Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 523
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4741 523 52 6 27 وَالْبَحْرِ الْمَسْجُورِ velbaḥri-lmescûr. Tura, yayılmış ince deri üzerine satır satır dizilmiş Kitap'a, mamur bir ev olan Kabe'ye, yükseltilmiş tavan gibi göğe, kaynayacak denize and olsun ki, Rabbinin azabı hiç şüphesiz gelecektir. Onu savacak yoktur. And [by] the sea filled [with fire], Sayfa 523, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4742 523 52 7 27 إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَاقِعٌ inne `aẕâbe rabbike levâḳi`. Tura, yayılmış ince deri üzerine satır satır dizilmiş Kitap'a, mamur bir ev olan Kabe'ye, yükseltilmiş tavan gibi göğe, kaynayacak denize and olsun ki, Rabbinin azabı hiç şüphesiz gelecektir. Onu savacak yoktur. Indeed, the punishment of your Lord will occur. Sayfa 523, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4743 523 52 8 27 مَّا لَهُ مِن دَافِعٍ mâ lehû min dâfi`. Tura, yayılmış ince deri üzerine satır satır dizilmiş Kitap'a, mamur bir ev olan Kabe'ye, yükseltilmiş tavan gibi göğe, kaynayacak denize and olsun ki, Rabbinin azabı hiç şüphesiz gelecektir. Onu savacak yoktur. Of it there is no preventer. Sayfa 523, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4744 523 52 9 27 يَوْمَ تَمُورُ السَّمَاءُ مَوْرًا yevme temûru-ssemâü mevrâ. Göğün sarsıldıkça sarsılacağı, dağların yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak! On the Day the heaven will sway with circular motion Sayfa 523, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4745 523 52 10 27 وَتَسِيرُ الْجِبَالُ سَيْرًا vetesîru-lcibâlü seyrâ. Göğün sarsıldıkça sarsılacağı, dağların yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak! And the mountains will pass on, departing - Sayfa 523, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4746 523 52 11 27 فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ feveylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn. Göğün sarsıldıkça sarsılacağı, dağların yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak! Then woe, that Day, to the deniers, Sayfa 523, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4747 523 52 12 27 الَّذِينَ هُمْ فِي خَوْضٍ يَلْعَبُونَ elleẕîne hüm fî ḫavḍiy yel`abûn. Göğün sarsıldıkça sarsılacağı, dağların yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak! Who are in [empty] discourse amusing themselves. Sayfa 523, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4748 523 52 13 27 يَوْمَ يُدَعُّونَ إِلَىٰ نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا yevme yüde``ûne ilâ nâri cehenneme da``â. Cehennem ateşine itildikçe itildikleri gün, onlara: "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur; The Day they are thrust toward the fire of Hell with a [violent] thrust, [its angels will say], Sayfa 523, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4749 523 52 14 27 هَٰذِهِ النَّارُ الَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ hâẕihi-nnâru-lletî küntüm bihâ tükeẕẕibûn. Cehennem ateşine itildikçe itildikleri gün, onlara: "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur; "This is the Fire which you used to deny. Sayfa 523, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 524
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4750 524 52 15 27 أَفَسِحْرٌ هَٰذَا أَمْ أَنتُمْ لَا تُبْصِرُونَ efesiḥrun hâẕâ em entüm lâ tübṣirûn. Bu bir büyü müdür, yoksa hala görmez misiniz? Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık birdir; ancak işlediklerinizin karşılığını görüyorsunuz" denir. Then is this magic, or do you not see? Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4751 524 52 16 27 اصْلَوْهَا فَاصْبِرُوا أَوْ لَا تَصْبِرُوا سَوَاءٌ عَلَيْكُمْ ۖ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ iṣlevhâ faṣbirû ev lâ taṣbirû. sevâün `aleyküm. innemâ tüczevne mâ küntüm ta`melûn. Bu bir büyü müdür, yoksa hala görmez misiniz? Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık birdir; ancak işlediklerinizin karşılığını görüyorsunuz" denir. [Enter to] burn therein; then be patient or impatient - it is all the same for you. You are only being recompensed [for] what you used to do." Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4752 524 52 17 27 إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَعِيمٍ inne-lmütteḳîne fî cennâtiv vene`îm. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şüphesiz, cennetlerde ve Rablerinin kendilerine verdikleriyle zevk duyarak nimetler içindedirler. Rableri onları cehennem azabından korumuştur. Indeed, the righteous will be in gardens and pleasure, Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4753 524 52 18 27 فَاكِهِينَ بِمَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ وَوَقَاهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ fâkihîne bimâ âtâhüm rabbühüm. veveḳâhüm rabbühüm `aẕâbe-lceḥîm. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şüphesiz, cennetlerde ve Rablerinin kendilerine verdikleriyle zevk duyarak nimetler içindedirler. Rableri onları cehennem azabından korumuştur. Enjoying what their Lord has given them, and their Lord protected them from the punishment of Hellfire. Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4754 524 52 19 27 كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئًا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ külû veşrabû henîem bimâ küntüm ta`melûn. Onlara şöyle denir: "İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için." Onlara, ceylan gözlü eşler veririz. [They will be told], "Eat and drink in satisfaction for what you used to do." Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4755 524 52 20 27 مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ سُرُرٍ مَّصْفُوفَةٍ ۖ وَزَوَّجْنَاهُم بِحُورٍ عِينٍ müttekiîne `alâ sürurim maṣfûfeh. vezevvecnâhüm biḥûrin `în. Onlara şöyle denir: "İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için." Onlara, ceylan gözlü eşler veririz. They will be reclining on thrones lined up, and We will marry them to fair women with large, [beautiful] eyes. Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4756 524 52 21 27 وَالَّذِينَ آمَنُوا وَاتَّبَعَتْهُمْ ذُرِّيَّتُهُم بِإِيمَانٍ أَلْحَقْنَا بِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَمَا أَلَتْنَاهُم مِّنْ عَمَلِهِم مِّن شَيْءٍ ۚ كُلُّ امْرِئٍ بِمَا كَسَبَ رَهِينٌ velleẕîne âmenû vettebe`athüm ẕürriyyetühüm biîmânin elḥaḳnâ bihim ẕürriyyetehüm vemâ eletnâhüm min `amelihim min şey'. küllü-mriim bimâ kesebe rahîn. İnanan, soyları da inançta kendilerine uyan kimselere soylarını da katarız. Onların işlediklerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazancına bağlıdır. And those who believed and whose descendants followed them in faith - We will join with them their descendants, and We will not deprive them of anything of their deeds. Every person, for what he earned, is retained. Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4757 524 52 22 27 وَأَمْدَدْنَاهُم بِفَاكِهَةٍ وَلَحْمٍ مِّمَّا يَشْتَهُونَ veemdednâhüm bifâkihetiv velaḥmim mimmâ yeştehûn. Cennette olanlara diledikleri meyve ve etten bol bol veririz. And We will provide them with fruit and meat from whatever they desire. Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4758 524 52 23 27 يَتَنَازَعُونَ فِيهَا كَأْسًا لَّا لَغْوٌ فِيهَا وَلَا تَأْثِيمٌ yetenâza`ûne fîhâ ke'sel lâ lagvun fîhâ velâ te'ŝîm. Orada kadeh tokuştururlar; fakat bunda ne bir saçmalama, ne de bir günaha girme vardır. They will exchange with one another a cup [of wine] wherein [results] no ill speech or commission of sin. Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4759 524 52 24 27 ۞ وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ غِلْمَانٌ لَّهُمْ كَأَنَّهُمْ لُؤْلُؤٌ مَّكْنُونٌ veyeṭûfü `aleyhim gilmânül lehüm keennehüm lü'lüüm meknûn. Sedefteki inciler gibi olan gençler yanlarında dolaşırlar. There will circulate among them [servant] boys [especially] for them, as if they were pearls well-protected. Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4760 524 52 25 27 وَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَسَاءَلُونَ veaḳbele ba`ḍuhüm `alâ ba`ḍiy yetesâelûn. Birbirlerine dönüp soruşurlar: And they will approach one another, inquiring of each other. Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور

Sayfalar

CSV