Arapça:
أَمْ أَبْرَمُوا أَمْرًا فَإِنَّا مُبْرِمُونَ
Çeviriyazı:
em ebramû emran feinnâ mübrimûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoksa onlar hakka karşı gelmek için bir iş mi kararlaştırdılar? Biz de onları cezalandırmak için kararlıyız.
Diyanet İşleri:
Yoksa bir işe mi karar verdiler? Doğrusu Biz de kararlıyız.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar, kafirlikte ısrar ettiler, biz de onları cezalandırmada ısrar edeceğiz.
Şaban Piriş:
Onlar (size hile kurmakta) işi sağlama aldıklarını mı düşünüyorlar? İşte biz de işi sağlam tutuyoruz.
Edip Yüksel:
Yoksa onlar bir plan mı kurdular? Biz de plan kurarız.
Ali Bulaç:
Yoksa onlar, işi sıkı mı tuttular? İşte şüphesiz Biz de işi sıkı tutanlarız.
Suat Yıldırım:
Ey Resulüm! Onlar size hile kurmakta işi sağlama aldıklarını mı düşünüyorlar?İşte Biz de işi sağlam tutuyoruz.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Yoksa bir işi sapsağlam mı tuttular? Artık şüphe yok ki, sapsağlam tutan Biz´leriz.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yoksa bir iş ve oluşta kesin karara mı vardılar? Kuşkusuz, biz de kesin kararlıyız.
Bekir Sadak:
Goklerin, yerin ve ikisi arasinda bulananlarin hukumranligi kendisinin olan Allah en yucedir! Kiyamet saatini bilmek O´na aittir. O´na doneceksiniz.
İbni Kesir:
Yoksa bir işe mi karar verdiler? Doğrusu Biz de kararlıyız.
Adem Uğur:
Yoksa (müşrikler) bir işe kesin karar mı verdiler? Doğrusu biz de kararlıyız!
İskender Ali Mihr:
Yoksa onlar işi sağlam mı tuttular? Muhakkak ki asıl biz, işi sağlam tutanlarız.
Celal Yıldırım:
Yoksa onlar, işi sıkı mı tuttular ? Doğrusu biz de sıkı tutanlarız.
Tefhim ul Kuran:
Yoksa onlar, işi sıkı mı tuttular? İşte şüphesiz biz de işi sıkı tutanlarız.
Fransızca:
Ont-ils pris quelque décision [entre eux] ? Car c'est Nous qui décidons !
İspanyolca:
¿Han tramado algo? Pues Nosotros también.
İtalyanca:
Hanno voluto tendere le loro trame? Anche Noi abbiamo tramato.
Almanca:
Oder entschlossen sie sich zu einem Ding?! Gewiß, WIR entschlossen Uns auch.
Çince:
他们已决定一件事了吗?我也必决定一件事。
Hollandaca:
Hebben de ongeloovigen een stelsel opgemaakt, om onzen profeet te verschalken?
Rusça:
Приняли ли они (многобожники) окончательное решение? Мы уже приняли окончательное решение.
Somalice:
Ma waxbayse gooyeen Gaaladu oo amar ah (dhibka Nabiga) anaguna waxbaan goynaynaa (ciqaabtooda).
Swahilice:
Au waliweza kupitisha amri yao? Bali ni Sisi ndio tunao pitisha.
Uygurca:
ئۇلار (مۇھەممەد ئەلەيھىسسالامغا سۇيىقەست قىلىشتا) بىر ئىشنى قارار قىلغان بولسا، بىز (مۇھەممەد ئەلەيھىسسالامغا) ياردەم بېرىشتە بىر ئىشنى قارار قىلىمىز
Japonca:
かれら(マッカの多神教徒たち)は,(使徒に対し)策謀を張り廻らしたつもりだろうが,われこそ,(かれらに対して策謀を)廻らしてある。
Arapça (Ürdün):
«أم أبرموا» أي كفار مكة: أحكموا «أمراً» في كيد محمد النبي «فإنا مبرمون» محكمون كيدنا في إهلاكهم.
Hintçe:
क्या उन लोगों ने कोई बात ठान ली है हमने भी (कुछ ठान लिया है)
Tayca:
หรือว่าพวกเขาได้ตกลงวางแผนในเรื่องใด ดังนั้นแน่นอนเราก็ได้ตกลงวางแผนเช่นกัน (ที่จะทำลายแผนของพวกเขา)
İbranice:
אם הם הכינו תחבולה, גם אנחנו מכינים להם
Hırvatça:
Ako oni pletu zamke, i Mi ćemo zamke njima postaviti.
Rumence:
Au luat o hotărâre de nezdruncinat? Noi suntem Cei care luăm hotărârile de dezdruncinat!
Transliteration:
Am abramoo amran fainna mubrimoona
Türkçe:
Yoksa bir iş ve oluşta kesin karara mı vardılar? Kuşkusuz, biz de kesin kararlıyız.
Sahih International:
Or have they devised [some] affair? But indeed, We are devising [a plan].
İngilizce:
What! have they settled some plan (among themselves)? But it is We Who settle things.
Azerbaycanca:
Yoxsa onlar (Peyğəmbərə hiylə qurmaqla) düzgün iş görmüşdülər?! Elə isə Biz də (onlara əzab verməklə) düzgün iş görürük!
Süleyman Ateş:
Yoksa (hakka engel olma hususunda) bir iş mi kararlaştırdılar? Biz de (onları cezalandırmağa ve hakkı yerleştirmeğe) kararlıyız.
Diyanet Vakfı:
Yoksa (müşrikler) bir işe kesin karar mı verdiler? Doğrusu biz de kararlıyız!
Erhan Aktaş:
Yoksa onlar kesin karar mı verdiler? Biz de kesin kararlıyız!
Kral Fahd:
Yoksa (müşrikler) bir işe kesin karar mı verdiler? Doğrusu biz de kararlıyız!
Hasan Basri Çantay:
Yoksa onlar işi sağlam mı tutmuşlar?! İşte biz de hakıykaten sağlam tutanlarız!
Muhammed Esed:
Öyle mi? (Hakikatin) ne olması gerektiğine onlar, (o, hakikati inkar edenler) mi karar verecek?
Gültekin Onan:
Yoksa onlar, buyruğu sıkı mı tuttular? Şüphesiz biz de (buyruğu) sıkı tutanlarız.
Ali Fikri Yavuz:
Yoksa onlar, (Hz. Peygambere hile kurmakta) işi sağlama mı bağladılar? İşte biz, (onları helâk etmekle işi) sağlam tutanlarız.
Portekizce:
Quê! Porventura, tramaram alguma artimanha? Sabei que a desbarataremos!
İsveççe:
Har de gjort upp en plan [hur de skall fastställa vad som är sanning]? Då sätter Vi Vår plan i verket!
Farsça:
بلکه آنان کار [توطئه و نیرنگ بر ضد حق] را محکم کردند، پس ما هم کار [عذاب] را بر آنان محکم می کنیم.
Kürtçe:
بەڵکو ئەوانە بۆ پیلان وفێڵیان (لەپێغەمبەر ﷺ) لێبڕان، بۆیە بەڕاستی ئێمەش (بۆ تۆڵە لێ سەندنیان) لێبڕاین
Özbekçe:
Ёки улар бирон ишга қарор қилдиларми? Бас, Биз, албатта, қарор қилгувчимиз.
Malayca:
Bahkan mereka (yang kafir) itu telah mengambil keputusan menjalankan satu rancangan (hendak membunuh Rasul Kami), maka Kami juga mengambil keputusan (menggagalkan rancangan mereka).
Arnavutça:
Nëse ata (mohuesit) kurdisin kurtha, edhe Ne do t’u vëmë kurtha (në dënim).
Bulgarca:
Нима [неверниците] нещо друго са решили? Но Ние също сме решили.
Sırpça:
Ако они спремају замке, и Ми ћемо замке њима да поставимо.
Çekçe:
Že zosnovali nějakou lest? Však my také proti nim zosnujeme léčku!
Urduca:
کیا اِن لوگوں نے کوئی اقدام کرنے کا فیصلہ کر لیا ہے؟ اچھا تو ہم بھی پھر ایک فیصلہ کیے لیتے ہیں
Tacikçe:
Оё онҳо дар эътиқоди худ пой фишурдаанд? Мо ҳам пой фишурдаем.
Tatarca:
Алар хакка каршы мәкерлек кылсалар, Без дә аларга каршы каты мәкерлек кылырбыз. Алар хакны җимерә алмаслар, әмма үзләре һәлак булырлар.
Endonezyaca:
Bahkan mereka telah menetapkan satu tipu daya (jahat), maka sesungguhnya Kami menetapkan pula.
Amharca:
ይልቁንም (በነቢዩ ላይ በማደም) ነገርን አጠነከሩን? እኛም (ተንኮላቸውን ወደእነርሱ በመመለስ) አጠንካሪዎች ነን፡፡
Tamilce:
(இந்த உண்மைக்கு எதிராக) ஒரு காரியத்தை அவர்கள் முடிவு செய்து விட்டார்களா? நிச்சயமாக நாங்கள்தான் (அவர்களை இழிவுபடுத்தும் காரியத்தை) முடிவு செய்யப்போகிறோம்.
Korece:
그들 스스로 음모를 꾸몄으 나 하나님은 승리케 하였노라
Vietnamca:
Lẽ nào chúng sắp đặt công việc?! Không, chính TA mới là Đấng sắp đặt.
Ayet Linkleri: