
ḫaleḳa-l'insâne min ṣalṣâlin kelfeḫḫâr.
Arapça:
خَلَقَ الْإِنسَانَ مِن صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِ
Türkçe:
İnsanı, pişirilmiş çamur gibi kuru bir balçıktan yarattı.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.
Diyanet Vakfı:
Allah insanı, pişmiş çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.
İngilizce:
He created man from sounding clay like unto pottery,
Fransızca:
Il a créé l'homme d'argile sonnante comme la poterie;
Almanca:
ER erschuf den Menschen aus Salsal wie Ton
Rusça:
Он создал человека из сухой (или звенящей) глины, подобной гончарной,
Açıklama:

veḫaleḳa-lcânne mim mâricim min nâr.
Arapça:
وَخَلَقَ الْجَانَّ مِن مَّارِجٍ مِّن نَّارٍ
Türkçe:
Cini de ateşin dumansızından yarattı.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Cinleri de hâlis ateşten yarattı.
Diyanet Vakfı:
Cinleri öz ateşten yarattı.
İngilizce:
And He created Jinns from fire free of smoke:
Fransızca:
et Il a créé les djinns de la flamme d'un feu sans fumée;
Almanca:
und erschuf die Dschinn aus rauchlosem Feuer.
Rusça:
и создал джиннов из чистого пламени.
Açıklama:

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.
Arapça:
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Türkçe:
Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Diyanet Vakfı:
O halde, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
İngilizce:
Then which of the favours of your Lord will ye deny?
Fransızca:
Lequel donc des bienfaits de votre Seigneur nierez-vous ?
Almanca:
Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!
Rusça:
Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?
Açıklama:

rabbü-lmeşriḳayni verabbü-lmagribeyn.
Arapça:
رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِ
Türkçe:
İki doğunun Rabbi de O'dur, iki batının Rabbi de.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(O) iki doğunun ve iki batının Rabbidir.
Diyanet Vakfı:
(O,) iki doğunun ve iki batının Rabbidir.
İngilizce:
(He is) Lord of the two Easts and Lord of the two Wests:
Fransızca:
Seigneur des deux Levants et Seigneur des deux Couchants !
Almanca:
ER ist der HERR beider Osten und beider Westen .
Rusça:
Господь обоих востоков и Господь обоих западов!
Açıklama:

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.
Arapça:
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Türkçe:
Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Diyanet Vakfı:
Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?
İngilizce:
Then which of the favours of your Lord will ye deny?
Fransızca:
Lequel donc des bienfaits de votre seigneur nierez-vous ?
Almanca:
Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!
Rusça:
Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?
Açıklama:

merace-lbaḥrayni yelteḳiyân.
Arapça:
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ
Türkçe:
Salmıştır iki denizi; buluşup kucaklaşıyorlar.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Acı ve tatlı) iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar.
Diyanet Vakfı:
İki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir.
İngilizce:
He has let free the two bodies of flowing water, meeting together:
Fransızca:
Il a donné libre cours aux deux mers pour se rencontrer ;
Almanca:
ER ließ beide Meere aufeinandertreffen,
Rusça:
Он смешал два моря, которые встречаются друг с другом.
Açıklama:

beynehümâ berzeḫul lâ yebgiyân.
Arapça:
بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ
Türkçe:
Bir ayırıcı var aralarında; kendi sınırlarını aşmıyorlar.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Fakat aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.
Diyanet Vakfı:
Aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmazlar.
İngilizce:
Between them is a Barrier which they do not transgress:
Fransızca:
il y a entre elles une barrière qu'elles ne dépassent pas .
Almanca:
zwischen beiden gibt es eine Trennung, sie vermischen sich nicht.
Rusça:
Между ними существует преграда, которую они не могут преступить.
Açıklama:

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.
Arapça:
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Türkçe:
Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Diyanet Vakfı:
O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
İngilizce:
Then which of the favours of your Lord will ye deny?
Fransızca:
Lequel donc des bienfaits de votre Seigneur nierez-vous ?
Almanca:
Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!
Rusça:
Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?
Açıklama:

yaḫrucü minhüme-llü'lüü velmercân.
Arapça:
يَخْرُجُ مِنْهُمَا اللُّؤْلُؤُ وَالْمَرْجَانُ
Türkçe:
Çıkıyor onlardan inci ile mercan.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İkisinden de inci ve mercan çıkar.
Diyanet Vakfı:
İkisinden de inci ve mercan çıkar.
İngilizce:
Out of them come Pearls and Coral:
Fransızca:
De ces deux [mers]: sortent la perle et le corail.
Almanca:
Aus beiden kommen Perlen und Korallen hervor.
Rusça:
Из них обоих вылавливают жемчуг и кораллы.
Açıklama:

febieyyi âlâi rabbikümâ tükeẕẕibân.
Arapça:
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Türkçe:
Peki Rabbinizin nimetlerinden hangisini sayarsınız yalan?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Diyanet Vakfı:
Şimdi Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?
İngilizce:
Then which of the favours of your Lord will ye deny?
Fransızca:
Lequel donc des bienfaits de votre Seigneur nierez-vous ?
Almanca:
Also welche von den Wohltaten eures HERRN leugnet ihr beide ab?!
Rusça:
Какую же из милостей вашего Господа вы считаете ложью?
Açıklama:
Sayfalar
