي الزُّبُرِ eküffâruküm ḫayrum min ülâiküm em leküm berâetün fi-zzübür. Sizin inkarcılarınız bunlardan daha mı üstündür? Yoksa Kitablarda size bir kurtuluş belgesi mi var? Are your disbelievers better than those [former ones], or have you immunity in the scripture? Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4890 530 54 44 27 أَمْ يَقُولُونَ نَحْنُ جَمِيعٌ مُّنتَصِرٌ em yeḳûlûne naḥnü cemî`um münteṣir. Yoksa: "Biz öç alabilecek bir topluluğuz" mu diyorlar? Or do they say, "We are an assembly supporting [each other]"? Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4891 530 54 45 27 سَيُهْزَمُ الْجَمْعُ وَيُوَلُّونَ الدُّبُرَ seyühzemü-lcem`u veyüvellûne-ddübüra. Toplulukları dağıtılacak, yüzgeri edileceklerdir. [Their] assembly will be defeated, and they will turn their backs [in retreat]. Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4892 530 54 46 27 بَلِ السَّاعَةُ مَوْعِدُهُمْ وَالسَّاعَةُ أَدْهَىٰ وَأَمَرُّ beli-ssâ`atü mev`idühüm vessâ`atü edhâ veemerr. Kıyamet onların azap ile vadedildikleri gündür. O ne korkunç, ne acı bir gündür! But the Hour is their appointment [for due punishment], and the Hour is more disastrous and more bitter. Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4893 530 54 47 27 إِنَّ الْمُجْرِمِينَ فِي ضَلَالٍ وَسُعُرٍ inne-lmücrimîne fî ḍalâliv vesü`ur. Doğrusu suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler. Indeed, the criminals are in error and madness. Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4894 530 54 48 27 يَوْمَ يُسْحَبُونَ فِي النَّارِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمْ ذُوقُوا مَسَّ سَقَرَ yevme yüsḥabûne fi-nnâri `alâ vucûhihim. ẕûḳû messe seḳara. Ateşe yüzüstü sürüldükleri gün, onlara: "Cehennemin dokunan azabını tadın" denir. The Day they are dragged into the Fire on their faces [it will be said], "Taste the touch of Saqar." Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4895 530 54 49 27 إِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ innâ külle şey'in ḫalaḳnâhü biḳader. Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır. Indeed, all things We created with predestination. Sayfa 530, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 531
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4896 531 54 50 27 وَمَا أَمْرُنَا إِلَّا وَاحِدَةٌ كَلَمْحٍ بِالْبَصَرِ vemâ emrunâ illâ vâḥidetün kelemḥim bilbeṣar. Bizim buyruğumuz bir göz kırpması gibi anidir. And Our command is but one, like a glance of the eye. Sayfa 531, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4897 531 54 51 27 وَلَقَدْ أَهْلَكْنَا أَشْيَاعَكُمْ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ veleḳad ehleknâ eşyâ`aküm fehel mim müddekir. And olsun ki, benzerlerinizi yok etti, öğüt alan yok mudur? And We have already destroyed your kinds, so is there any who will remember? Sayfa 531, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4898 531 54 52 27 وَكُلُّ شَيْءٍ فَعَلُوهُ فِي الزُّبُرِ veküllü şey'in fe`alûhü fi-zzübür. İnsanların yaptıkları her şey kitablarda kayıtlıdır. And everything they did is in written records. Sayfa 531, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4899 531 54 53 27 وَكُلُّ صَغِيرٍ وَكَبِيرٍ مُّسْتَطَرٌ veküllü ṣagîriv vekebîrim müsteṭar. Küçük ve büyük, hepsi satır satırdır. And every small and great [thing] is inscribed. Sayfa 531, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر
4900 531 54 54 27 إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَهَرٍ inne-lmütteḳîne fî cennâtiv veneher. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, güçlü hükümdarın katında, yüksek bir derecede, cennetlerde ferahlık ve aydınlık içindedirler. Indeed, the righteous will be among gardens and rivers, Sayfa 531, Cuz 27, القمر, Al-Qamar—القمر

Sayfalar

CSV