Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 524
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4761 524 52 26 27 قَالُوا إِنَّا كُنَّا قَبْلُ فِي أَهْلِنَا مُشْفِقِينَ ḳâlû innâ künnâ ḳablü fî ehlinâ müşfiḳîn. Doğrusu bundan önce ailemizin yanında bile korku içindeydik; Allah lütfedip bizi kavurucu azabdan korudu; doğrusu bundan önce de O'na yalvarıyorduk; şüphesiz O, iyilik yapandır, acıyandır derler. They will say, "Indeed, we were previously among our people fearful [of displeasing Allah]. Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4762 524 52 27 27 فَمَنَّ اللَّهُ عَلَيْنَا وَوَقَانَا عَذَابَ السَّمُومِ femenne-llâhü `aleynâ veveḳânâ `aẕâbe-ssemûm. Doğrusu bundan önce ailemizin yanında bile korku içindeydik; Allah lütfedip bizi kavurucu azabdan korudu; doğrusu bundan önce de O'na yalvarıyorduk; şüphesiz O, iyilik yapandır, acıyandır derler. So Allah conferred favor upon us and protected us from the punishment of the Scorching Fire. Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4763 524 52 28 27 إِنَّا كُنَّا مِن قَبْلُ نَدْعُوهُ ۖ إِنَّهُ هُوَ الْبَرُّ الرَّحِيمُ innâ künnâ min ḳablü ned`ûh. innehû hüve-lberru-rraḥîm. Doğrusu bundan önce ailemizin yanında bile korku içindeydik; Allah lütfedip bizi kavurucu azabdan korudu; doğrusu bundan önce de O'na yalvarıyorduk; şüphesiz O, iyilik yapandır, acıyandır derler. Indeed, we used to supplicate Him before. Indeed, it is He who is the Beneficent, the Merciful." Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4764 524 52 29 27 فَذَكِّرْ فَمَا أَنتَ بِنِعْمَتِ رَبِّكَ بِكَاهِنٍ وَلَا مَجْنُونٍ feẕekkir femâ ente bini`meti rabbike bikâhiniv velâ mecnûn. Öğüt ver; Rabbinin nimetiyle sen, ne kahinsin ne de delisin. So remind [O Muhammad], for you are not, by the favor of your Lord, a soothsayer or a madman. Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4765 524 52 30 27 أَمْ يَقُولُونَ شَاعِرٌ نَّتَرَبَّصُ بِهِ رَيْبَ الْمَنُونِ em yeḳûlûne şâ`irun neterabbeṣu bihî raybe-lmenûn. Yoksa senin için şöyle mi derler: "Şairdir, zamanın onun aleyhine dönmesini gözlüyoruz." Or do they say [of you], "A poet for whom we await a misfortune of time?" Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4766 524 52 31 27 قُلْ تَرَبَّصُوا فَإِنِّي مَعَكُم مِّنَ الْمُتَرَبِّصِينَ ḳul terabbeṣû feinnî me`aküm mine-lmüterabbiṣîn. De ki: "Gözleyin, doğrusu ben de sizinle beraber gözlemekteyim." Say, "Wait, for indeed I am, with you, among the waiters." Sayfa 524, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 525
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
4767 525 52 32 27 أَمْ تَأْمُرُهُمْ أَحْلَامُهُم بِهَٰذَا ۚ أَمْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَ em te'müruhüm aḥlâmühüm bihâẕâ em hüm ḳavmün ṭâgûn. Bunu onlara akılları mı buyuruyor? Yoksa onlar azgın bir millet midirler? Or do their minds command them to [say] this, or are they a transgressing people? Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4768 525 52 33 27 أَمْ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُ ۚ بَل لَّا يُؤْمِنُونَ em yeḳûlûne teḳavveleh. bel lâ yü'minûn. Yahut: "Onu kendi uydurdu" diyorlar öyle mi? Hayır, inanmıyorlar. Or do they say, "He has made it up"? Rather, they do not believe. Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4769 525 52 34 27 فَلْيَأْتُوا بِحَدِيثٍ مِّثْلِهِ إِن كَانُوا صَادِقِينَ felye'tû biḥadîŝim miŝlihî in kânû ṣâdiḳîn. Eğer iddialarında samimi iseler Kuran'ın benzeri bir söz meydana getirsinler. Then let them produce a statement like it, if they should be truthful. Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4770 525 52 35 27 أَمْ خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ أَمْ هُمُ الْخَالِقُونَ em ḫuliḳû min gayri şey'in em hümü-lḫâliḳûn. Onlar, yaratan olmaksızın mı yaratıldılar yoksa yaratanlar kendileri midir? Or were they created by nothing, or were they the creators [of themselves]? Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4771 525 52 36 27 أَمْ خَلَقُوا السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ ۚ بَل لَّا يُوقِنُونَ em ḫaleḳu-ssemâvâti vel'arḍ. bel lâ yûḳinûn. Yoksa gökleri ve yeri kendileri mi yarattılar? Hayır, Allah'a kesin olarak inanmıyorlar. Or did they create the heavens and the earth? Rather, they are not certain. Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4772 525 52 37 27 أَمْ عِندَهُمْ خَزَائِنُ رَبِّكَ أَمْ هُمُ الْمُصَيْطِرُونَ em `indehüm ḫazâinü rabbike em hümü-lmüṣayṭirûn. Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Yoksa onlar mı işe hakimdirler? Or have they the depositories [containing the provision] of your Lord? Or are they the controllers [of them]? Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4773 525 52 38 27 أَمْ لَهُمْ سُلَّمٌ يَسْتَمِعُونَ فِيهِ ۖ فَلْيَأْتِ مُسْتَمِعُهُم بِسُلْطَانٍ مُّبِينٍ em lehüm süllemüy yestemi`ûne fîh. felye'ti müstemi`uhüm bisülṭânim mübîn. Yoksa, üzerine çıkıp vahiy dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse, dinleyenleri açık bir delil getirsin. Or have they a stairway [into the heaven] upon which they listen? Then let their listener produce a clear authority. Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4774 525 52 39 27 أَمْ لَهُ الْبَنَاتُ وَلَكُمُ الْبَنُونَ em lehü-lbenâtü velekümü-lbenûn. Demek kızlar Allah'ın, oğullar sizin öyle mi? Or has He daughters while you have sons? Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4775 525 52 40 27 أَمْ تَسْأَلُهُمْ أَجْرًا فَهُم مِّن مَّغْرَمٍ مُّثْقَلُونَ em tes'elühüm ecran fehüm mim magramim müŝḳalûn. Yahut sen onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar? Or do you, [O Muhammad], ask of them a payment, so they are by debt burdened down? Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4776 525 52 41 27 أَمْ عِندَهُمُ الْغَيْبُ فَهُمْ يَكْتُبُونَ em `indehümü-lgaybü fehüm yektübûn. Veya, görülmeyeni bilmek kendilerine aittir de, onlar mı yazıyorlar? Or have they [knowledge of] the unseen, so they write [it] down? Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4777 525 52 42 27 أَمْ يُرِيدُونَ كَيْدًا ۖ فَالَّذِينَ كَفَرُوا هُمُ الْمَكِيدُونَ em yürîdûne keydâ. felleẕîne keferû hümü-lmekîdûn. Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Ama o tuzağa yakalanacak olanlar inkar edenlerdir. Or do they intend a plan? But those who disbelieve - they are the object of a plan. Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4778 525 52 43 27 أَمْ لَهُمْ إِلَٰهٌ غَيْرُ اللَّهِ ۚ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا يُشْرِكُونَ em lehüm ilâhün gayru-llâh. sübḥâne-llâhi `ammâ yüşrikûn. Yoksa Allah'tan başka bir tanrıları mı vardır? Allah, onların ortak koşmalarından münezzehtir. Or have they a deity other than Allah? Exalted is Allah above whatever they associate with Him. Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4779 525 52 44 27 وَإِن يَرَوْا كِسْفًا مِّنَ السَّمَاءِ سَاقِطًا يَقُولُوا سَحَابٌ مَّرْكُومٌ veiy yerav kisfem mine-ssemâi sâḳiṭay yeḳûlû seḥâbüm merkûm. Gökten azap olarak düşen bir parça görseler: "Bulut kümesidir" derler. And if they were to see a fragment from the sky falling, they would say, "[It is merely] clouds heaped up." Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور
4780 525 52 45 27 فَذَرْهُمْ حَتَّىٰ يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي فِيهِ يُصْعَقُونَ feẕerhüm ḥattâ yülâḳû yevmehümü-lleẕî fîhi yuṣ`aḳûn. Çarpılacakları güne erişmelerine kadar onları bırak. So leave them until they meet their Day in which they will be struck insensible - Sayfa 525, Cuz 27, الطور, At-tur—الطور

Sayfalar

CSV