Sad—ص

 
00:00

ilâ yevmi-lvaḳti-lma`lûm.

Arapça:

إِلَىٰ يَوْمِ الْوَقْتِ الْمَعْلُومِ

Türkçe:

"O bilinen güne kadar."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurdu.

Diyanet Vakfı:

"O bilinen güne kadar" buyurdu.

İngilizce:

Till the Day of the Time Appointed.

Fransızca:

jusqu'au jour de l'Instant bien Connu".

Almanca:

bis zum Tag der bekannten Zeit."

Rusça:

до дня, срок которого определен".

 
00:00

ḳâle febi`izzetike leugviyennehüm ecme`în.

Arapça:

قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغْوِيَنَّهُمْ أَجْمَعِينَ

Türkçe:

Dedi: "Kudret ve şerefine yemin olsun ki, onların tümünü azdıracağım."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

İblis: "Öyle ise izzet ve şerefine yemin ederim ki, ben onların hepsini mutlaka aldatır, saptırırım."

Diyanet Vakfı:

İblis: Senin mutlak kudretine andolsun ki, onların hepsini mutlaka azdıracağım."

İngilizce:

(Iblis) said: "Then, by Thy power, I will put them all in the wrong,-

Fransızca:

"Par Ta puissance ! dit [Satan]. Je les séduirai assurément tous,

Almanca:

Er sagte: "Bei Deiner Würde! Ich werde sie doch beirren, allesamt,

Rusça:

Он сказал: "Клянусь Твоим могуществом! Я совращу их всех,

 
00:00

illâ `ibâdeke minhümü-lmuḫleṣîn.

Arapça:

إِلَّا عِبَادَكَ مِنْهُمُ الْمُخْلَصِينَ

Türkçe:

"İçlerinden sadece samimi, seçkin kullar dışta kalacaktır."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ancak içlerinden ihlas ile seçilmiş has kulların müstesna dedi.

Diyanet Vakfı:

"Ancak onlardan ihlaslı kulların hariç" dedi.

İngilizce:

Except Thy Servants amongst them, sincere and purified (by Thy Grace).

Fransızca:

sauf Tes serviteurs élus parmi eux".

Almanca:

außer Deinen auserwählten Dienern von ihnen."

Rusça:

кроме Твоих избранных (или искренних) рабов".

 
00:00

ḳâle felḥaḳḳ. velḥaḳḳa eḳûl.

Arapça:

قَالَ فَالْحَقُّ وَالْحَقَّ أَقُولُ

Türkçe:

Buyurdu: "İşte bu doğru! Ben de yalnız doğruyu söylerim."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Allah buyurdu ki: "O doğru, ben hep doğruyu söylerim."

Diyanet Vakfı:

Allah buyurdu ki, "O doğru ben hep doğruyu söylerim."

İngilizce:

(Allah) said: "Then it is just and fitting- and I say what is just and fitting-

Fransızca:

(Allah) dit : "En vérité, et c'est la vérité que je dis,

Almanca:

ER sagte: "Der Wahrheit gemäß - und die Wahrheit ist, was ICH sage -

Rusça:

Он сказал: "Вот истина! Я говорю только истину.

 
00:00

leemleenne cehenneme minke vemimmen tebi`ake minhüm ecme`în.

Arapça:

لَأَمْلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنكَ وَمِمَّن تَبِعَكَ مِنْهُمْ أَجْمَعِينَ

Türkçe:

"Gerçek şu ki, ben cehennemi seninle ve onlardan sana uyanlarla tamamen dolduracağım."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Andolsun ki, cehennemi mutlaka senden ve onların sana uyanlarından, topunuzdan tıka basa dolduracağım.

Diyanet Vakfı:

"Mutlaka sen ve sana uyanların hepsiyle cehennemi dolduracağım!."

İngilizce:

That I will certainly fill Hell with thee and those that follow thee,- every one.

Fransızca:

J'emplirai certainement l'Enfer de toi et de tous ceux d'entre eux qui te suivront".

Almanca:

werde ICH doch Dschahannam voll füllen mit dir und allen, die von ihnen dir folgen, allesamt."

Rusça:

Я непременно заполню Геенну тобою и всеми, кто последует за тобою".

 
00:00

ḳul mâ es'elüküm `aleyhi min ecriv vemâ ene mine-lmütekellifîn.

Arapça:

قُلْ مَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُتَكَلِّفِينَ

Türkçe:

De ki: "Tebliğime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Ben size kendiliğimden/zorlamayla yükümlülük getirenlerden de değilim."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Ey Muhammed! De ki: "Ben o Kur'ân'a karşı sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben kendiliğimden bir şey de teklif etmiyorum."

Diyanet Vakfı:

(Resulüm!) De ki: Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben olduğundan başka türlü görünenlerden de değilim.

İngilizce:

Say: "No reward do I ask of you for this (Qur'an), nor am I a pretender.

Fransızca:

Dis : "Pour cela, je ne vous demande aucun salaire; et je ne suis pas un imposteur.

Almanca:

Sag: "Ich verlange von euch dafür keinen Lohn, und ich bin nicht von den Angebenden."

Rusça:

Скажи: "Я не прошу у вас за это никакого вознаграждения и не обременяю себя измышлениями.

 
00:00

in hüve illâ ẕikrul lil`âlemîn.

Arapça:

إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ لِّلْعَالَمِينَ

Türkçe:

Bu, âlemler için bir Zikir'den başka şey değildir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

O Kur'ân, bütün âlemler için bir zikir, bir öğüttür.

Diyanet Vakfı:

Bu Kur'an, ancak alemler için bir öğüttür.

İngilizce:

This is no less than a Message to (all) the Worlds.

Fransızca:

Ceci [le Coran] n'est qu'un rappel à l'univers.

Almanca:

Es ist nur eine Ermahnung für die Schöpfung!

Rusça:

Это - не что иное, как Напоминание для миров.

 
00:00

veleta`lemünne nebeehû ba`de ḥîn.

Arapça:

وَلَتَعْلَمُنَّ نَبَأَهُ بَعْدَ حِينٍ

Türkçe:

Yemin olsun, bir süre sonra onun haberini bileceksiniz.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz.

Diyanet Vakfı:

Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.

İngilizce:

And ye shall certainly know the truth of it (all) after a while.

Fransızca:

Et certainement vous en aurez des nouvelles bientôt ! ".

Almanca:

Und ihr werdet doch noch seine Mitteilung nach einer Zeit erkennen.

Rusça:

А вы непременно узнаете весть о нем через определенное время".

Sayfalar

Sad—ص beslemesine abone olun.