Hizb 60

 
00:00

felya`büdû rabbe hâẕe-lbeyt.

Arapça:

فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هَٰذَا الْبَيْتِ

Türkçe:

Bu evin Rabbine ibadet etsinler!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bu Beyt (Kâbe)nin Rabbine kulluk etsinler.

Diyanet Vakfı:

Onlar, şu evin Rabbine kulluk etsinler, ki,

İngilizce:

Let them adore the Lord of this House,

Fransızca:

Qu'ils adorent donc le Seigneur de cette Maison (la Kaaba).

Almanca:

so sollen sie Dem HERRN dieses Hauses dienen,

Rusça:

Пусть же они поклоняются Господу этого Дома (Каабы),

Açıklama:
 
00:00

elleẕî aṭ`amehüm min cû`iv veâmenehüm min ḫavf.

Arapça:

الَّذِي أَطْعَمَهُم مِّن جُوعٍ وَآمَنَهُم مِّنْ خَوْفٍ

Türkçe:

O ki, onları doyurup kurtardı açlıktan ve kendilerini güvene çıkardı korkudan.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O, kendilerini açlıktan kurtararak beslemiştir ve her tehlikeye karşı onlara emniyet vermiştir.

Diyanet Vakfı:

Kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kıldı.

İngilizce:

Who provides them with food against hunger, and with security against fear (of danger).

Fransızca:

qui les a nourris contre la faim et rassurés de la crainte!

Almanca:

Der sie nach Hungern speiste, und Sicherheit nach Furcht gewährte.

Rusça:

Который накормил их после голода и избавил их от страха.

Açıklama:
 
00:00

era'eyte-lleẕî yükeẕẕibü biddîn.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ أَرَأَيْتَ الَّذِي يُكَذِّبُ بِالدِّينِ

Türkçe:

Gördün mü o, dini yalan sayanı?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Dini yalanlayanı gördün mü?

Diyanet Vakfı:

Dini yalanlayanı gördün mü?

İngilizce:

Seest thou one who denies the Judgment (to come)?

Fransızca:

Vois-tu celui qui traite de mensonge la Rétribution ?

Almanca:

Kennst du denjenigen, der den Din ableugnet?!

Rusça:

Видел ли ты того, кто считает ложью воздаяние?

Açıklama:
 
00:00

feẕâlike-lleẕî yedü``u-lyetîm.

Arapça:

فَذَٰلِكَ الَّذِي يَدُعُّ الْيَتِيمَ

Türkçe:

İşte odur yetimi itip kakan;

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İşte o, öksüzü iter, kakar.

Diyanet Vakfı:

İşte o, yetimi itip kakar;

İngilizce:

Then such is the (man) who repulses the orphan (with harshness),

Fransızca:

C'est bien lui qui repousse l'orphelin,

Almanca:

Also dieser ist derjenige, der die Waise wegstößt

Rusça:

Это - тот, кто гонит сироту

Açıklama:
 
00:00

velâ yeḥuḍḍu `alâ ṭa`âmi-lmiskîn.

Arapça:

وَلَا يَحُضُّ عَلَىٰ طَعَامِ الْمِسْكِينِ

Türkçe:

Yoksulu doyurmayı özendirmez o.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yoksulu doyurmaya önayak olmaz.

Diyanet Vakfı:

Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;

İngilizce:

And encourages not the feeding of the indigent.

Fransızca:

et qui n'encourage point à nourrir le pauvre.

Almanca:

und zur Speisung des Bedürftigen nicht anspornt.

Rusça:

и не побуждает накормить бедняка.

Açıklama:
 
00:00

feveylül lilmüṣallîn.

Arapça:

فَوَيْلٌ لِّلْمُصَلِّينَ

Türkçe:

Vay haline o namaz kılanların/dua edenlerin ki,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Vay haline o namaz kılanların ki,

Diyanet Vakfı:

Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,

İngilizce:

So woe to the worshippers

Fransızca:

Malheur donc, à ceux qui prient

Almanca:

Also Niedergang sei den des rituellen Gebets Verrichtenden,

Rusça:

Горе молящимся,

Açıklama:
 
00:00

elleẕîne hüm `an ṣalâtihim sâhûn.

Arapça:

الَّذِينَ هُمْ عَن صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ

Türkçe:

Namazlarından/dualarından gaflet içindedir onlar!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler.

Diyanet Vakfı:

Onlar namazlarını ciddiye almazlar.

İngilizce:

Who are neglectful of their prayers,

Fransızca:

tout en négligeant (et retardant) leur Salat,

Almanca:

denjenigen, die ihrem rituellen Gebet gegenüber achtlos sind,

Rusça:

которые небрежны к своим намазам,

Açıklama:
 
00:00

elleẕîne hüm yürâûn.

Arapça:

الَّذِينَ هُمْ يُرَاءُونَ

Türkçe:

Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Gösteriş yaparlar onlar,

Diyanet Vakfı:

Onlar gösteriş yapanlardır,

İngilizce:

Those who (want but) to be seen (of men),

Fransızca:

qui sont pleins d'ostentation,

Almanca:

denjenigen, die Riyaa betreiben

Rusça:

которые лицемерят

Açıklama:
 
00:00

veyemne`ûne-lmâ`ûn.

Arapça:

وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ

Türkçe:

Ve onlar, kamu hakkına/yardıma/zekâta/iyiliğe engel olurlar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ve yardımlığı sakınırlar (zekatı vermezler).

Diyanet Vakfı:

Ve hayra da mani olurlar.

İngilizce:

But refuse (to supply) (even) neighbourly needs.

Fransızca:

et refusent l'ustensile (à celui qui en a besoin).

Almanca:

und die Utensilien verweigern.

Rusça:

и отказывают даже в мелочи!

Açıklama:
 
00:00

innâ a`ṭaynâke-lkevŝer.

Arapça:

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ

Türkçe:

Hiç kuşkusuz, biz verdik sana Kevser'i/iyilik, bereket, mutluluk, güzellik, soy ve aydınlığın tükenmezini.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Muhakkak biz sana Kevser'i verdik.

Diyanet Vakfı:

(Resulum!) Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik.

İngilizce:

To thee have We granted the Fount (of Abundance).

Fransızca:

Nous t'avons certes, accordé l'Abondance.

Almanca:

Gewiß, WIR gaben dir Al-kauthar,

Rusça:

Мы даровали тебе Изобилие (реку в Раю, которая называется аль-Каусар).

Açıklama:

Sayfalar

Hizb 60 beslemesine abone olun.