Sad—ص

 
00:00

iẕ ḳâle rabbüke lilmelâiketi innî ḫâliḳum beşeram min ṭîn.

Arapça:

إِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلَائِكَةِ إِنِّي خَالِقٌ بَشَرًا مِّن طِينٍ

Türkçe:

Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: "Ben çamurdan bir insan yaratacağım."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben çamurdan bir insan yaratmaktayım."

Diyanet Vakfı:

Rabbin meleklere demişti ki: Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım.

İngilizce:

Behold, thy Lord said to the angels: "I am about to create man from clay:

Fransızca:

Quand ton Seigneur dit aux Anges : "Je vais créer d'argile un être humain.

Almanca:

(Erinnere daran), als dein HERR zu den Engeln sagte: "Gewiß, ICH werde einen Menschen aus Lehm erschaffen.

Rusça:

Вот твой Господь сказал ангелам: "Я создам человека из глины.

Açıklama:
 
00:00

feiẕâ sevveytühû venefaḫtü fîhi mir rûḥî feḳa`û lehû sâcidîn.

Arapça:

فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُوا لَهُ سَاجِدِينَ

Türkçe:

"Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin!"

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın.

Diyanet Vakfı:

Onu tamamlayıp, içine de ruhumdan üfürdüğüm zaman, derhal ona secdeye kapanın!

İngilizce:

When I have fashioned him (in due proportion) and breathed into him of My spirit, fall ye down in obeisance unto him.

Fransızca:

Quand Je l'aurai bien formé et lui aurai insufflé de Mon Esprit, jetez-vous devant lui, prosternés".

Almanca:

Und nachdem ICH ihn vollendete und in ihn einen Ruhh von Mir einhauchte, dann fallt nieder in Sudschud für ihn!"

Rusça:

Когда же Я придам ему соразмерный облик и вдохну в него от Моего духа, то падите перед ним ниц".

Açıklama:
 
00:00

fesecede-lmelâiketü küllühüm ecme`ûn.

Arapça:

فَسَجَدَ الْمَلَائِكَةُ كُلُّهُمْ أَجْمَعُونَ

Türkçe:

Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde etmişlerdi.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde ettiler.

Diyanet Vakfı:

Bütün melekler toptan secde ettiler.

İngilizce:

So the angels prostrated themselves, all of them together:

Fransızca:

Alors tous les Anges se prosternèrent,

Almanca:

Dann vollzogen die Engel Sudschud, sie alle, allesamt.

Rusça:

Все ангелы без исключения пали ниц,

Açıklama:
 
00:00

illâ iblîs. istekbera vekâne mine-lkâfirîn.

Arapça:

إِلَّا إِبْلِيسَ اسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِرِينَ

Türkçe:

İblis etmemişti. O, kibre sapmış ve inkârcılardan olmuştu.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yalnız İblis etmedi, büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.

Diyanet Vakfı:

Yalnız İblis secde etmedi. O büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu.

İngilizce:

Not so Iblis: he was haughty, and became one of those who reject Faith.

Fransızca:

à l'exception d'Iblis qui s'enfla d'orgueil et fut du nombre des infidèles.

Almanca:

Außer Iblis, er hat sich in Arroganz erhoben und war von den Kafir.

Rusça:

кроме Иблиса, который возгордился и стал одним из неверующих.

Açıklama:
 
00:00

ḳâle yâ iblîsü mâ mene`ake en tescüde limâ ḫalaḳtü biyedeyy. estekberte em künte mine-l`âlîn.

Arapça:

قَالَ يَا إِبْلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَن تَسْجُدَ لِمَا خَلَقْتُ بِيَدَيَّ ۖ أَسْتَكْبَرْتَ أَمْ كُنتَ مِنَ الْعَالِينَ

Türkçe:

Allah dedi: "Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan neydi? Burnu büyüklük mü ettin, yoksa yücelenlerden mi oldun?"

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Allah: "Ey İblis! O benim kudretimle yarattığıma secde etmene ne engel oldu? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yüksek derecelerde bulunanlardan mı oldun?" dedi.

Diyanet Vakfı:

Allah! Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden misin? dedi.

İngilizce:

(Allah) said: "O Iblis! What prevents thee from prostrating thyself to one whom I have created with my hands? Art thou haughty? Or art thou one of the high (and mighty) ones?"

Fransızca:

(Allah) lui dit : "ô Iblis, qui t'a empêché de te prosterner devant ce que J'ai créé de Mes mains ? T'enfles-tu d'orgueil ou te considères-tu parmi les hauts placés ? "

Almanca:

ER sagte: "Iblis! Was hinderte dich daran, Sudschud vor dem zu vollziehen, den ICH eigenständig erschuf?! Hast du dich in Arroganz erhoben, oder warst du von den Hochmütigen?!"

Rusça:

Он сказал: "О Иблис! Что помешало тебе пасть ниц перед тем, кого Я сотворили Своими обеими Руками? Ты возгордился или же принадлежишь к числу превозносящихся?"

Açıklama:
 
00:00

ḳâle ene ḫayrum minh. ḫalaḳtenî min nâriv veḫalaḳtehû min ṭîn.

Arapça:

قَالَ أَنَا خَيْرٌ مِّنْهُ ۖ خَلَقْتَنِي مِن نَّارٍ وَخَلَقْتَهُ مِن طِينٍ

Türkçe:

İblis dedi: "Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İblis dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın."

Diyanet Vakfı:

İblis: Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi.

İngilizce:

(Iblis) said: "I am better than he: thou createdst me from fire, and him thou createdst from clay."

Fransızca:

"Je suis meilleur que lui, dit [Iblis,] Tu m'as créé de feu et tu l'as créé d'argile".

Almanca:

Er sagte: "Ich bin besser als er! DU hast mich aus Feuer erschaffen und ihn aus Lehm erschaffen."

Rusça:

Он сказал: "Я лучше него. Ты сотворил меня из огня, а его сотворил из глины".

Açıklama:
 
00:00

ḳâle faḫruc minhâ feinneke racîm.

Arapça:

قَالَ فَاخْرُجْ مِنْهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٌ

Türkçe:

Buyurdu: "Hadi, çık oradan! Sen kovulmuş birisin."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Allah: "Hemen çık oradan, artık sen kovuldun."

Diyanet Vakfı:

Allah: Çık oradan (cennetten)! Sen artık kovulmuş birisin.

İngilizce:

(Allah) said: "Then get thee out from here: for thou art rejected, accursed.

Fransızca:

(Allah) dit : "Sors d'ici, te voilà banni;

Almanca:

ER sagte: "Also verlasse sie (die Dschanna)! Denn gewiß, du bist verdammt.

Rusça:

Он сказал: "Изыди отсюда! Отныне ты изгнан и побиваем.

Açıklama:
 
00:00

veinne `aleyke la`netî ilâ yevmi-ddîn.

Arapça:

وَإِنَّ عَلَيْكَ لَعْنَتِي إِلَىٰ يَوْمِ الدِّينِ

Türkçe:

"Din gününe kadar lanetim üzerinedir."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ve elbette lanetim ceza gününe kadar senin üzerindedir. buyurdu.

Diyanet Vakfı:

VE ceza gününe kadar lanetim senin üzerindedir! buyurdu.

İngilizce:

And My curse shall be on thee till the Day of Judgment.

Fransızca:

et sur toi sera ma malédiction jusqu'au jour de la Rétribution".

Almanca:

Und unweigerlich, auf dir lastet Mein Fluch bis zum Tag des Din ."

Rusça:

И проклятие Мое пребудет над тобой до Дня воздаяния".

Açıklama:
 
00:00

ḳâle rabbi feenżirnî ilâ yevmi yüb`aŝûn.

Arapça:

قَالَ رَبِّ فَأَنظِرْنِي إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ

Türkçe:

Dedi: "Rabbim, o halde insanların diriltileceği güne kadar bana süre ver."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İblis: "Ya Rab! O halde insanların diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver." dedi.

Diyanet Vakfı:

İblis: Ey Rabbim! O halde tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver, dedi.

İngilizce:

(Iblis) said: "O my Lord! Give me then respite till the Day the (dead) are raised."

Fransızca:

"Seigneur, dit [Iblis,] donne-moi donc un délai, jusqu'au jour où ils seront ressuscités".

Almanca:

Er sagte: "Mein HERR! Dann gewähre mir Aufschub bis zu dem Tag, an dem sie erweckt werden."

Rusça:

Он сказал: "Господи! Предоставь мне отсрочку до того дня, когда они будут воскрешены".

Açıklama:
 
00:00

ḳâle feinneke mine-lmünżarîn.

Arapça:

قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ الْمُنظَرِينَ

Türkçe:

Buyurdu: "Peki, süre verilenlerdensin."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurdu.

Diyanet Vakfı:

Allah: "Haydi, sen mühlet verilenlerdensin."

İngilizce:

(Allah) said: "Respite then is granted thee-

Fransızca:

(Allah) dit : "Tu es de ceux à qui un délai est accordé,

Almanca:

ER sagte: "Du bist von denjenigen, denen Aufschub gewährt wird

Rusça:

Он сказал: "Воистину, ты - один из тех, кому предоставлена отсрочка

Açıklama:

Sayfalar

Sad—ص beslemesine abone olun.