Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 526
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4801 526 53 17 27 مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ mâ zâga-lbeṣaru vemâ ṭagâ. Gözü oradan ne kaydı ve ne de onu aştı. The sight [of the Prophet] did not swerve, nor did it transgress [its limit]. Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4802 526 53 18 27 لَقَدْ رَأَىٰ مِنْ آيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرَىٰ leḳad raâ min âyâti rabbihi-lkübrâ. And olsun ki Rabbinin varlığının büyük delillerini gördü. He certainly saw of the greatest signs of his Lord. Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4803 526 53 19 27 أَفَرَأَيْتُمُ اللَّاتَ وَالْعُزَّىٰ eferaeytümü-llâte vel`uzzâ. Ey inkarcılar! Şimdi Lat, Uzza ve bundan başka üçüncüleri olan Menat'ın ne olduğunu söyler misiniz? So have you considered al-Lat and al-'Uzza? Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4804 526 53 20 27 وَمَنَاةَ الثَّالِثَةَ الْأُخْرَىٰ vemenâte-ŝŝâliŝete-l'uḫrâ. Ey inkarcılar! Şimdi Lat, Uzza ve bundan başka üçüncüleri olan Menat'ın ne olduğunu söyler misiniz? And Manat, the third - the other one? Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4805 526 53 21 27 أَلَكُمُ الذَّكَرُ وَلَهُ الْأُنثَىٰ elekümü-ẕẕekeru velehü-l'ünŝâ. Demek erkekler sizin, dişiler Allah'ın mı? Is the male for you and for Him the female? Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4806 526 53 22 27 تِلْكَ إِذًا قِسْمَةٌ ضِيزَىٰ tilke iẕen ḳismetün ḍîzâ. Öyleyse bu haksız bir paylaşma; That, then, is an unjust division. Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4807 526 53 23 27 إِنْ هِيَ إِلَّا أَسْمَاءٌ سَمَّيْتُمُوهَا أَنتُمْ وَآبَاؤُكُم مَّا أَنزَلَ اللَّهُ بِهَا مِن سُلْطَانٍ ۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَمَا تَهْوَى الْأَنفُسُ ۖ وَلَقَدْ جَاءَهُم مِّن رَّبِّهِمُ الْهُدَىٰ in hiye illâ esmâün semmeytümûhâ entüm veâbâüküm mâ enzele-llâhü bihâ min sülṭân. iy yettebi`ûne ille-żżanne vemâ tehve-l'enfüs. veleḳad câehüm mir rabbihimü-lhüdâ. Bunlar sizin ve babalarınızın taktığı adlardan başka bir şey değildir. Allah onları destekleyen bir delil indirmemiştir. Onlar sadece sanıya ve canlarının istediğine uymaktadırlar. Oysa onlara Rablerinden and olsun ki doğruluk rehberi gelmiştir. They are not but [mere] names you have named them - you and your forefathers - for which Allah has sent down no authority. They follow not except assumption and what [their] souls desire, and there has already come to them from their Lord guidance. Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4808 526 53 24 27 أَمْ لِلْإِنسَانِ مَا تَمَنَّىٰ em lil'insâni mâ temennâ. Yoksa, her umduğu şey insanın mıdır? Or is there for man whatever he wishes? Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4809 526 53 25 27 فَلِلَّهِ الْآخِرَةُ وَالْأُولَىٰ felillâhi-l'âḫiratü vel'ûlâ. Hayatın ilki de sonu da Allah'ındır. Rather, to Allah belongs the Hereafter and the first [life]. Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4810 526 53 26 27 ۞ وَكَم مِّن مَّلَكٍ فِي السَّمَاوَاتِ لَا تُغْنِي شَفَاعَتُهُمْ شَيْئًا إِلَّا مِن بَعْدِ أَن يَأْذَنَ اللَّهُ لِمَن يَشَاءُ وَيَرْضَىٰ vekem mim melekin fi-ssemâvâti lâ tugnî şefâ`atühüm şey'en illâ mim ba`di ey ye'ẕene-llâhü limey yeşâü veyerḍâ. Allah, dilediğine ve hoşnut olduğuna izin vermedikçe, göklerde bulunan nice meleklerin şefaati bir şeye yaramaz. And how many angels there are in the heavens whose intercession will not avail at all except [only] after Allah has permitted [it] to whom He wills and approves. Sayfa 526, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 527
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4811 527 53 27 27 إِنَّ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ لَيُسَمُّونَ الْمَلَائِكَةَ تَسْمِيَةَ الْأُنثَىٰ inne-lleẕîne lâ yü'minûne bil'âḫirati leyüsemmûne-lmelâikete tesmiyete-l'ünŝâ. Doğrusu ahirete inanmayanlar, meleklere "dişi" adını takarlar. Indeed, those who do not believe in the Hereafter name the angels female names, Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4812 527 53 28 27 وَمَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ ۖ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ ۖ وَإِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْنِي مِنَ الْحَقِّ شَيْئًا vemâ lehüm bihî min `ilm. iy yettebi`ûne ille-żżanne. veinne-żżanne lâ yugnî mine-lḥaḳḳi şey'â. Oysa onların bu hususta bir bilgileri yoktur, sadece sanıya uyarlar. Sanı ise şüphesiz gerçeği ifade etmez. And they have thereof no knowledge. They follow not except assumption, and indeed, assumption avails not against the truth at all. Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4813 527 53 29 27 فَأَعْرِضْ عَن مَّن تَوَلَّىٰ عَن ذِكْرِنَا وَلَمْ يُرِدْ إِلَّا الْحَيَاةَ الدُّنْيَا fea`riḍ `am men tevellâ `an ẕikrinâ velem yürid ille-lḥayâte-ddünyâ. Bizi anmaktan yüz çevirenlere ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlere aldırma. So turn away from whoever turns his back on Our message and desires not except the worldly life. Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4814 527 53 30 27 ذَٰلِكَ مَبْلَغُهُم مِّنَ الْعِلْمِ ۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ اهْتَدَىٰ ẕâlike mebleguhüm mine-l`ilm. inne rabbeke hüve a`lemü bimen ḍalle `an sebîlihî vehüve a`lemü bimeni-htedâ. Bu onların ulaştıkları bilginin seviyesini gösterir. Doğrusu Rabbin yolundan sapmış olanı pek iyi bilir, doğru yolda olanı da çok iyi bilir. That is their sum of knowledge. Indeed, your Lord is most knowing of who strays from His way, and He is most knowing of who is guided. Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4815 527 53 31 27 وَلِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ لِيَجْزِيَ الَّذِينَ أَسَاءُوا بِمَا عَمِلُوا وَيَجْزِيَ الَّذِينَ أَحْسَنُوا بِالْحُسْنَى velillâhi mâ fi-ssemâvâti vemâ fi-l'arḍi liyecziye-lleẕîne esâü bimâ `amilû veyecziye-lleẕîne aḥsenû bilḥusnâ. Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah'ındır ki O, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, ufak tefek kabahatleri bir yana büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara işlediklerinden daha iyisiyle karşılığını verir. Doğrusu Rabbinin bağışı boldur. Sizi yerden var ederken ve siz annelerinizin karınlarında cenin halinde iken sizleri çok iyi bilen O'dur. Kendinizi temize çıkarmayın. O, sakınanı çok iyi bilir. And to Allah belongs whatever is in the heavens and whatever is in the earth - that He may recompense those who do evil with [the penalty of] what they have done and recompense those who do good with the best [reward] - Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4816 527 53 32 27 الَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ إِلَّا اللَّمَمَ ۚ إِنَّ رَبَّكَ وَاسِعُ الْمَغْفِرَةِ ۚ هُوَ أَعْلَمُ بِكُمْ إِذْ أَنشَأَكُم مِّنَ الْأَرْضِ وَإِذْ أَنتُمْ أَجِنَّةٌ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ ۖ فَلَا تُزَكُّوا أَنفُسَكُمْ ۖ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ اتَّقَىٰ elleẕîne yectenibûne kebâira-l'iŝmi velfevâḥişe ille-llemem. inne rabbeke vâsi`u-lmagfirah. hüve a`lemü biküm iẕ enşeeküm mine-l'arḍi veiẕ entüm ecinnetün fî büṭûni ümmehâtiküm. felâ tüzekkû enfüseküm. hüve a`lemü bimeni-tteḳâ. Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah'ındır ki O, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, ufak tefek kabahatleri bir yana büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara işlediklerinden daha iyisiyle karşılığını verir. Doğrusu Rabbinin bağışı boldur. Sizi yerden var ederken ve siz annelerinizin karınlarında cenin halinde iken sizleri çok iyi bilen O'dur. Kendinizi temize çıkarmayın. O, sakınanı çok iyi bilir. Those who avoid the major sins and immoralities, only [committing] slight ones. Indeed, your Lord is vast in forgiveness. He was most knowing of you when He produced you from the earth and when you were fetuses in the wombs of your mothers. So do not claim yourselves to be pure; He is most knowing of who fears Him. Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4817 527 53 33 27 أَفَرَأَيْتَ الَّذِي تَوَلَّىٰ eferaeyte-lleẕî tevellâ. Yüz çevireni ve malından biraz verip sonra vermemekte direneni gördün mü?" Have you seen the one who turned away Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4818 527 53 34 27 وَأَعْطَىٰ قَلِيلًا وَأَكْدَىٰ vea`ṭâ ḳalîlev veekdâ. Yüz çevireni ve malından biraz verip sonra vermemekte direneni gördün mü?" And gave a little and [then] refrained? Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4819 527 53 35 27 أَعِندَهُ عِلْمُ الْغَيْبِ فَهُوَ يَرَىٰ e`indehû `ilmü-lgaybi fehüve yerâ. Görülmeyenin ilmi yanında da o mu görüyor? Does he have knowledge of the unseen, so he sees? Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم
4820 527 53 36 27 أَمْ لَمْ يُنَبَّأْ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَىٰ em lem yünebbe' bimâ fî ṣuḥufi mûsâ. Yoksa Musa'nın ve sözünü yerine getiren İbrahim'in kitablarında olanlar kendisine bildirilmedi mi ki? Or has he not been informed of what was in the scriptures of Moses Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم

Sayfalar

CSV