
hâẕâ nüzülühüm yevme-ddîn.
Arapça:
هَٰذَا نُزُلُهُمْ يَوْمَ الدِّينِ
Türkçe:
Din gününde ağırlanışları böyledir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur.
Diyanet Vakfı:
İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur!
İngilizce:
Such will be their entertainment on the Day of Requital!
Fransızca:
Voilà le repas d'accueil qui leur sera servi, au jour de la Rétribution.
Almanca:
Das ist ihre Unterkunft am Tag des Din .
Rusça:
Таким для них будет угощение в День воздаяния.
Açıklama:

naḥnü ḫalaḳnâküm felevlâ tüṣaddiḳûn.
Arapça:
نَحْنُ خَلَقْنَاكُمْ فَلَوْلَا تُصَدِّقُونَ
Türkçe:
Sizi biz yarattık, biz! Tasdik etseydiniz olmaz mıydı?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz sizi yarattık; tasdik etmeniz gerekmez mi?
Diyanet Vakfı:
Sizi biz yarattık. Tasdik etmeniz gerekmez mi?
İngilizce:
It is We Who have created you: why will ye not witness the Truth?
Fransızca:
C'est Nous qui vous avons créés. Pourquoi ne croiriez-vous donc pas [à la résurrection] ?
Almanca:
WIR erschufen euch. Würdet ihr (dieser Aussage) doch Glauben schenken!
Rusça:
Мы сотворили вас. Почему же вы не признаете воскрешения?
Açıklama:

eferaeytüm mâ tümnûn.
Arapça:
أَفَرَأَيْتُم مَّا تُمْنُونَ
Türkçe:
Akıttığınız meniyi gördünüz mü?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Attığınız meniyi gördünüz mü?
Diyanet Vakfı:
Söyleyin öyleyse, (rahimlere) döktüğünüz meni nedir?
İngilizce:
Do ye then see?- The (human Seed) that ye throw out,-
Fransızca:
Voyez-vous donc ce que vous éjaculez :
Almanca:
Wie seht ihr das, was ihr an Samen ergießt?!
Rusça:
Видели ли вы семя, которое вы извергаете?
Açıklama:

eentüm taḫlüḳûnehû em naḥnü-lḫâliḳûn.
Arapça:
أَأَنتُمْ تَخْلُقُونَهُ أَمْ نَحْنُ الْخَالِقُونَ
Türkçe:
Siz mi yaratıyorsunuz onu, yoksa yaratıcılar bizler miyiz?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?
Diyanet Vakfı:
Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?
İngilizce:
Is it ye who create it, or are We the Creators?
Fransızca:
est-ce vous qui le créez ou [en]: sommes Nous le Créateur ?
Almanca:
Seid ihr diejenigen, die es erschaffen, oder sind WIR Der Schöpfer?!
Rusça:
Вы создаете его или Мы создаем?
Açıklama:

naḥnü ḳaddernâ beynekümü-lmevte vemâ naḥnü bimesbûḳîn.
Arapça:
نَحْنُ قَدَّرْنَا بَيْنَكُمُ الْمَوْتَ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
Türkçe:
Ölümü aranızda biz takdir ettik. Biz önüne geçilecekler değiliz.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez.
Diyanet Vakfı:
Aranızda ölümü takdir eden biziz. Ve biz, önüne geçilebileceklerden değiliz.
İngilizce:
We have decreed Death to be your common lot, and We are not to be frustrated
Fransızca:
Nous avons prédéterminé la mort parmi vous. Nous ne serons point empêchés
Almanca:
WIR bestimmten unter euch den Tod, und Uns wird nicht zuvorgekommen,
Rusça:
Мы распределили между вами смерть, и ничто не может помешать Нам
Açıklama:

`alâ en nübeddile emŝâleküm venünşieküm fî mâ lâ ta`lemûn.
Arapça:
عَلَىٰ أَن نُّبَدِّلَ أَمْثَالَكُمْ وَنُنشِئَكُمْ فِي مَا لَا تَعْلَمُونَ
Türkçe:
Yerinize diğer benzerlerinizi getireceğiz ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden oluşturacağız.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye (böyle yapıyoruz).
Diyanet Vakfı:
Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir alemde tekrar var edelim diye (ölümü takdir ettik).
İngilizce:
from changing your Forms and creating you (again) in (forms) that ye know not.
Fransızca:
de vous remplacer par vos semblables, et vous faire renaître dans [un état] que vous ne savez pas.
Almanca:
daßWIR euresgleichen austauschen und euch in dem was ihr nicht kennt, erstehen lassen.
Rusça:
заменить вас подобными вам (или изменить ваше обличие) и создать вас такими, какими вы себе и не представляете.
Açıklama:

veleḳad `alimtümü-nneş'ete-l'ûlâ felevlâ teẕekkerûn.
Arapça:
وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ النَّشْأَةَ الْأُولَىٰ فَلَوْلَا تَذَكَّرُونَ
Türkçe:
Yemin olsun, ilk yaratışı/yaratılışı bildiniz. Peki düşünüp ibret alsanız olmaz mı?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Andolsun, ilk yaratılışı bildiniz. Düşünüp ibret almanız gerekmez mi?
Diyanet Vakfı:
Andolsun, ilk yaratılışı bildiniz. Düşünüp ibret almanız gerekmez mi?
İngilizce:
And ye certainly know already the first form of creation: why then do ye not celebrate His praises?
Fransızca:
Vous avez connu la première création. Ne vous rappelez-vous donc pas ?
Almanca:
Und gewiß, bereits wißt ihr Bescheid über die erste Erstehung, würdet ihr doch euch erinnern!
Rusça:
Вы уже знаете о первом сотворении. Почему же вы не помяните назидание?
Açıklama:

eferaeytüm mâ taḥruŝûn.
Arapça:
أَفَرَأَيْتُم مَّا تَحْرُثُونَ
Türkçe:
Ekmekte olduğunuzu gördünüz mü?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ektiğinizi gördünüz mü?
Diyanet Vakfı:
Şimdi bana, ektiğinizi haber verin.
İngilizce:
See ye the seed that ye sow in the ground?
Fransızca:
Voyez-vous donc ce que vous labourez ?
Almanca:
Wie seht ihr das, was ihr sät?!
Rusça:
Видели ли вы то, что вы сеете?
Açıklama:

eentüm tezra`ûnehû em naḥnü-zzâri`ûn.
Arapça:
أَأَنتُمْ تَزْرَعُونَهُ أَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ
Türkçe:
Siz mi bitiriyorsunuz onu, yoksa bitirenler bizler miyiz?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?
Diyanet Vakfı:
Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz?
İngilizce:
Is it ye that cause it to grow, or are We the Cause?
Fransızca:
Est-ce vous qui le cultivez ? ou [en] sommes Nous le cultivateur ?
Almanca:
Seid ihr diejenigen, die es wachsen lassen, oder sind WIR es, Der es wachsen läßt?!
Rusça:
Вы ли заставляете его произрасти или Мы заставляем?
Açıklama:

lev neşâü lece`alnâhü ḥuṭâmen feżaltüm tefekkehûn.
Arapça:
لَوْ نَشَاءُ لَجَعَلْنَاهُ حُطَامًا فَظَلْتُمْ تَفَكَّهُونَ
Türkçe:
Dileseydik, onu kuru bir çöp haline getirirdik de başlardınız şu şekilde gevelemeye:
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık. Hayret eder dururdunuz.
Diyanet Vakfı:
Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.
İngilizce:
Were it Our Will, We could crumble it to dry powder, and ye would be left in wonderment,
Fransızca:
Si Nous voulions, Nous le réduirions en débris. Et vous ne cesseriez pas de vous étonner et [de crier]:
Almanca:
Wenn WIR es wollten, gewiß würden WIR es zu Zermalmtem machen, dann würdet ihr nicht aufhören, euch zu bedauern:
Rusça:
Если Мы пожелаем, то превратим его в труху, и тогда вы останетесь удивленными
Açıklama:
Sayfalar
