İngilizce:
Fransızca:
Almanca:
Rusça:
Arapça:

liîlâfi ḳurayş.
Türkçe:
Kureyş'i alıştırıp ısındırdığı için,
İngilizce:
For the covenants (of security and safeguard enjoyed) by the Quraish,
Fransızca:
A cause du pacte des Qurayshites,
Almanca:
Wegen der Verbindung von Quraisch,
Rusça:
Ради единения курейшитов,
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ لِإِيلَافِ قُرَيْشٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kureyş'in ilâfı (güven ve barış andlaşmalarından faydalanmalarını sağlamak) için.
Diyanet Vakfı:
Kureyş'e kolaylaştırıldığı,

îlâfihim riḥlete-şşitâi veṣṣayf.
Türkçe:
Onları kış ve yaz yolculuğuna alıştırdığı için,
İngilizce:
Their covenants (covering) journeys by winter and summer,-
Fransızca:
De leur pacte [concernant] les voyages d'hiver et d'été.
Almanca:
ihrer Verbindung der Reise vom Winter und vom Sommer,
Rusça:
единения их во время зимних и летних поездок.
Arapça:
إِيلَافِهِمْ رِحْلَةَ الشِّتَاءِ وَالصَّيْفِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kış ve yaz seferlerinde (faydalandıkları andlaşmaların) kadrini bilmiş olmaları için.
Diyanet Vakfı:
Evet, kış ve yaz seyahatleri onlara kolaylaştırıldığı için,

felya`büdû rabbe hâẕe-lbeyt.
Türkçe:
Bu evin Rabbine ibadet etsinler!
İngilizce:
Let them adore the Lord of this House,
Fransızca:
Qu'ils adorent donc le Seigneur de cette Maison (la Kaaba).
Almanca:
so sollen sie Dem HERRN dieses Hauses dienen,
Rusça:
Пусть же они поклоняются Господу этого Дома (Каабы),
Arapça:
فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هَٰذَا الْبَيْتِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bu Beyt (Kâbe)nin Rabbine kulluk etsinler.
Diyanet Vakfı:
Onlar, şu evin Rabbine kulluk etsinler, ki,

elleẕî aṭ`amehüm min cû`iv veâmenehüm min ḫavf.
Türkçe:
O ki, onları doyurup kurtardı açlıktan ve kendilerini güvene çıkardı korkudan.
İngilizce:
Who provides them with food against hunger, and with security against fear (of danger).
Fransızca:
qui les a nourris contre la faim et rassurés de la crainte!
Almanca:
Der sie nach Hungern speiste, und Sicherheit nach Furcht gewährte.
Rusça:
Который накормил их после голода и избавил их от страха.
Arapça:
الَّذِي أَطْعَمَهُم مِّن جُوعٍ وَآمَنَهُم مِّنْ خَوْفٍ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O, kendilerini açlıktan kurtararak beslemiştir ve her tehlikeye karşı onlara emniyet vermiştir.
Diyanet Vakfı:
Kendilerini açlıktan doyuran ve her çeşit korkudan emin kıldı.

era'eyte-lleẕî yükeẕẕibü biddîn.
Türkçe:
Gördün mü o, dini yalan sayanı?
İngilizce:
Seest thou one who denies the Judgment (to come)?
Fransızca:
Vois-tu celui qui traite de mensonge la Rétribution ?
Almanca:
Kennst du denjenigen, der den Din ableugnet?!
Rusça:
Видел ли ты того, кто считает ложью воздаяние?
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ أَرَأَيْتَ الَّذِي يُكَذِّبُ بِالدِّينِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dini yalanlayanı gördün mü?
Diyanet Vakfı:
Dini yalanlayanı gördün mü?

feẕâlike-lleẕî yedü``u-lyetîm.
Türkçe:
İşte odur yetimi itip kakan;
İngilizce:
Then such is the (man) who repulses the orphan (with harshness),
Fransızca:
C'est bien lui qui repousse l'orphelin,
Almanca:
Also dieser ist derjenige, der die Waise wegstößt
Rusça:
Это - тот, кто гонит сироту
Arapça:
فَذَٰلِكَ الَّذِي يَدُعُّ الْيَتِيمَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte o, öksüzü iter, kakar.
Diyanet Vakfı:
İşte o, yetimi itip kakar;

velâ yeḥuḍḍu `alâ ṭa`âmi-lmiskîn.
Türkçe:
Yoksulu doyurmayı özendirmez o.
İngilizce:
And encourages not the feeding of the indigent.
Fransızca:
et qui n'encourage point à nourrir le pauvre.
Almanca:
und zur Speisung des Bedürftigen nicht anspornt.
Rusça:
и не побуждает накормить бедняка.
Arapça:
وَلَا يَحُضُّ عَلَىٰ طَعَامِ الْمِسْكِينِ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoksulu doyurmaya önayak olmaz.
Diyanet Vakfı:
Yoksulu doyurmaya teşvik etmez;

feveylül lilmüṣallîn.
Türkçe:
Vay haline o namaz kılanların/dua edenlerin ki,
İngilizce:
So woe to the worshippers
Fransızca:
Malheur donc, à ceux qui prient
Almanca:
Also Niedergang sei den des rituellen Gebets Verrichtenden,
Rusça:
Горе молящимся,
Arapça:
فَوَيْلٌ لِّلْمُصَلِّينَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Vay haline o namaz kılanların ki,
Diyanet Vakfı:
Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,

elleẕîne hüm `an ṣalâtihim sâhûn.
Türkçe:
Namazlarından/dualarından gaflet içindedir onlar!
İngilizce:
Who are neglectful of their prayers,
Fransızca:
tout en négligeant (et retardant) leur Salat,
Almanca:
denjenigen, die ihrem rituellen Gebet gegenüber achtlos sind,
Rusça:
которые небрежны к своим намазам,
Arapça:
الَّذِينَ هُمْ عَن صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler.
Diyanet Vakfı:
Onlar namazlarını ciddiye almazlar.
Sayfalar
