
`uẕran ev nüẕrâ.
Türkçe:
Özür yahut uyarı için,
İngilizce:
Whether of Justification or of Warning;-
Fransızca:
En guise d'excuse ou d'avertissement ! !
Almanca:
sei es eine Entschuldigung oder Warnung!
Rusça:
для оправдания или предостережения.
Arapça:
عُذْرًا أَوْ نُذْرًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gerek özür için olsun, gerek uyarı için,
Diyanet Vakfı:
(Allah'a yönelenleri) arıtmak, (kötüleri) sakındırmak için.

innemâ tû`adûne levâḳi`.
Türkçe:
Ki size duyurulmuş olan mutlaka gerçekleşecektir.
İngilizce:
Assuredly, what ye are promised must come to pass.
Fransızca:
Ce qui vous est promis est inéluctable.
Almanca:
Gewiß, das, was euch angedroht wird, wird sich doch ereignen.
Rusça:
Обещанное вам непременно сбудется.
Arapça:
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Herhalde size vaad olunan kesinlikle olacaktır.
Diyanet Vakfı:
Bilin ki size vadolunan şey gerçekleşecek!

feiẕe-nnücûmü ṭumiset.
Türkçe:
Yıldızlar silinip süpürüldüğünde,
İngilizce:
Then when the stars become dim;
Fransızca:
Quand donc les étoiles seront effacées,
Almanca:
Also wenn die Sterne verwischt werden,
Rusça:
Когда погаснут звезды,
Arapça:
فَإِذَا النُّجُومُ طُمِسَتْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hani o yıldızlar silindiği zaman,
Diyanet Vakfı:
Yıldızların ışığı söndürüldüğü zaman,

veiẕe-ssemâü füricet.
Türkçe:
Gök yarıldığında,
İngilizce:
When the heaven is cleft asunder;
Fransızca:
et que le ciel sera fendu,
Almanca:
und wenn der Himmel mit Öffnung versehen wird,
Rusça:
когда расколется небо,
Arapça:
وَإِذَا السَّمَاءُ فُرِجَتْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gök yarıldığı zaman,
Diyanet Vakfı:
Gökkubbe yarıldığı zaman,

veiẕe-lcibâlü nüsifet.
Türkçe:
Dağlar un-ufak edilip savrulduğunda,
İngilizce:
When the mountains are scattered (to the winds) as dust;
Fransızca:
et que les montagnes seront pulvérisées,
Almanca:
und wenn die Berge zertrümmert werden,
Rusça:
когда развеются горы,
Arapça:
وَإِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dağlar savrulduğu zaman,
Diyanet Vakfı:
Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,

veiẕe-rrusülü üḳḳitet.
Türkçe:
Resuller vakte bağlandığında,
İngilizce:
And when the messengers are (all) appointed a time (to collect);-
Fransızca:
et que le moment (pour la réunion) des Messagers a été fixé ! ...
Almanca:
und wenn den Gesandten ein Termin festgelegt wird,
Rusça:
когда посланникам будет установлен срок.
Arapça:
وَإِذَا الرُّسُلُ أُقِّتَتْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Elçiler, tayin edilen vakitlerine erdirildikleri zaman,
Diyanet Vakfı:
Peygamberlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyamet kopmuştur).

lieyyi yevmin üccilet.
Türkçe:
Hangi gün için vakte bağlandılar?
İngilizce:
For what Day are these (portents) deferred?
Fransızca:
A quel jour tout cela a-t-il été renvoyé ?
Almanca:
zum Tag, zu dem ihr Aufschub gewährt wurde,
Rusça:
До какого дня отсрочено?
Arapça:
لِأَيِّ يَوْمٍ أُجِّلَتْ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunlar hangi güne ertelendiler?
Diyanet Vakfı:
(Bu alametler) hangi vakte ertelenmiştir?

liyevmi-lfaṣl.
Türkçe:
Ayrım ve hüküm günü için.
İngilizce:
For the Day of Sorting out.
Fransızca:
Au Jour de la Décision. [le Jugement] !
Almanca:
zum Tag des Richtens,
Rusça:
До Дня различения!
Arapça:
لِيَوْمِ الْفَصْلِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hüküm gününe..
Diyanet Vakfı:
Ayırım gününe.

vemâ edrâke mâ yevmü-lfaṣl.
Türkçe:
Ayrım ve hüküm gününü sana bildiren nedir?
İngilizce:
And what will explain to thee what is the Day of Sorting out?
Fransızca:
Et qui te dira ce qu'est le Jour de la Décision ?
Almanca:
und was weißt du, was der Tag des Richtens ist?!
Rusça:
Откуда ты мог знать, что такое День различения?
Arapça:
وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الْفَصْلِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bildin mi, nedir o hüküm günü?
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) Ayırım gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin!

veylüy yevmeiẕil lilmükeẕẕibîn.
Türkçe:
Yalanlayanların vay haline o gün!
İngilizce:
Ah woe, that Day, to the Rejecters of Truth!
Fransızca:
Malheur, ce jour-là, à ceux qui criaient au mensonge.
Almanca:
Niedergang ist an diesem Tag für die Ableugnenden bestimmt!
Rusça:
Горе в тот день обвиняющим во лжи!
Arapça:
وَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِّلْمُكَذِّبِينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gün yalanlayanların vay haline!
Diyanet Vakfı:
O gün (Peygamber'i ve ahireti) yalan sayanların vay haline!
Sayfalar
