Cuz 27

 
00:00

velehü-lcevâri-lmünşeâtü fi-lbaḥri kel'a`lâm.

Arapça:

وَلَهُ الْجَوَارِ الْمُنشَآتُ فِي الْبَحْرِ كَالْأَعْلَامِ

Türkçe:

Denizde koca dağlar gibi akıp giden o görkemli gemiler de O'nundur.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler de onundur.

Diyanet Vakfı:

Denizde yüce dağlar gibi yükselen gemiler de O'nundur.

İngilizce:

And His are the Ships sailing smoothly through the seas, lofty as mountains:

Fransızca:

A Lui appartiennent les vaisseaux élevés sur la mer comme des montagnes;

Almanca:

Und Ihm gehören die gebauten Fahrenden auf dem Meer wie die Berge.

Rusça:

Ему принадлежат плывущие по морю с поднятыми парусами корабли, подобные горам.

Açıklama:
 
00:00

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.

Arapça:

فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

Türkçe:

Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

Diyanet Vakfı:

Öyleyken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

İngilizce:

Then which of the favours of your Lord will ye deny?

Fransızca:

Lequel donc des bienfaits de votre Seigneur nierez-vous ?

Almanca:

Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!

Rusça:

Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?

Açıklama:
 
00:00

küllü men `aleyhâ fân.

Arapça:

كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ

Türkçe:

Yer üzerinde bulunan herkes yok olacaktır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yer üzerinde bulunan her şey fânidir.

Diyanet Vakfı:

Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacak.

İngilizce:

All that is on earth will perish:

Fransızca:

Tout ce qui est sur elle [la terre] doit disparaître,

Almanca:

Alles, was auf ihr (der Erde) ist, vergeht,

Rusça:

Все на ней (земле) смертны.

Açıklama:
 
00:00

veyebḳâ vechü rabbike ẕü-lcelâli vel'ikrâm.

Arapça:

وَيَبْقَىٰ وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ

Türkçe:

Sadece o bağış ve celal sahibi Rabbinin yüzü kalacaktır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zâtı) baki kalacaktır.

Diyanet Vakfı:

Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zatı baki kalacak.

İngilizce:

But will abide (for ever) the Face of thy Lord,- full of Majesty, Bounty and Honour.

Fransızca:

[Seule] subsistera La Face [Wajh] de ton Seigneur, plein de majesté et de noblesse.

Almanca:

und es bleibt dein HERR, Der mit der Majestät und der Würde.

Rusça:

Вечен лишь Лик Господа твоего, обладающий величием и великодушием.

Açıklama:
 
00:00

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.

Arapça:

فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

Türkçe:

Peki, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

Diyanet Vakfı:

Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

İngilizce:

Then which of the favours of your Lord will ye deny?

Fransızca:

Lequel donc des bienfaits de votre Seigneur nierez-vous ?

Almanca:

Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!

Rusça:

Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?

Açıklama:
 
00:00

yes'elühû men fi-ssemâvâti vel'arḍ. külle yevmin hüve fî şe'n.

Arapça:

يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ

Türkçe:

Göklerde ve yerde kim varsa O'ndan ister. O, her an yeni bir iş ve oluştadır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Göklerde ve yerde bulunanlar, O'ndan isterler. O, her gün yeni bir iştedir.

Diyanet Vakfı:

Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an yaratma halindedir.

İngilizce:

Of Him seeks (its need) every creature in the heavens and on earth: every day in (new) Splendour doth He (shine)!

Fransızca:

Ceux qui sont dans les cieux et la terre L'implorent. Chaque jour, Il accomplit une oeuvre nouvelle.

Almanca:

Ihn bitten alle, die in den Himmeln und auf Erden sind. Jeden Yaum ist ER befaßt mit den Angelegenheiten.

Rusça:

Его просят те, кто на небесах и на земле. Каждый день Он занят делом.

Açıklama:
 
00:00

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.

Arapça:

فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

Türkçe:

Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

Diyanet Vakfı:

O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

İngilizce:

Then which of the favours of your Lord will ye deny?

Fransızca:

Lequel donc des bienfaits de votre Seigneur nierez-vous ?

Almanca:

Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!

Rusça:

Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?

Açıklama:
 
00:00

senefrugu leküm eyyühe-ŝŝeḳalân.

Arapça:

سَنَفْرُغُ لَكُمْ أَيُّهَ الثَّقَلَانِ

Türkçe:

Ey ağırlıklı ve onurlu iki toplum/ey insan ve cin toplulukları! Sizinle de meşgul olacağız.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ey insan ve cin! sizin de hesabınızı ele alacağız.

Diyanet Vakfı:

Ey insan ve cin! Sizin de hesabınızı ele alacağız.

İngilizce:

Soon shall We settle your affairs, O both ye worlds!

Fransızca:

Nous allons bientôt entreprendre votre jugement, ô vous les deux charges [hommes et djinns]

Almanca:

WIR werden euch Uns noch vornehmen, ihr Menschen und Dschinn.

Rusça:

Скоро Мы займемся только вами, о два весомых (или обремененных) рода!

Açıklama:
 
00:00

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.

Arapça:

فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

Türkçe:

Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

Diyanet Vakfı:

Hal bu iken Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

İngilizce:

Then which of the favours of your Lord will ye deny?

Fransızca:

Lequel donc des bienfaits de votre Seigneur nierez-vous ?

Almanca:

Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!

Rusça:

Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?

Açıklama:
 
00:00

yâ ma`şera-lcinni vel'insi ini-steṭa`tüm en tenfüẕû min aḳṭâri-ssemâvâti vel'arḍi fenfüẕû. lâ tenfüẕûne illâ bisülṭân.

Arapça:

يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانفُذُوا ۚ لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ

Türkçe:

Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin bucaklarından/köşelerinden geçip gitmeye gücünüz yeterse, hadi geçin gidin. Bilgi ve güç dışında bir şeyle geçip gidemezsiniz!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin. Allah'ın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz.

Diyanet Vakfı:

Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çerçevesinden çıkıp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin. Ancak büyük bir güçle çıkıp gidebilirsiniz.

İngilizce:

O ye assembly of Jinns and men! If it be ye can pass beyond the zones of the heavens and the earth, pass ye! not without authority shall ye be able to pass!

Fransızca:

ô peuple de djinns et d'hommes ! si vous pouvez sortir du domaine des cieux et de la terre, alors faites-le. Mais vous ne pourrez en sortir qu'à l'aide d'un pouvoir [illimité].

Almanca:

Ihr Gruppe von Dschinn und Menschen! Wenn ihr die Gegenden der Himmel und der Erde durchdringen könnt, so durchdringt! Ihr durchdringt nur mit Macht.

Rusça:

О сонмище джиннов и людей! Если вы можете проникнуть за пределы небес и земли, то проникните. Но вы не проникните, не обладая властью (или ясным доводом)!

Açıklama:

Sayfalar

Cuz 27 beslemesine abone olun.