Cuz 30

 
00:00

elleẕî enḳaḍa żahrak.

Arapça:

الَّذِي أَنقَضَ ظَهْرَكَ

Türkçe:

Ki o, belini çatırdatmıştı senin.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O senin sırtını ezen yükü.

Diyanet Vakfı:

O senin belini büken yükü.

İngilizce:

The which did gall thy back?-

Fransızca:

qui accablait ton dos ?

Almanca:

die deinen Rücken niederdrückte,

Rusça:

которая отягощала твою спину?

Açıklama:
 
00:00

verafa`nâ leke ẕikrak.

Arapça:

وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ

Türkçe:

Ve yüceltmedik mi senin şanını!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Senin şanını yüceltmedik mi?

Diyanet Vakfı:

Senin şanını ve ününü yüceltmedik mi?

İngilizce:

And raised high the esteem (in which) thou (art held)?

Fransızca:

Et exalté pour toi ta renommée ?

Almanca:

und dein Ansehen erhöht?!

Rusça:

Разве Мы не возвеличили твое поминание?

Açıklama:
 
00:00

feinne me`a-l`usri yüsrâ.

Arapça:

فَإِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا

Türkçe:

Demek ki, zorluğun yanında bir kolaylık mutlaka var!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık vardır.

Diyanet Vakfı:

Elbette zorluğun yanında bir kolaylık vardır.

İngilizce:

So, verily, with every difficulty, there is relief:

Fransızca:

A côté de la difficulté est, certes, une facilité !

Almanca:

Also gewiß, es gibt mit der Erschwernis eine Erleichterung.

Rusça:

Воистину, за каждой тягостью наступает облегчение.

Açıklama:
 
00:00

inne me`a-l`usri yüsrâ.

Arapça:

إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا

Türkçe:

Zorluğun yanında bir kolaylık muhakkak var!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Evet, zorlukla beraber bir kolaylık vardır.

Diyanet Vakfı:

Gerçekten, zorlukla beraber bir kolaylık daha vardır.

İngilizce:

Verily, with every difficulty there is relief.

Fransızca:

A côté de la difficulté, est certes, une facilité !

Almanca:

Gewiß, es gibt mit der Erschwernis eine Erleichterung.

Rusça:

За каждой тягостью наступает облегчение.

Açıklama:
 
00:00

feiẕâ feragte fenṣab.

Arapça:

فَإِذَا فَرَغْتَ فَانصَبْ

Türkçe:

O halde,bir iş ve oluştan boşalır boşalmaz yeni bir işe koyulup yorul!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O halde boş kaldın mı, yine kalk (başka bir iş ve ibadetle) yorul.

Diyanet Vakfı:

Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul,

İngilizce:

Therefore, when thou art free (from thine immediate task), still labour hard,

Fransızca:

Quand tu te libères, donc, lève-toi ,

Almanca:

Also wenn du entlastet bist, so strenge dich an,

Rusça:

Посему, как только освободишься, будь деятелен

Açıklama:
 
00:00

veilâ rabbike fergab.

Arapça:

وَإِلَىٰ رَبِّكَ فَارْغَب

Türkçe:

Ve yalnız Rabbine yönelip doğrul!

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ancak Rabbine yönel.

Diyanet Vakfı:

Yalnız Rabbine yönel.

İngilizce:

And to thy Lord turn (all) thy attention.

Fransızca:

et à ton Seigneur aspire.

Almanca:

und deinem HERRN, so widme dich aufrichtig!

Rusça:

и устремись к своему Господу.

Açıklama:
 
00:00

vettîni vezzeytûn.

Arapça:

بِّسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالتِّينِ وَالزَّيْتُونِ

Türkçe:

Yemin olsun incire, zeytine,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Tîn'e ve Zeytun'a,

Diyanet Vakfı:

İncire, zeytine,

İngilizce:

By the Fig and the Olive,

Fransızca:

Par le figuier et l'olivier !

Almanca:

Bei den Feigen und den Oliven,

Rusça:

Клянусь смоковницей и оливой!

Açıklama:
 
00:00

veṭûri sînîn.

Arapça:

وَطُورِ سِينِينَ

Türkçe:

Tûr-i Sîna'ya,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Sina dağına

Diyanet Vakfı:

Sina dağına,

İngilizce:

And the Mount of Sinai,

Fransızca:

Et par le Mont Sinin !

Almanca:

bei dem Tur-Berg von Sinin ,

Rusça:

Клянусь горой Синаем!

Açıklama:
 
00:00

vehâẕe-lbeledi-l'emîn.

Arapça:

وَهَٰذَا الْبَلَدِ الْأَمِينِ

Türkçe:

Ve şu güvenli kente ki,

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ve bu güvenli beldeye andolsun ki,

Diyanet Vakfı:

Ve şu emin beldeye yemin ederim ki,

İngilizce:

And this City of security,-

Fransızca:

Et par cette Cité sûre !

Almanca:

bei dieser sicheren Stadt!

Rusça:

Клянусь этим безопасным городом (Меккой)!

Açıklama:
 
00:00

leḳad ḫalaḳne-l'insâne fî aḥseni taḳvîm.

Arapça:

لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ

Türkçe:

Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Biz insanı en güzel biçimde yarattık.

Diyanet Vakfı:

Biz insanı en güzel biçimde yarattık.

İngilizce:

We have indeed created man in the best of moulds,

Fransızca:

Nous avons certes créé l'homme dans la forme la plus parfaite.

Almanca:

Gewiß, bereits erschufen WIR den Menschen in bestem Aufrechtstehen,

Rusça:

Мы сотворили человека в прекраснейшем облике.

Açıklama:

Sayfalar

Cuz 30 beslemesine abone olun.