
feemmâ men a`ṭâ vetteḳâ.
Arapça:
فَأَمَّا مَنْ أَعْطَىٰ وَاتَّقَىٰ
Türkçe:
Kim verir ve sakınırsa,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bundan böyle her kim malını hayır için verir ve korunursa,
Diyanet Vakfı:
Artık kim verir ve sakınırsa,
İngilizce:
So he who gives (in charity) and fears (Allah),
Fransızca:
Celui qui donne et craint (Allah)
Almanca:
Also hinsichtlich desjenigen, der spendete und Taqwa gemäß handelte
Rusça:
Тому, кто делал пожертвования и был богобоязнен,
Açıklama:

veṣaddeḳa bilḥusnâ.
Arapça:
وَصَدَّقَ بِالْحُسْنَىٰ
Türkçe:
Ve güzeli doğrularsa,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve en güzel olanı doğrularsa,
Diyanet Vakfı:
Ve en güzeli de tasdik ederse,
İngilizce:
And (in all sincerity) testifies to the best,-
Fransızca:
et déclare véridique la plus belle récompense
Almanca:
und das Schöne (Dschanna) für wahrhaftig hielt,
Rusça:
кто признавал наилучшее,
Açıklama:

fesenüyessiruhû lilyüsrâ.
Arapça:
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَىٰ
Türkçe:
Biz ona, en kolay olanı kolaylayacağız.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz onu en kolay yola muvaffak kılacağız.
Diyanet Vakfı:
Biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).
İngilizce:
We will indeed make smooth for him the path to Bliss.
Fransızca:
Nous lui faciliterons la voie au plus grand bonheur.
Almanca:
diesem werden WIR es zum Erleichterten leicht machen.
Rusça:
Мы облегчим путь к легчайшему.
Açıklama:

veemmâ mem beḫile vestagnâ.
Arapça:
وَأَمَّا مَن بَخِلَ وَاسْتَغْنَىٰ
Türkçe:
Ama kim cimriliğe sapar ve kendisini tüm ihtiyaçların üstünde görür,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kim de cimrilik eder ve kendini hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış görür.
Diyanet Vakfı:
Kim cimrilik eder, kendini müstağni sayar,
İngilizce:
But he who is a greedy miser and thinks himself self-sufficient,
Fransızca:
Et quand à celui qui est avare, se dispense (de l'adoration d'Allah),
Almanca:
Und hinsichtlich desjenigen, der geizte und verzichtete (auf den Din)
Rusça:
А тому, кто был скуп и полагал, что ни в чем не нуждается,
Açıklama:

vekeẕẕebe bilḥusnâ.
Arapça:
وَكَذَّبَ بِالْحُسْنَىٰ
Türkçe:
Ve güzelliği yalanlarsa,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve en güzeli de yalanlarsa,
Diyanet Vakfı:
Ve en güzeli de yalanlarsa,
İngilizce:
And gives the lie to the best,-
Fransızca:
et traite de mensonge la plus belle récompense,
Almanca:
und das Schöne ableugnete,
Rusça:
кто счел ложью наилучшее,
Açıklama:

fesenüyessiruhû lil`usrâ.
Arapça:
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْعُسْرَىٰ
Türkçe:
Biz onu, en zor olana sevk edeceğiz.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onu da en zor yola hazırlarız.
Diyanet Vakfı:
Biz de onu en zora hazırlarız.
İngilizce:
We will indeed make smooth for him the path to Misery;
Fransızca:
Nous lui faciliterons la voie à la plus grande difficulté,
Almanca:
diesem werden WIR es zum Erschwerten leicht machen.
Rusça:
Мы облегчим путь к тягчайшему.
Açıklama:

vemâ yugnî `anhü mâlühû iẕâ teraddâ.
Arapça:
وَمَا يُغْنِي عَنْهُ مَالُهُ إِذَا تَرَدَّىٰ
Türkçe:
Aşağı yuvarlandığında malı onu kurtarmayacaktır.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Çukura yuvarlandığı zaman malı onu kurtaramayacak.
Diyanet Vakfı:
Düştüğü zaman da malı kendisine hiç fayda vermez.
İngilizce:
Nor will his wealth profit him when he falls headlong (into the Pit).
Fransızca:
et à rien ne lui serviront ses richesses quand il sera jeté (au Feu).
Almanca:
Und sein Vermögen nützt ihm nicht, wenn er zugrundegeht.
Rusça:
Не спасет его достояние, когда он падет.
Açıklama:

inne `aleynâ lelhüdâ.
Arapça:
إِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدَىٰ
Türkçe:
Yemin olsun, doğruya ve güzele kılavuzlamak sadece bizim işimizdir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Doğru yolu göstermek muhakkak bize aittir.
Diyanet Vakfı:
Doğru yolu göstermek bize aittir.
İngilizce:
Verily We take upon Ourselves to guide,
Fransızca:
C'est à Nous, certes, de guider;
Almanca:
Gewiß, Uns obliegt doch die Rechtleitung.
Rusça:
Нам надлежит вести прямым путем.
Açıklama:

veinne lenâ lel'âḫirate vel'ûlâ.
Arapça:
وَإِنَّ لَنَا لَلْآخِرَةَ وَالْأُولَىٰ
Türkçe:
Sonrası da öncesi de sadece bizimdir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kuşkusuz ahiret de dünya da bizimdir.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz ahiret de dünya da bizimdir.
İngilizce:
And verily unto Us (belong) the End and the Beginning.
Fransızca:
à Nous appartient, certes, la vie dernière et la vie présente.
Almanca:
Und gewiß, Uns gehört doch sowohl das Letzte als auch das Erste.
Rusça:
Нам принадлежат Последняя жизнь и жизнь первая.
Açıklama:

feenẕertüküm nâran teleżżâ.
Arapça:
فَأَنذَرْتُكُمْ نَارًا تَلَظَّىٰ
Türkçe:
Ben sizi, köpürerek yanan bir ateşe karşı uyardım.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ben sizi köpürdükçe köpüren bir ateşe karşı uyardım.
Diyanet Vakfı:
(Ey insanlar! ) Alev alev yanan bir ateşle sizi uyardım.
İngilizce:
Therefore do I warn you of a Fire blazing fiercely;
Fransızca:
Je vous ai donc avertis d'un Feu qui flambe
Almanca:
Also ICH warnte euch vor einem Feuer, das lodert,
Rusça:
Я предостерег вас от пылающего Огня.
Açıklama:
Sayfalar
