Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 314
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2381 314 20 33 16 كَيْ نُسَبِّحَكَ كَثِيرًا key nüsebbiḥake keŝîrâ. Musa: "Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz ki sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun'u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki Seni daha çok tesbih edelim ve çokça analım. Şüphesiz Sen bizi görmektesin" dedi. That we may exalt You much Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2382 314 20 34 16 وَنَذْكُرَكَ كَثِيرًا veneẕkürake keŝîrâ. Musa: "Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz ki sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun'u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki Seni daha çok tesbih edelim ve çokça analım. Şüphesiz Sen bizi görmektesin" dedi. And remember You much. Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2383 314 20 35 16 إِنَّكَ كُنتَ بِنَا بَصِيرًا inneke künte binâ beṣîrâ. Musa: "Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz ki sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim Harun'u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl ki Seni daha çok tesbih edelim ve çokça analım. Şüphesiz Sen bizi görmektesin" dedi. Indeed, You are of us ever Seeing." Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2384 314 20 36 16 قَالَ قَدْ أُوتِيتَ سُؤْلَكَ يَا مُوسَىٰ ḳâle ḳad ûtîte sü'leke yâ mûsâ. Allah: "Ey Musa! İstediğin sana verildi" dedi, "Zaten sana başka bir defa da iyilikte bulunmuş ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik: Musa'yı bir sandığa koy da suya bırak; su onu kıyıya atar, Bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Gözümün önünde yetişesin diye seni sevimli kıldım." [Allah] said, "You have been granted your request, O Moses. Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2385 314 20 37 16 وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَيْكَ مَرَّةً أُخْرَىٰ veleḳad menennâ `aleyke merraten uḫrâ. Allah: "Ey Musa! İstediğin sana verildi" dedi, "Zaten sana başka bir defa da iyilikte bulunmuş ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik: Musa'yı bir sandığa koy da suya bırak; su onu kıyıya atar, Bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Gözümün önünde yetişesin diye seni sevimli kıldım." And We had already conferred favor upon you another time, Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2386 314 20 38 16 إِذْ أَوْحَيْنَا إِلَىٰ أُمِّكَ مَا يُوحَىٰ iẕ evḥaynâ ilâ ümmike mâ yûḥâ. Allah: "Ey Musa! İstediğin sana verildi" dedi, "Zaten sana başka bir defa da iyilikte bulunmuş ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik: Musa'yı bir sandığa koy da suya bırak; su onu kıyıya atar, Bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Gözümün önünde yetişesin diye seni sevimli kıldım." When We inspired to your mother what We inspired, Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2387 314 20 39 16 أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِّي وَعَدُوٌّ لَّهُ ۚ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِّنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَىٰ عَيْنِي eni-ḳẕifîhi fi-ttâbûti faḳẕifîhi fi-lyemmi felyülḳihi-lyemmü bissâḥili ye'ḫuẕhü `adüvvül lî ve`adüvvul leh. veelḳaytü `aleyke meḥabbetem minnî. velituṣne`a `alâ `aynî. Allah: "Ey Musa! İstediğin sana verildi" dedi, "Zaten sana başka bir defa da iyilikte bulunmuş ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik: Musa'yı bir sandığa koy da suya bırak; su onu kıyıya atar, Bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Gözümün önünde yetişesin diye seni sevimli kıldım." [Saying], 'Cast him into the chest and cast it into the river, and the river will throw it onto the bank; there will take him an enemy to Me and an enemy to him.' And I bestowed upon you love from Me that you would be brought up under My eye. Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2388 314 20 40 16 إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ مَن يَكْفُلُهُ ۖ فَرَجَعْنَاكَ إِلَىٰ أُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ ۚ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا ۚ فَلَبِثْتَ سِنِينَ فِي أَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلَىٰ قَدَرٍ يَا مُوسَىٰ iẕ temşî uḫtüke feteḳûlü hel edüllüküm `alâ mey yekfülüh. feraca`nâke ilâ ümmike key teḳarra `aynühâ velâ taḥzen. veḳatelte nefsen fenecceynâke mine-lgammi vefetennâke fütûnâ. felebiŝte sinîne fî ehli medyene ŝümme ci'te `alâ ḳaderiy yâ mûsâ. Kızkardeşin Firavun'un sarayına giderek: "Ona bakacak birini size göstereyim mi?" diyordu. Böylece, annen üzülmesin, sevinsin diye, seni ona iade etmiştik. Sen bir cana kıymıştın, seni üzüntüden kurtarmış ve seni birçok musibetlerle denemiştik. Bunun için, Medyen halkı arasında yıllarca kalmıştın. Sonra, ey Musa, peygamberlik görevini yüklenecek bir yaşa gelince dönüp geldin. [And We favored you] when your sister went and said, 'Shall I direct you to someone who will be responsible for him?' So We restored you to your mother that she might be content and not grieve. And you killed someone, but We saved you from retaliation and tried you with a [severe] trial. And you remained [some] years among the people of Madyan. Then you came [here] at the decreed time, O Moses. Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2389 314 20 41 16 وَاصْطَنَعْتُكَ لِنَفْسِي vaṣṭana`tüke linefsî. Seni kendim için ayırdım. And I produced you for Myself. Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2390 314 20 42 16 اذْهَبْ أَنتَ وَأَخُوكَ بِآيَاتِي وَلَا تَنِيَا فِي ذِكْرِي iẕheb ente veeḫûke biâyâtî velâ teniyâ fî ẕikrî. Sen ve kardeşin, ayetlerimle gidin; beni anmakta gevşek davranmayın. Go, you and your brother, with My signs and do not slacken in My remembrance. Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2391 314 20 43 16 اذْهَبَا إِلَىٰ فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَىٰ iẕhebâ ilâ fir`avne innehû ṭagâ. Firavun'a gidin, doğrusu o azmıştır. Go, both of you, to Pharaoh. Indeed, he has transgressed. Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2392 314 20 44 16 فَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَّيِّنًا لَّعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ أَوْ يَخْشَىٰ feḳûlâ lehû ḳavlel leyyinel le`allehû yeteẕekkeru ev yaḫşâ. Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt dinler veya korkar. And speak to him with gentle speech that perhaps he may be reminded or fear [Allah]." Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2393 314 20 45 16 قَالَا رَبَّنَا إِنَّنَا نَخَافُ أَن يَفْرُطَ عَلَيْنَا أَوْ أَن يَطْغَىٰ ḳâlâ rabbenâ innenâ neḫâfü ey yefruṭa `aleynâ ev ey yaṭgâ. Musa ve kardeşi: "Rabbimiz! Onun bize kötülük etmesinden veya azgınlığının artmasından korkarız" dediler. They said, "Our Lord, indeed we are afraid that he will hasten [punishment] against us or that he will transgress." Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2394 314 20 46 16 قَالَ لَا تَخَافَا ۖ إِنَّنِي مَعَكُمَا أَسْمَعُ وَأَرَىٰ ḳâle lâ teḫâfâ innenî me`akümâ esme`u veerâ. Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: "Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu." [Allah] said, "Fear not. Indeed, I am with you both; I hear and I see. Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2395 314 20 47 16 فَأْتِيَاهُ فَقُولَا إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْ ۖ قَدْ جِئْنَاكَ بِآيَةٍ مِّن رَّبِّكَ ۖ وَالسَّلَامُ عَلَىٰ مَنِ اتَّبَعَ الْهُدَىٰ fe'tiyâhü feḳûlâ innâ rasûlâ rabbike feersil me`anâ benî isrâîle velâ tü`aẕẕibhüm. ḳad ci'nâke biâyetim mir rabbik. vesselâmü `alâ meni-ttebe`a-lhüdâ. Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: "Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu." So go to him and say, 'Indeed, we are messengers of your Lord, so send with us the Children of Israel and do not torment them. We have come to you with a sign from your Lord. And peace will be upon he who follows the guidance. Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2396 314 20 48 16 إِنَّا قَدْ أُوحِيَ إِلَيْنَا أَنَّ الْعَذَابَ عَلَىٰ مَن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ innâ ḳad ûḥiye ileynâ enne-l`aẕâbe `alâ men keẕẕebe vetevellâ. Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: "Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu." Indeed, it has been revealed to us that the punishment will be upon whoever denies and turns away.' " Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2397 314 20 49 16 قَالَ فَمَن رَّبُّكُمَا يَا مُوسَىٰ ḳâle femer rabbükümâ yâ mûsâ. Firavun: "Musa! Rabbiniz kimdir?" dedi. [Pharaoh] said, "So who is the Lord of you two, O Moses?" Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2398 314 20 50 16 قَالَ رَبُّنَا الَّذِي أَعْطَىٰ كُلَّ شَيْءٍ خَلْقَهُ ثُمَّ هَدَىٰ ḳâle rabbüne-lleẕî a`ṭâ külle şey'in ḫalḳahû ŝümme hedâ. Musa: "Rabbimiz, her şeye ayrı bir özellik veren, sonra doğru yola eriştirendir" dedi. He said, "Our Lord is He who gave each thing its form and then guided [it]." Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
2399 314 20 51 16 قَالَ فَمَا بَالُ الْقُرُونِ الْأُولَىٰ ḳâle femâ bâlü-lḳurûni-l'ûlâ. Firavun: "Öyleyse önceki nesillerin durumu ne oluyor?" dedi. [Pharaoh] said, "Then what is the case of the former generations?" Sayfa 314, Cuz 16, طه, Taha—طه
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 315
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
2400 315 20 52 16 قَالَ عِلْمُهَا عِندَ رَبِّي فِي كِتَابٍ ۖ لَّا يَضِلُّ رَبِّي وَلَا يَنسَى ḳâle `ilmühâ `inde rabbî fî kitâb. lâ yeḍillü rabbî velâ yensâ. Musa: "Onların bilgisi Rabbimin katında yazılıdır. Rabbim şaşırmaz ve unutmaz." dedi. [Moses] said, "The knowledge thereof is with my Lord in a record. My Lord neither errs nor forgets." Sayfa 315, Cuz 16, طه, Taha—طه

Sayfalar

CSV