Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 311
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2341 311 19 91 16 أَن دَعَوْا لِلرَّحْمَٰنِ وَلَدًا en de`av lirraḥmâni veledâ. Rahman'a çocuk isnat etmelerinden ötürü neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar göçecekti. That they attribute to the Most Merciful a son. Sayfa 311, Cuz 16, مريم, Maryam—مريم
2342 311 19 92 16 وَمَا يَنبَغِي لِلرَّحْمَٰنِ أَن يَتَّخِذَ وَلَدًا vemâ yembegî lirraḥmâni ey yetteḫiẕe veledâ. Oysa Rahman'a çocuk edinmek yaraşmaz, çünkü göklerde ve yerde olan her şey Rahman'a baş eğmiş kul olarak gelecektir. And it is not appropriate for the Most Merciful that He should take a son. Sayfa 311, Cuz 16, مريم, Maryam—مريم
2343 311 19 93 16 إِن كُلُّ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِلَّا آتِي الرَّحْمَٰنِ عَبْدًا in küllü men fi-ssemâvâti vel'arḍi illâ âti-rraḥmâni `abdâ. Oysa Rahman'a çocuk edinmek yaraşmaz, çünkü göklerde ve yerde olan her şey Rahman'a baş eğmiş kul olarak gelecektir. There is no one in the heavens and earth but that he comes to the Most Merciful as a servant. Sayfa 311, Cuz 16, مريم, Maryam—مريم
2344 311 19 94 16 لَّقَدْ أَحْصَاهُمْ وَعَدَّهُمْ عَدًّا leḳad aḥṣâhüm ve`addehüm `addâ. And olsun ki onların adedini bilmiş ve teker teker saymıştır. He has enumerated them and counted them a [full] counting. Sayfa 311, Cuz 16, مريم, Maryam—مريم
2345 311 19 95 16 وَكُلُّهُمْ آتِيهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَرْدًا veküllühüm âtîhi yevme-lḳiyâmeti ferdâ. Kıyamet günü hepsi O'na tek olarak gelecektir. And all of them are coming to Him on the Day of Resurrection alone. Sayfa 311, Cuz 16, مريم, Maryam—مريم
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 312
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2346 312 19 96 16 إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمَٰنُ وُدًّا inne-lleẕîne âmenû ve`amilu-ṣṣâliḥâti seyec`alü lehümü-rraḥmânü vuddâ. İnanıp yararlı iş işleyenleri Rahman sevgili kılacaktır. Indeed, those who have believed and done righteous deeds - the Most Merciful will appoint for them affection. Sayfa 312, Cuz 16, مريم, Maryam—مريم
2347 312 19 97 16 فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ الْمُتَّقِينَ وَتُنذِرَ بِهِ قَوْمًا لُّدًّا feinnemâ yessernâhü bilisânike litübeşşira bihi-lmütteḳîne vetünẕira bihî ḳavmel lüddâ. Biz Kuran'ı Allah'a karşı gelmekten sakınanları müjdelemen ve inatçı milleti uyarman için senin dilinde indirerek kolaylaştırdık. So, [O Muhammad], We have only made Qur'an easy in the Arabic language that you may give good tidings thereby to the righteous and warn thereby a hostile people. Sayfa 312, Cuz 16, مريم, Maryam—مريم
2348 312 19 98 16 وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُم مِّن قَرْنٍ هَلْ تُحِسُّ مِنْهُم مِّنْ أَحَدٍ أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًا vekem ehleknâ ḳablehüm min ḳarn. hel tüḥissü minhüm min eḥadin ev tesme`u lehüm rikzâ. Onlardan önce nice nesilleri yok ettik, şimdi onlardan hiçbirini duyuyor veya bir ses işitiyor musun? And how many have We destroyed before them of generations? Do you perceive of them anyone or hear from them a sound? Sayfa 312, Cuz 16, مريم, Maryam—مريم
2349 312 20 1 16 بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ طه ṭâ-hâ. Ta, Ha. Ta, Ha. Sayfa 312, Cuz 16, طه, Taha—طه
2350 312 20 2 16 مَا أَنزَلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لِتَشْقَىٰ mâ enzelnâ `aleyke-lḳur'âne liteşḳâ. Kuran'ı sana, sıkıntıya düşeşin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt ve yeri ve yüce gökleri yaratanın katından bir Kitap olarak indirdik. We have not sent down to you the Qur'an that you be distressed Sayfa 312, Cuz 16, طه, Taha—طه
2351 312 20 3 16 إِلَّا تَذْكِرَةً لِّمَن يَخْشَىٰ illâ teẕkiratel limey yaḫşâ. Kuran'ı sana, sıkıntıya düşeşin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt ve yeri ve yüce gökleri yaratanın katından bir Kitap olarak indirdik. But only as a reminder for those who fear [Allah] - Sayfa 312, Cuz 16, طه, Taha—طه
2352 312 20 4 16 تَنزِيلًا مِّمَّنْ خَلَقَ الْأَرْضَ وَالسَّمَاوَاتِ الْعُلَى tenzîlem mimmen ḫaleḳa-l'arḍa vessemâvâti-l`ulâ. Kuran'ı sana, sıkıntıya düşeşin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt ve yeri ve yüce gökleri yaratanın katından bir Kitap olarak indirdik. A revelation from He who created the earth and highest heavens, Sayfa 312, Cuz 16, طه, Taha—طه
2353 312 20 5 16 الرَّحْمَٰنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَىٰ erraḥmânü `ale-l`arşi-stevâ. Rahman arşa hükmetmektedir. The Most Merciful [who is] above the Throne established. Sayfa 312, Cuz 16, طه, Taha—طه
2354 312 20 6 16 لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَمَا تَحْتَ الثَّرَىٰ lehû mâ fi-ssemâvâti vemâ fi-l'arḍi vemâ beynehümâ vemâ taḥte-ŝŝerâ. Göklerde ve yerde, her ikisi arasında ve toprağın altında bulunanlar O'nundur. To Him belongs what is in the heavens and what is on the earth and what is between them and what is under the soil. Sayfa 312, Cuz 16, طه, Taha—طه
2355 312 20 7 16 وَإِن تَجْهَرْ بِالْقَوْلِ فَإِنَّهُ يَعْلَمُ السِّرَّ وَأَخْفَى vein techer bilḳavli feinnehû ya`lemü-ssirra veaḫfâ. Sen sözü istersen açığa vur, şüphesiz O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. And if you speak aloud - then indeed, He knows the secret and what is [even] more hidden. Sayfa 312, Cuz 16, طه, Taha—طه
2356 312 20 8 16 اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۖ لَهُ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَىٰ allâhü lâ ilâhe illâ hû. lehü-l'esmâü-lḥusnâ. Allah'tan başka tanrı yoktur, en güzel isimler O'nundur. Allah - there is no deity except Him. To Him belong the best names. Sayfa 312, Cuz 16, طه, Taha—طه
2357 312 20 9 16 وَهَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَىٰ vehel etâke ḥadîŝü mûsâ. Musa'nın başından geçen olay sana geldi mi? And has the story of Moses reached you? - Sayfa 312, Cuz 16, طه, Taha—طه
2358 312 20 10 16 إِذْ رَأَىٰ نَارًا فَقَالَ لِأَهْلِهِ امْكُثُوا إِنِّي آنَسْتُ نَارًا لَّعَلِّي آتِيكُم مِّنْهَا بِقَبَسٍ أَوْ أَجِدُ عَلَى النَّارِ هُدًى iẕ raâ nâran feḳâle liehlihi-mküŝû innî ânestü nâral le`allî âtîküm minhâ biḳabesin ev ecidü `ale-nnâri hüdâ. O, bir ateş görmüştü de, ailesine: "Durun, ben bir ateş gördüm, ya ondan size bir kor getirir, ya da ateşin yanında bir yol gösteren bulurum" demişti. When he saw a fire and said to his family, "Stay here; indeed, I have perceived a fire; perhaps I can bring you a torch or find at the fire some guidance." Sayfa 312, Cuz 16, طه, Taha—طه
2359 312 20 11 16 فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِيَ يَا مُوسَىٰ felemmâ etâhâ nûdiye yâ mûsâ. Musa ateşin yanına gelince: "Ey Musa!" diye seslenildi: And when he came to it, he was called, "O Moses, Sayfa 312, Cuz 16, طه, Taha—طه
2360 312 20 12 16 إِنِّي أَنَا رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَ ۖ إِنَّكَ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًى innî ene rabbüke faḫla` na`leyk. inneke bilvâdi-lmüḳaddesi ṭuvâ. Ben şüphesiz senin Rabbinim; ayağındakileri çıkar; çünkü sen, kutsal bir vadi olan Tuva'dasın. Indeed, I am your Lord, so remove your sandals. Indeed, you are in the sacred valley of Tuwa. Sayfa 312, Cuz 16, طه, Taha—طه

Sayfalar

CSV