Cuz 27

 
00:00

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.

Arapça:

فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

Türkçe:

Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

Diyanet Vakfı:

Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

İngilizce:

Then which of the favours of your Lord will ye deny?

Fransızca:

Lequel donc des bienfaits de votre Seigneur nierez-vous ?

Almanca:

Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!

Rusça:

Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?

Açıklama:
 
00:00

yürselü `aleykümâ şüvâżum min nâriv venüḥâsün felâ tenteṣirân.

Arapça:

يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِّن نَّارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنتَصِرَانِ

Türkçe:

İkinizin de üzerine ateşten bir alev ve erimiş bakır/duman gönderilir de başarılı olamazsınız.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir, kendinizi savunamazsınız.

Diyanet Vakfı:

Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir de birbirinizi kurtaramaz ve yardımlaşamazsınız.

İngilizce:

On you will be sent (O ye evil ones twain!) a flame of fire (to burn) and a smoke (to choke): no defence will ye have:

Fransızca:

Il sera lancé contre vous un jet de feu et de fumée [ou de cuivre fondu], et vous ne serez pas secourus.

Almanca:

ER schickt über euch beide Flammen von Feuer und Rauch, so könnt ihr euch nicht helfen.

Rusça:

На вас нашлют зеленое пламя (или пламя без дыма) и расплавленную медь (или дым), и вы не поможете друг другу.

Açıklama:
 
00:00

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.

Arapça:

فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

Türkçe:

Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz

Diyanet Vakfı:

Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

İngilizce:

Then which of the favours of your Lord will ye deny?

Fransızca:

Lequel donc des bienfaits de votre Seigneur nierez-vous ?

Almanca:

Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!

Rusça:

Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?

Açıklama:
 
00:00

feiẕe-nşeḳḳati-ssemâü fekânet verdeten keldihân.

Arapça:

فَإِذَا انشَقَّتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِ

Türkçe:

Gök yarılarak, eriyip kızarmış yağ/kırmızıya boyanmış deri gibi bir gül haline geldiği zaman,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül olduğu zaman...

Diyanet Vakfı:

Gök yarılıp da kızarmış yağ renginde gül gibi olduğu zaman,

İngilizce:

When the sky is rent asunder, and it becomes red like ointment:

Fransızca:

Puis quand le ciel se fendra et deviendra alors écarlate comme le cuir rouge.

Almanca:

Und 3 wenn der Himmel sich spaltete, dann rot wie rotes Leder wird.

Rusça:

И вот небо разверзнется и станет красным, как кипящее масло (или покрасневшая кожа; или расплавленный свинец).

Açıklama:
 
00:00

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.

Arapça:

فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

Türkçe:

Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayacaksınız yalan?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

Diyanet Vakfı:

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

İngilizce:

Then which of the favours of your Lord will ye deny?

Fransızca:

Lequel des bienfaits de votre Seigneur nierez-vous ?

Almanca:

Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!

Rusça:

Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?

Açıklama:
 
00:00

feyevmeiẕil lâ yüs'elü `an ẕembihî insüv velâ cânn.

Arapça:

فَيَوْمَئِذٍ لَّا يُسْأَلُ عَن ذَنبِهِ إِنسٌ وَلَا جَانٌّ

Türkçe:

O gün günahlarından ne cin sorguya çekilir ne de insan.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İşte o gün, ne insana ne de cinne günahından sorulmaz.

Diyanet Vakfı:

İşte o gün insana da cine de günahı sorulmaz.

İngilizce:

On that Day no question will be asked of man or Jinn as to his sin.

Fransızca:

Alors, ni aux hommes ni aux djinns, on ne posera des questions à propos de leurs péchés.

Almanca:

Also an diesem Tag wird nach seiner Verfehlung weder ein Mensch noch ein Dschinn befragt.

Rusça:

В тот день ни человек, ни джинн не будет спрошен о его грехе.

Açıklama:
 
00:00

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.

Arapça:

فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

Türkçe:

Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayacaksınız yalan?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

Diyanet Vakfı:

O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?

İngilizce:

Then which of the favours of your Lord will ye deny?

Fransızca:

Lequel donc des bienfaits de votre Seigneur nierez-vous ?

Almanca:

Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!

Rusça:

Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?

Açıklama:
 
00:00

yü`rafü-lmücrimûne bisîmâhüm feyü'ḫaẕü binnevâṣî vel'aḳdâm.

Arapça:

يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِسِيمَاهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاصِي وَالْأَقْدَامِ

Türkçe:

Suçlular, yüzlerinden tanınır da yakalanırlar perçemlerinden ve ayaklarından.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur.

Diyanet Vakfı:

Suçlular, simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.

İngilizce:

(For) the sinners will be known by their marks: and they will be seized by their forelocks and their feet.

Fransızca:

On reconnaîtra les criminels à leurs traits. Ils seront donc saisis par les toupets et les pieds.

Almanca:

Die schwer Verfehlenden werden durch ihreMerkmale bekannt, dann wird an den Stirnhaaren und an den Füßen gezerrt.

Rusça:

Грешников будут узнавать по их признакам, а затем хватать за хохлы и стопы.

Açıklama:
 
00:00

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.

Arapça:

فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

Türkçe:

Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayacaksınız yalan?

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

Diyanet Vakfı:

Öyleyken Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?

İngilizce:

Then which of the favours of your Lord will ye deny?

Fransızca:

Lequel donc des bienfaits de votre Seigneur nierez-vous ?

Almanca:

Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!

Rusça:

Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?

Açıklama:
 
00:00

hâẕihî cehennemü-lletî yükeẕẕibü bihe-lmücrimûn.

Arapça:

هَٰذِهِ جَهَنَّمُ الَّتِي يُكَذِّبُ بِهَا الْمُجْرِمُونَ

Türkçe:

İşte bu, günahkârların yalanlayıp durdukları cehennemdir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İşte bu, suçluların yalanladığı cehennemdir.

Diyanet Vakfı:

İşte bu, suçluların yalanladıkları cehennemdir.

İngilizce:

This is the Hell which the Sinners deny:

Fransızca:

Voilà l'Enfer que les criminels traitaient de mensonge.

Almanca:

Dies ist Dschahannam, welche die schwer Verfehlenden ableugnen.

Rusça:

Вот Геенна, которую грешники считали ложью.

Açıklama:

Sayfalar

Cuz 27 beslemesine abone olun.