Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

77

Sûredeki Ayet No: 

10

Ayet No: 

5632

Sayfa No: 

580

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِذَا الْجِبَالُ نُسِفَتْ

Çeviriyazı: 

veiẕe-lcibâlü nüsifet.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Dağlar savrulduğu zaman,

Diyanet İşleri: 

Dağlar pamuk gibi atıldığı zaman,

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve dağlar, yerlerinden kopup dümdüz olunca.

Şaban Piriş: 

Dağlar un ufak savrulduğu zaman

Edip Yüksel: 

Dağların ufalanıp savrulduğu,

Ali Bulaç: 

Dağlar, kökünden sökülüp savurulduğu zaman,

Suat Yıldırım: 

Dağlar parçalanıp savrulduğu zaman,

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve o an ki, dağlar dağılıverir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dağlar un-ufak edilip savrulduğunda,

Bekir Sadak: 

(16-17) Oncekileri yok etmedik mi? Ardindan, sonrakileri de onlara katariz.

İbni Kesir: 

Dağlar atıldığı zaman,

Adem Uğur: 

Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,

İskender Ali Mihr: 

Ve o zaman dağlar dağılmıştır.

Celal Yıldırım: 

Dağlar yerinden kopup savrulduğu zaman,

Tefhim ul Kuran: 

Dağlar, kökünden sökülüp savurulduğu zaman,

Fransızca: 

et que les montagnes seront pulvérisées,

İspanyolca: 

cuando las montañas sean reducidas a polvo,

İtalyanca: 

e le montagne saranno disperse

Almanca: 

und wenn die Berge zertrümmert werden,

Çince: 

当山峦飞扬的时候,

Hollandaca: 

Als de bergen zullen uiteenstuiven.

Rusça: 

когда развеются горы,

Somalice: 

Oo Buuraha la Rujiyo.

Swahilice: 

Na milima itakapo peperushwa,

Uygurca: 

تاغلار تىتىلىپ (شامالدا ئۇچۇپ يۈرگەن زەررىلەردەك) ئۇچۇپ يۈرگەن چاغدا

Japonca: 

山々が塵のように運び去られる時,

Arapça (Ürdün): 

«وإذا الجبال نسفت» فتتت وسيرت.

Hintçe: 

और जब पहाड़ (रूई की तरह) उड़े उड़े फिरेंगे

Tayca: 

และเมื่อภูเขาถูกแตกออกเป็นผุยผง

İbranice: 

וההרים יתפוררו

Hırvatça: 

i kada se planine u prah zdrobe,

Rumence: 

când munţii vor fi în ţăndări aruncaţi,

Transliteration: 

Waitha aljibalu nusifat

Türkçe: 

Dağlar un-ufak edilip savrulduğunda,

Sahih International: 

And when the mountains are blown away

İngilizce: 

When the mountains are scattered (to the winds) as dust;

Azerbaycanca: 

Dağlar parça-parça olub dağılacağı (toz kimi havada uçacağı);

Süleyman Ateş: 

Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,

Diyanet Vakfı: 

Dağlar ufalanıp savrulduğu zaman,

Erhan Aktaş: 

Dağlar ufalanıp savrulduğunda;

Kral Fahd: 

dağlar ufalanıp savrulduğu

Hasan Basri Çantay: 

dağlar (yerinden koparılıb) savurulduğu zaman,

Muhammed Esed: 

ve dağlar toz gibi ufalandığı zaman,

Gültekin Onan: 

Dağlar, kökünden sökülüp savurulduğu zaman,

Ali Fikri Yavuz: 

Dağlar (yerlerinden) sökülüp savrulduğu zaman,

Portekizce: 

Quando as montanhas forem desintegradas,

İsveççe: 

och bergen [smulas sönder till stoft] som skingras för vinden,

Farsça: 

و آن زمان که کوه ها از بیخ و بن کنده شوند.

Kürtçe: 

وە کاتێك کێوەکان لە بێخ ھێنران وتەخت کران

Özbekçe: 

Ва вақтики, тоғлар кўчирилса.

Malayca: 

Dan apabila gunung-ganang hancur lebur berterbangan;

Arnavutça: 

dhe kur malet të shkapërderdhen

Bulgarca: 

и когато планините бъдат разпилени,

Sırpça: 

и када се планине здробе у прах,

Çekçe: 

až hory rozprášeny budou,

Urduca: 

اور پہاڑ دھنک ڈالے جائیں گے

Tacikçe: 

ва он гоҳ ки кӯҳҳо пора-пора гарданд

Tatarca: 

Дәхи таулар тетелеп очсалар.

Endonezyaca: 

dan apabila gunung-gunung telah dihancurkan menjadi debu,

Amharca: 

ጋራዎችም በተንኮተኮቱ ጊዜ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், மலைகள் சுக்கு நூறாக பொசுக்கப்படும்போது,

Korece: 

산들이 먼지가 되어 휘날려 가고

Vietnamca: 

Khi những quả núi bị thổi bay như bụi.