
veyessir lî emrî.
Arapça:
وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي
Türkçe:
İşimi bana kolaylaştır."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşimi kolaylaştır,
Diyanet Vakfı:
İşimi bana kolaylaştır.
İngilizce:
Ease my task for me;
Fransızca:
et facilite ma mission,
Almanca:
erleichtere mir meine Angelegenheit
Rusça:
Облегчи мою миссию!
Açıklama:

vaḥlül `uḳdetem mil lisânî.
Arapça:
وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِّن لِّسَانِي
Türkçe:
"Dilimden düğümü çöz,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dilimden düğümü çöz
Diyanet Vakfı:
Dilimden (şu) bağı çöz.
İngilizce:
And remove the impediment from my speech,
Fransızca:
et dénoue un noeud en ma langue,
Almanca:
und entknote eines Knotens meine Zunge,
Rusça:
Развяжи узел на моем языке,
Açıklama:

yefḳahû ḳavlî.
Arapça:
يَفْقَهُوا قَوْلِي
Türkçe:
Ki sözümü iyi anlasınlar."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ki, sözümü iyi anlasınlar.
Diyanet Vakfı:
Ki sözümü anlasınlar.
İngilizce:
So they may understand what I say:
Fransızca:
afin qu'ils comprennent mes paroles,
Almanca:
damit sie mein Gesagtes begreifen!
Rusça:
чтобы они могли понять мою речь.
Açıklama:

vec`al lî vezîram min ehlî.
Arapça:
وَاجْعَل لِّي وَزِيرًا مِّنْ أَهْلِي
Türkçe:
"Bana ailemden bir yardımcı ver,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bir de bana ailemden bir vezir ver.
Diyanet Vakfı:
Bana ailemden bir de vezir (yardımcı) ver,
İngilizce:
And give me a Minister from my family,
Fransızca:
et assigne-moi un assistant de ma famille :
Almanca:
Und ernenne mir einen Assistenten von meiner Familie,
Rusça:
Назначь мне помощника из моей семьи -
Açıklama:

hârûne eḫî.
Arapça:
هَارُونَ أَخِي
Türkçe:
Kardeşim Hârun'u."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kardeşim Harun'u (ver).
Diyanet Vakfı:
Kardeşim Harun'u.
İngilizce:
Aaron, my brother;
Fransızca:
Aaron, mon frère,
Almanca:
Harun, meinen Bruder,
Rusça:
брата моего Харуна (Аарона).
Açıklama:

üşdüd bihî ezrî.
Arapça:
اشْدُدْ بِهِ أَزْرِي
Türkçe:
"Onunla sırtımı kuvvetlendir!"
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onunla arkamı kuvvetlendir.
Diyanet Vakfı:
Onun sayesinde arkamı kuvvetlendir.
İngilizce:
Add to my strength through him,
Fransızca:
accrois par lui ma force !
Almanca:
stärke mich mit ihm
Rusça:
Умножь благодаря ему силу мою
Açıklama:

veeşrikhü fî emrî.
Arapça:
وَأَشْرِكْهُ فِي أَمْرِي
Türkçe:
"Onu işime ortak kıl!"
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Elçilik) işimde onu bana ortak et.
Diyanet Vakfı:
Ve onu işime ortak kıl.
İngilizce:
And make him share my task:
Fransızca:
et associe-le à ma mission,
Almanca:
und beteilige ihn an meiner Angelegenheit,
Rusça:
и позволь ему разделить со мной мою миссию,
Açıklama:

key nüsebbiḥake keŝîrâ.
Arapça:
كَيْ نُسَبِّحَكَ كَثِيرًا
Türkçe:
"Taki seni çokça tespih edelim!"
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ki seni çok tesbih edelim.
Diyanet Vakfı:
Böylece seni bol bol tesbih edelim.
İngilizce:
That we may celebrate Thy praise without stint,
Fransızca:
afin que nous Te glorifions beaucoup,
Almanca:
damit wir Dich 2 viel lobpreisen
Rusça:
чтобы мы славили Тебя многократно
Açıklama:

veneẕkürake keŝîrâ.
Arapça:
وَنَذْكُرَكَ كَثِيرًا
Türkçe:
"Seni çokça analım!"
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Seni çok analım.
Diyanet Vakfı:
Ve çok çok analım seni.
İngilizce:
And remember Thee without stint:
Fransızca:
et que nous T'invoquions beaucoup.
Almanca:
und dir viel gedenken.
Rusça:
и поминали Тебя многократно.
Açıklama:

inneke künte binâ beṣîrâ.
Arapça:
إِنَّكَ كُنتَ بِنَا بَصِيرًا
Türkçe:
"Kuşkusuz sen, bizi görmektesin."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Şüphe yok ki sen bizi görüp duruyorsun."
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz sen bizi görmektesin.
İngilizce:
For Thou art He that (ever) regardeth us.
Fransızca:
Et Toi, certes, Tu es Très Clairvoyant sur nous".
Almanca:
Gewiß, DU bist uns immer allsehend."
Rusça:
Воистину, Ты видишь нас".
Açıklama:
Sayfalar
