Arapça:
وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ
Çeviriyazı:
veyemne`ûne-lmâ`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve yardımlığı sakınırlar (zekatı vermezler).
Diyanet İşleri:
Onlar basit şeyleri dahi vermezler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve zekat vermeyi menederler.
Şaban Piriş:
Ufak tefek (ödünç vermeye) bile engel olanlara…
Edip Yüksel:
Ve yardımı da engellerler.
Ali Bulaç:
Ve ‘ufacık bir yardımı (veya zekatı) da engellemektedirler.
Suat Yıldırım:
Ki onlar namazlarından gafildirler (Kıldıkları namazın değerini bilmez, namaza gereken ihtimamı göstermezler). İbadetlerini gösteriş için yapar, zekât ve diğer yardımlarını esirger, vermezler. [4,142; 4,38; 2,264; 8,47]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve men edilmesi mutad olmayan bir şeyi bile men ediverirler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ve onlar, kamu hakkına/yardıma/zekâta/iyiliğe engel olurlar.
Bekir Sadak:
«Benim taptigima da sizler tapmazsiniz.»
İbni Kesir:
Ve zekatı da men´ederler.
Adem Uğur:
Ve hayra da mâni olurlar.
İskender Ali Mihr:
Ve mâûna (zekâta ve yardımlaşmaya) mani olurlar.
Celal Yıldırım:
Zekâtı da, eğreti âlet edavatı da vermezler (yardımda bulunmaktan hiç hoşlanmazlar).
Tefhim ul Kuran:
Ve ´ufacık bir yardımı (veya zekâtı) da´ engellemektedirler.
Fransızca:
et refusent l'ustensile (à celui qui en a besoin).
İspanyolca:
Y niegan la ayuda!
İtalyanca:
e rifiutano di dare ciò che è utile.
Almanca:
und die Utensilien verweigern.
Çince:
他们是不肯借人什物的。
Hollandaca:
En (den behoeftige) de noodige aalmoes (gereedschappen) onthouden.
Rusça:
и отказывают даже в мелочи!
Somalice:
Una diida alaabta (Laysugu kaalmeeyo).
Swahilice:
Nao huku wanazuia msaada.
Uygurca:
ئۇلار قولقا بەرمەيدۇ
Japonca:
慈善を断わる者に。
Arapça (Ürdün):
«ويمنعون الماعون» كالإبرة والفأس والقدر والقصعة.
Hintçe:
और रोज़मर्रा की मालूली चीज़ें भी आरियत नहीं देते
Tayca:
และพวกเขาหวงแหนเครื่องใช้เล็ก ๆ น้อย ๆ (แก่เพื่อนบ้าน)
İbranice:
ומונעים את החסד הפשוט
Hırvatça:
čak potrepštine koje se na posudbu daju oni ne daju!
Rumence:
însă împiedică ceea ce se cere!
Transliteration:
WayamnaAAoona almaAAoona
Türkçe:
Ve onlar, kamu hakkına/yardıma/zekâta/iyiliğe engel olurlar.
Sahih International:
And withhold [simple] assistance.
İngilizce:
But refuse (to supply) (even) neighbourly needs.
Azerbaycanca:
Və (xalqa) zəkat verməyi qadağan edərlər (yaxud xəsislik göstərib bir iş üçün qonum-qonşuya lazım olan qab-qacağı verməkdən imtina edərlər).
Süleyman Ateş:
En ufak bir yardımı esirgerler.
Diyanet Vakfı:
Ve hayra da mani olurlar.
Erhan Aktaş:
Ve küçük, basit, sıradan yardımı bile esirgerler.
Kral Fahd:
hayra da mâni olurlar.
Hasan Basri Çantay:
Zekâtı da men´ederler onlar.
Muhammed Esed:
ve üstelik onlar, (insanlara) en ufak bir yardımı bile reddederler!
Gültekin Onan:
Ve ´ufacık bir yardımı (veya zekatı) da´ engellemektedirler.
Ali Fikri Yavuz:
Ve zekâtı vermezler...
Portekizce:
Negando-se, contudo, a prestar obséquios!
İsveççe:
men som vägrar [sin medmänniska] även den minsta hjälp!
Farsça:
و از [دادن] وسایل و ابزار ضروری زندگی [و زکات، هدیه و صدقه به نیازمندان] دریغ می ورزند.
Kürtçe:
وە یارمەتی خەڵک نادەن و(ھەموو چاکەیەک دەگرنەوە لە خەڵکی)
Özbekçe:
Ва маоъунни ман қиладиганлардир.
Malayca:
Dan orang-orang yang tidak memberi sedikit pertolongan (kepada orang yang berhak mendapatnya).
Arnavutça:
dhe pengojnë dhënien e ndihmës (në shërbimet e vogla midis njerëzve)!
Bulgarca:
а отказват дори дребните услуги!
Sırpça:
И чак потрепштине које се позајмљују они не дају!
Çekçe:
a dávat podporu odmítají.
Urduca:
اور معمولی ضرورت کی چیزیں (لوگوں کو) دینے سے گریز کرتے ہیں
Tacikçe:
ва аз додани закот саркашӣ мекунанд.
Tatarca:
Ул рияче тиешле садакаларны бирмәс һәм тормыш әйберләрен вакытлыча биреп тормас.
Endonezyaca:
dan enggan (menolong dengan) barang berguna.
Amharca:
የዕቃ ትውስትንም (ሰዎችን) የሚከለክሉ ለኾኑት (ወዮላቸው)፡፡
Tamilce:
இன்னும், அற்ப பொருளை(யும் பிறருக்கு தானமாக அல்லது இரவலாகக் கொடுக்காது) தடுக்கிறார்கள்.
Korece:
필요로 하는 사람들에게 인색한 자들이라
Vietnamca:
Và chúng thường từ chối giúp đỡ những vật dụng cần thiết (cho người láng giềng).
Ayet Linkleri: