
feṣalli lirabbike venḥar.
Arapça:
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ
Türkçe:
O halde, sen de Rabbin için namaz kıl/dua et ve göğsünü gererek dimdik dur/sağ elini sol elinin üzerine koyup kıyam et/namazı vakti girer girmez kıl/kavrayışını bilgi ile derinleştir/eti yenecek hayvan kes!
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Öyleyse Rabb'in için namaz kıl ve kurban kes.
Diyanet Vakfı:
Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.
İngilizce:
Therefore to thy Lord turn in Prayer and Sacrifice.
Fransızca:
Accomplis la Salat pour ton Seigneur et sacrifie.
Almanca:
so verrichte das rituelle Gebet für deinen HERRN und schächte!
Rusça:
Посему совершай намаз ради своего Господа и закалывай жертву.
Açıklama:

inne şânieke hüve-l'ebter.
Arapça:
إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
Türkçe:
Kuşkun olmasın ki, ebter/soyu kesik, seni kötüleyenin ta kendisidir!
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Muhakkak ki sonu kesik olan, sana buğzedendir.
Diyanet Vakfı:
Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir.
İngilizce:
For he who hateth thee, he will be cut off (from Future Hope).
Fransızca:
Celui qui te hait sera certes, sans postérité.
Almanca:
Gewiß, dein Verleumder ist derjenige ohne Stammhalter.
Rusça:
Воистину, твой ненавистник сам окажется бездетным.
Açıklama:

ḳul yâ eyyühe-lkâfirûn.
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ
Türkçe:
De ki: "Ey nankör kâfirler!
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: Ey kâfirler
Diyanet Vakfı:
Ey Muhammed! De ki: "Ey kafirler!
İngilizce:
Say : O ye that reject Faith!
Fransızca:
Dis : "ô vous les infidèles !
Almanca:
Sag: "Ihr Kafir!
Rusça:
Скажи: "О неверующие!
Açıklama:

lâ a`büdü mâ ta`büdûn.
Arapça:
لَا أَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَ
Türkçe:
Kulluk etmem sizin kulluk ettiğinize.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sizin taptıklarınıza ben tapmam.
Diyanet Vakfı:
"Ben sizin taptıklarınıza tapmam."
İngilizce:
I worship not that which ye worship,
Fransızca:
Je n'adore pas ce que vous adorez.
Almanca:
Ich diene nicht dem, was ihr dient,
Rusça:
Я не поклоняюсь тому, чему поклоняетесь вы,
Açıklama:

velâ entüm `âbidûne mâ a`büd.
Arapça:
وَلَا أَنتُمْ عَابِدُونَ مَا أَعْبُدُ
Türkçe:
Siz de ibadet etmezsiniz benim ibadet ettiğime.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz.
Diyanet Vakfı:
"Benim taptıgıma da sizler tapmazsınız."
İngilizce:
Nor will ye worship that which I worship.
Fransızca:
Et vous n'êtes pas adorateurs de ce que j'adore.
Almanca:
und ihr seid nicht Diener Dessen, Dem ich diene.
Rusça:
а вы не поклоняетесь Тому, Кому поклоняюсь я.
Açıklama:

velâ ene `âbidüm mâ `abettüm.
Arapça:
وَلَا أَنَا عَابِدٌ مَّا عَبَدتُّمْ
Türkçe:
Kul değilim sizin taptığınıza,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim.
Diyanet Vakfı:
"Ben de sizin taptığınıza tapacak dağilim."
İngilizce:
And I will not worship that which ye have been wont to worship,
Fransızca:
Je ne suis pas adorateur de ce que vous adorez.
Almanca:
Und ich bin nicht Diener Dessen, was ihr gedient habt,
Rusça:
Я не поклоняюсь так, как поклоняетесь вы (или тому, чему поклоняетесь вы),
Açıklama:

velâ entüm `âbidûne mâ a`büd.
Arapça:
وَلَا أَنتُمْ عَابِدُونَ مَا أَعْبُدُ
Türkçe:
Ve ibadet edenler değilsiniz benim ibadet ettiğime.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.
Diyanet Vakfı:
"Benim taptığıma da sizler tapmıyorsunuz."
İngilizce:
Nor will ye worship that which I worship.
Fransızca:
Et vous n'êtes pas adorateurs de ce que j'adore.
Almanca:
und ihr seid nicht Diener Dessen, Dem ich diene.
Rusça:
а вы не поклоняетесь так, как поклоняюсь я (или Тому, Кому поклоняюсь я).
Açıklama:

leküm dînüküm veliye dîn.
Arapça:
لَكُمْ دِينُكُمْ وَلِيَ دِينِ
Türkçe:
Sizin dininiz size, benim dinim bana!"
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sizin dininiz size, benim dinim banadır.
Diyanet Vakfı:
"Sizin dininiz size, benim dinim banadır."
İngilizce:
To you be your Way, and to me mine.
Fransızca:
A vous votre religion, et à moi ma religion".
Almanca:
Euch ist euer Din und mir ist mein Din."
Rusça:
Вы исповедуете свою религию, а я исповедую свою!"
Açıklama:

iẕâ câe naṣru-llâhi velfetḥ.
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِذَا جَاءَ نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ
Türkçe:
Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde,
Diyanet Vakfı:
Allah'ın yardımı ve zaferi geldiği,
İngilizce:
When comes the Help of Allah, and Victory,
Fransızca:
Lorsque vient le secours d'Allah ainsi que la victoire,
Almanca:
Wenn ALLAHs Beistand und der Sieg kommt
Rusça:
Когда придет помощь Аллаха и настанет победа,
Açıklama:

veraeyte-nnâse yedḫulûne fî dîni-llâhi efvâcâ.
Arapça:
وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجًا
Türkçe:
Ve insanları kitleler halinde Allah'ın dinine girerken gördüğünde,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gördüğünde,
Diyanet Vakfı:
Ve insanların bölük bölük Allah'ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit,
İngilizce:
And thou dost see the people enter Allah's Religion in crowds,
Fransızca:
et que tu vois les gens entrer en foule dans la religion d'Allah,
Almanca:
und du dieMenschen in Din von ALLAH in Scharen eintreten siehst,
Rusça:
когда ты увидишь, как люди толпами обращаются в религию Аллаха,
Açıklama:
Sayfalar
