4811 |
527 |
53 |
27 |
27 |
إِنَّ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ لَيُسَمُّونَ الْمَلَائِكَةَ تَسْمِيَةَ الْأُنثَىٰ |
inne-lleẕîne lâ yü'minûne bil'âḫirati leyüsemmûne-lmelâikete tesmiyete-l'ünŝâ. |
Doğrusu ahirete inanmayanlar, meleklere "dişi" adını takarlar. |
Indeed, those who do not believe in the Hereafter name the angels female names, |
Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم |
4812 |
527 |
53 |
28 |
27 |
وَمَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ ۖ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ ۖ وَإِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْنِي مِنَ الْحَقِّ شَيْئًا |
vemâ lehüm bihî min `ilm. iy yettebi`ûne ille-żżanne. veinne-żżanne lâ yugnî mine-lḥaḳḳi şey'â. |
Oysa onların bu hususta bir bilgileri yoktur, sadece sanıya uyarlar. Sanı ise şüphesiz gerçeği ifade etmez. |
And they have thereof no knowledge. They follow not except assumption, and indeed, assumption avails not against the truth at all. |
Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم |
4813 |
527 |
53 |
29 |
27 |
فَأَعْرِضْ عَن مَّن تَوَلَّىٰ عَن ذِكْرِنَا وَلَمْ يُرِدْ إِلَّا الْحَيَاةَ الدُّنْيَا |
fea`riḍ `am men tevellâ `an ẕikrinâ velem yürid ille-lḥayâte-ddünyâ. |
Bizi anmaktan yüz çevirenlere ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlere aldırma. |
So turn away from whoever turns his back on Our message and desires not except the worldly life. |
Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم |
4814 |
527 |
53 |
30 |
27 |
ذَٰلِكَ مَبْلَغُهُم مِّنَ الْعِلْمِ ۚ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ اهْتَدَىٰ |
ẕâlike mebleguhüm mine-l`ilm. inne rabbeke hüve a`lemü bimen ḍalle `an sebîlihî vehüve a`lemü bimeni-htedâ. |
Bu onların ulaştıkları bilginin seviyesini gösterir. Doğrusu Rabbin yolundan sapmış olanı pek iyi bilir, doğru yolda olanı da çok iyi bilir. |
That is their sum of knowledge. Indeed, your Lord is most knowing of who strays from His way, and He is most knowing of who is guided. |
Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم |
4815 |
527 |
53 |
31 |
27 |
وَلِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ لِيَجْزِيَ الَّذِينَ أَسَاءُوا بِمَا عَمِلُوا وَيَجْزِيَ الَّذِينَ أَحْسَنُوا بِالْحُسْنَى |
velillâhi mâ fi-ssemâvâti vemâ fi-l'arḍi liyecziye-lleẕîne esâü bimâ `amilû veyecziye-lleẕîne aḥsenû bilḥusnâ. |
Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah'ındır ki O, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, ufak tefek kabahatleri bir yana büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara işlediklerinden daha iyisiyle karşılığını verir. Doğrusu Rabbinin bağışı boldur. Sizi yerden var ederken ve siz annelerinizin karınlarında cenin halinde iken sizleri çok iyi bilen O'dur. Kendinizi temize çıkarmayın. O, sakınanı çok iyi bilir. |
And to Allah belongs whatever is in the heavens and whatever is in the earth - that He may recompense those who do evil with [the penalty of] what they have done and recompense those who do good with the best [reward] - |
Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم |
4816 |
527 |
53 |
32 |
27 |
الَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ إِلَّا اللَّمَمَ ۚ إِنَّ رَبَّكَ وَاسِعُ الْمَغْفِرَةِ ۚ هُوَ أَعْلَمُ بِكُمْ إِذْ أَنشَأَكُم مِّنَ الْأَرْضِ وَإِذْ أَنتُمْ أَجِنَّةٌ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ ۖ فَلَا تُزَكُّوا أَنفُسَكُمْ ۖ هُوَ أَعْلَمُ بِمَنِ اتَّقَىٰ |
elleẕîne yectenibûne kebâira-l'iŝmi velfevâḥişe ille-llemem. inne rabbeke vâsi`u-lmagfirah. hüve a`lemü biküm iẕ enşeeküm mine-l'arḍi veiẕ entüm ecinnetün fî büṭûni ümmehâtiküm. felâ tüzekkû enfüseküm. hüve a`lemü bimeni-tteḳâ. |
Göklerde olanlar ve yerde olanlar Allah'ındır ki O, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, ufak tefek kabahatleri bir yana büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara işlediklerinden daha iyisiyle karşılığını verir. Doğrusu Rabbinin bağışı boldur. Sizi yerden var ederken ve siz annelerinizin karınlarında cenin halinde iken sizleri çok iyi bilen O'dur. Kendinizi temize çıkarmayın. O, sakınanı çok iyi bilir. |
Those who avoid the major sins and immoralities, only [committing] slight ones. Indeed, your Lord is vast in forgiveness. He was most knowing of you when He produced you from the earth and when you were fetuses in the wombs of your mothers. So do not claim yourselves to be pure; He is most knowing of who fears Him. |
Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم |
4817 |
527 |
53 |
33 |
27 |
أَفَرَأَيْتَ الَّذِي تَوَلَّىٰ |
eferaeyte-lleẕî tevellâ. |
Yüz çevireni ve malından biraz verip sonra vermemekte direneni gördün mü?" |
Have you seen the one who turned away |
Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم |
4818 |
527 |
53 |
34 |
27 |
وَأَعْطَىٰ قَلِيلًا وَأَكْدَىٰ |
vea`ṭâ ḳalîlev veekdâ. |
Yüz çevireni ve malından biraz verip sonra vermemekte direneni gördün mü?" |
And gave a little and [then] refrained? |
Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم |
4819 |
527 |
53 |
35 |
27 |
أَعِندَهُ عِلْمُ الْغَيْبِ فَهُوَ يَرَىٰ |
e`indehû `ilmü-lgaybi fehüve yerâ. |
Görülmeyenin ilmi yanında da o mu görüyor? |
Does he have knowledge of the unseen, so he sees? |
Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم |
4820 |
527 |
53 |
36 |
27 |
أَمْ لَمْ يُنَبَّأْ بِمَا فِي صُحُفِ مُوسَىٰ |
em lem yünebbe' bimâ fî ṣuḥufi mûsâ. |
Yoksa Musa'nın ve sözünü yerine getiren İbrahim'in kitablarında olanlar kendisine bildirilmedi mi ki? |
Or has he not been informed of what was in the scriptures of Moses |
Sayfa 527, Cuz 27, النجم, An-Najm—النجم |