Cuz 27

 
00:00

müttekiîne `aleyhâ müteḳâbilîn.

Arapça:

مُّتَّكِئِينَ عَلَيْهَا مُتَقَابِلِينَ

Türkçe:

Onlar üstünde karşılıklı yan gelip yaslanırlar.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Karşılıklı olarak onların üzerinde yaslanırlar.

Diyanet Vakfı:

Onların üzerlerinde karşılıklı olarak oturup yaslanırlar.

İngilizce:

Reclining on them, facing each other.

Fransızca:

s'y accoudant et se faisant face.

Almanca:

angelehnt darauf einander gegenüber.

Rusça:

друг против друга, прислонившись.

Açıklama:
 
00:00

yeṭûfü `aleyhim vildânüm müḫalledûn.

Arapça:

يَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ

Türkçe:

Gencecik uşaklar dolanır çevrelerinde. Sürekli hizmete adanmışlardır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Çevrelerinde, ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dolaşırlar.

Diyanet Vakfı:

Çevrelerinde, (hizmet için) ölümsüz gençler dolaşır;

İngilizce:

Round about them will (serve) youths of perpetual (freshness),

Fransızca:

Parmi eux circuleront des garçons éternellement jeunes,

Almanca:

Ihnen servieren ewige Dienstjungen

Rusça:

Вечно юные отроки будут обходить их

Açıklama:
 
00:00

biekvâbiv veebârîḳa veke'sim mim me`în.

Arapça:

بِأَكْوَابٍ وَأَبَارِيقَ وَكَأْسٍ مِّن مَّعِينٍ

Türkçe:

Sürahiler, ibrikler ve öz kaynağından içkilerle doldurulmuş kadehler eşliğinde.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Kaynağından doldurulmuş, testiler, ibrikler ve kadehlerle.

Diyanet Vakfı:

Main çeşmesinden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle.

İngilizce:

With goblets, (shining) beakers, and cups (filled) out of clear-flowing fountains:

Fransızca:

avec des coupes, des aiguières et un verre [rempli]: d'une liqueur de source

Almanca:

mit Bechern, Krügen und Trinkschalen aus (einer) Weinquelle.

Rusça:

с чашами, кувшинами и кубками с родниковым напитком (вином),

Açıklama:
 
00:00

lâ yüṣadde`ûne `anhâ velâ yünzifûn.

Arapça:

لَّا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنزِفُونَ

Türkçe:

Ne başları döner ondan ne de akılları karışır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.

Diyanet Vakfı:

Bu şaraptan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.

İngilizce:

No after-ache will they receive therefrom, nor will they suffer intoxication:

Fransızca:

qui ne leur provoquera ni maux de tête ni étourdissement;

Almanca:

Sie bekommen dadurch keine Kopfschmerzen und sie werden nicht berauscht.

Rusça:

от которого не болит голова и не теряют рассудок,

Açıklama:
 
00:00

vefâkihetim mimmâ yeteḫayyerûn.

Arapça:

وَفَاكِهَةٍ مِّمَّا يَتَخَيَّرُونَ

Türkçe:

Ve meyveler, gönüllerince seçtiklerinden.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Beğendikleri meyvalar,

Diyanet Vakfı:

(Onlara) beğendikleri meyveler,

İngilizce:

And with fruits, any that they may select:

Fransızca:

et des fruits de leur choix,

Almanca:

Und es gibt Obst von dem, was sie sich auswählen,

Rusça:

с фруктами, которые они выбирают,

Açıklama:
 
00:00

velaḥmi ṭayrim mimmâ yeştehûn.

Arapça:

وَلَحْمِ طَيْرٍ مِّمَّا يَشْتَهُونَ

Türkçe:

Ve kuş eti iştahlarınca beğendiklerinden.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Canlarının çektiği kuş etleri,

Diyanet Vakfı:

Canlarının çektiği kuş etleri,

İngilizce:

And the flesh of fowls, any that they may desire.

Fransızca:

et toute chair d'oiseau qu'ils désireront.

Almanca:

sowie Geflügelfleisch von dem, was sie begehren,

Rusça:

и мясом птиц, которое они желают.

Açıklama:
 
00:00

veḥûrun `în.

Arapça:

وَحُورٌ عِينٌ

Türkçe:

Ve genç kadınlar, iri ve siyah gözlü.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İri gözlü hûriler,

Diyanet Vakfı:

İri gözlü huriler,

İngilizce:

And (there will be) Companions with beautiful, big, and lustrous eyes,-

Fransızca:

Et ils auront des houris aux yeux, grands et beaux,

Almanca:

sowie Hur-'in,

Rusça:

Их женами будут черноокие, большеглазые девы,

Açıklama:
 
00:00

keemŝâli-llü'lüi-lmeknûn.

Arapça:

كَأَمْثَالِ اللُّؤْلُؤِ الْمَكْنُونِ

Türkçe:

Titizlikle korunan inciler misali;

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Saklı inciler gibi,

Diyanet Vakfı:

Saklı inciler gibi.

İngilizce:

Like unto Pearls well-guarded.

Fransızca:

pareilles à des perles en coquille.

Almanca:

als wären sie in Muscheln bewahrte Perlen,

Rusça:

подобные сокрытым жемчужинам.

Açıklama:
 
00:00

cezâem bimâ kânû ya`melûn.

Arapça:

جَزَاءً بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Türkçe:

Yaptıklarına karşılık olarak.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yaptıklarına karşılık olarak verilir.

Diyanet Vakfı:

Yaptıklarına karşılık olarak (verilir).

İngilizce:

A Reward for the deeds of their past (life).

Fransızca:

en récompense pour ce qu'ils faisaient.

Almanca:

als Belohnung für das, was sie zu tun pflegten.

Rusça:

Таково воздаяние за то, что они совершали.

Açıklama:
 
00:00

lâ yesme`ûne fîhâ lagvev velâ te'ŝîmâ.

Arapça:

لَا يَسْمَعُونَ فِيهَا لَغْوًا وَلَا تَأْثِيمًا

Türkçe:

Ne boş bir laf işitirler orada ne de günaha sokacak bir şey.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.

Diyanet Vakfı:

Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.

İngilizce:

Not frivolity will they hear therein, nor any taint of ill,-

Fransızca:

Ils n'y entendront ni futilité ni blasphème;

Almanca:

Weder hören sie darin sinnloses Gerede, noch Verfehltes

Rusça:

Они не услышат там ни празднословия, ни греховных речей,

Açıklama:

Sayfalar

Cuz 27 beslemesine abone olun.